Türkiye'de basın özgürlüğü için uluslararası kampanya
Uluslararası Basın Enstitüsü öncülüğündeki basın kuruluşları Türkiye'de bağımsız gazetelere destek olmak için kampanya başlattı.
Uluslararası Basın Enstitüsü öncülüğündeki basın kuruluşları Türkiye'de bağımsız gazetelere destek olmak için kampanya başlattı. Enstitü Direktörü Trifoni, "Bağımsız gazetecilik hayatta kalma mücadelesi veriyor" diyor.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) dünya genelinde basın özgürlüğünün güçlendirilmesi için mücadele eden dünyanın en eski kuruluşlardan birisi. Basın Ensütitüsü, Pan-Avrupa Gazeteci Organizasyonu, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi(ECPMF) Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) ve PEN Almanya'nın desteğiyle Türkiye'de bağımsız basına destek için 'Abone oluyorum' (I Subscribe) kampanyası başlattı.
IPI: BAĞIMSIZ GAZATECİLİK HAYATTA KALMA MÜCEDELESİ VERİYOR
Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda hiç de iyimser olmadığını vurgulayan IPI Direktörü Barbara Trifoni, "Türkiye'de bağımsız gazetecilik hayatta kalma mücadelesi veriyor" diyerek Türkiye'de bağımsız gazeteler için neden abonelik kampanyası başlattıklarını özetledi.
AMAÇ: BAĞIMSIZ GAZAETELERE DESTEK VERMEK
Uluslararası Basın Enstitüsü'nün öncülüğünde başlatılan abonelik kampanyasında amaç Türkiye'de az sayıda bağımsız gazeteye dünya genelinde abone olunmasını sağlayarak bu gazetelere destek sunmak. Kampanyaya Avrupa Parlamentosu milletvekili Rebecca Harms da destek veriyor.
Avrupa Parlamentosu'nun Yeşiller partili milletvekili Rebecca Harms, DW'ye yaptığı açıklamada Türkiye'de gazeteciler ve medya sektörü çalışanlarının durumunun "şoke edici" olduğunu söyledi. Harms, "Birçok kişi uzun yıllar ya da ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Birçok gazeteci yurtdışına gitti ancak orada da korku içinde yaşıyorlar. Türkiye'deki gazeteciler bana sürekli olarak askeri rejim dönemlerinde bile bu kadar sertlik görmediklerini anlatıyorlar" dedi.
'HÜKÜMETİN MEDYAYA ETKİSİ'
Türkiye'de basın özgürlüğü konusundaki durum hakkında "turkey purge" platformunun internet sayfası da fikir veriyor. Bu sitede Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana gözaltı ve tutuklamalarla ilgili bilgilere yer veriliyor. Sitede yer alan verilere göre 319 gazeteci hali hazırda tukuklu. 189 medya kuruluşu darbe girişiminden sonra kapatıldı.
Mart ayında Türkiye'nin en köklü ve büyük medya gruplarından Doğan'ın satılacağı haberi açıklandı. CNN Türk, Hürriyet, Hürriyet Daily News, Posta, Fanatik, Kanal D gibi tanınmış televizyon kanalları ve gazeteleri bünyesinde barındıran Doğan Grubu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Demirören grubuna satıldı.
Today we and our partners are launching the I Subscribe campaign to support independent media in #Turkey. Wherever you are in the world, YOU can subscribe to @cumhuriyetgzt to help #pressfreedom survive: https://t.co/uf3gBJNqvm SPREAD THE WORD! #isubscribed #cumhuriyet pic.twitter.com/qukJyrfxxI
— IPI (@globalfreemedia) 5 Haziran 2018
Hükümetin medyaya etkisi sadece özel medya kuruluşlarıyla sınırlı değil. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Kasım 2015'deki genel seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) ) seçimlerden bir ay önce toplam 100 saat ayırırken, bütün muhalif partilere ayrılan sürenin toplamı 100 saatin sadece dörtte biriydi.
Uluslararası Basın Enstitüsü basın açıklamasında, Türkiye'de iktidarla medya kuruluşları arasındaki bağlantı konusunda, "Ülkedeki medyanın yüzde 90'ı hükümetin etkisi altında" ifadesini kullandı. IPI Direktörü Barbara Trifonu de bu konuda benzer görüşte: "Bağımsız medya kuruluşuna abone olmak somut bir adım. İnsanlar dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, yardım edebilirler."
TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ LİSTESİNDE GERİLEDİ
Türkiye'de basın özgürlüğünün içinde bulunduğu durum, uluslararası alanda hazırlanan raporlara da yansıyor. Basın özgürlüğü konusundaki raporlara göre AKP'nin 2002 yılında iktidara gelmesinden bu yana ülkede basın özgürlüğünün durumu giderek kötüleşti. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün açıkladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye 2002 yılında 99'uncu sıradaydı. 2018 yılında ise 180 ülkenin yer aldığı listede 157'inci sıraya geriledi. (DW)