UNICEF Sözcüsü: Ampüte edilen çocukların hastanelerde öldürülmesine öfkeliyim, DSÖ Sözcüsü: Dünyanın buna izin vermesi inanılmaz

UNICEF Sözcüsü: Ampüte edilen çocukların hastanelerde öldürülmesine öfkeliyim, DSÖ Sözcüsü: Dünyanın buna izin vermesi inanılmaz
BM, İsrail saldırısının durması için sesini yükseltti. UNICEF, Gazze'de ampüte edilen çocukların bu kez hastanelerde vurulmasına örnek vererek öfkesini dile getirdi. DSÖ, "Dünyanın bunun devam etmesine izin vermesi inanılacak gibi değil" dedi.

Artı Gerçek - Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin Gazze'de ateşkes konusunda bugün yapacağı oylama öncesinde, BM kuruluşları, başta çocuklar olmak üzere Filistinli sivillerin katlanarak artan acılarına dünyanın seyirci kalması karşısında duydukları öfkeyi ve hayal kırıklığını bir kez daha dile getirdi.

BM kuruluşlarının yetkilileri, İsrail'in Gazze Savaşı'nın 74. gününde sivillere ve hastanelere saldırmaya devam etmesine "Dünya buna neden izin veriyor" diyerek isyan etti.

Çoğu kadın ve çocuk yaklaşık 20 bin Filistinlinin öldürüldüğü Gazze'deki hastanelerde durumun inanılmaz olduğunu söyleyen BM yetkilileri, yerlerinden edilenlerin de hastanelerdekilerin de temel ihtiyaç malzemelerinden yoksun olduğunu ve saldırılardan kurtulup imkansızlıklar içinde ampüte edilen çocukların bu kez İsrail'in hastane saldırılarında öldürüldüğünü belirtti.

BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF'in Sözcüsü James Elder, İsrail'in hastane saldırılarını anlatırken "Ampütasyon sonrası iyileşmekte olan çocukların öldürülmesine öfkeliyim" dedi.

Uluslararası hukuk uyarınca tıbbi tesisler, yiyecek ve suyun korunması şartına "sahte bağlılık bile gösterilmediğini" belirten Elder, "Gerçekten çok öfkeliyim" vurgusunu yaparken, Noel döneminin "daha vahşi saldırılar" getirmesinden korktuğunu söyledi.

'DÜNYADA ÇOCUK OLMAK İÇİN EN TEHLİKELİ YER'

"Gazze Şeridi, dünyada çocuk olmak için en tehlikeli yer. Ve bu acımasız gerçeklik her geçen gün daha da güçleniyor" vurgusunu yapan Elder, “Tam kapasite çalışan en büyük hastane son 48 saat içinde iki kez bombalandı" hatırlatmasını yaptı.

AMPÜTE EDİLEN 13 YAŞINDAKİ DİNA'NIN HİKAYESİ

"Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi, evlerine yapılan saldırılarda ağır şekilde yaralanan çok sayıda çocuğun yanısıra güvenlik arayan yüzlerce kadın ve çocuğu da barındırıyor" bilgisini veren Elder, şöyle devam etti:

"Haftasonu UNICEF 13 yaşındaki Dina'nın hikayesini paylaştı. Han Yunus'taki evi tamamen yıkılınca yaralandı ve daha sonra sağ bacağı kesildi. Hem anne babasını hem de iki erkek kardeşini kaybetti. Ancak umudunu kaybetmemişti. Bize avukat olma hayallerini anlattı. ‘Adaletsizliği hissediyorum; Büyüdüğümde avukat olacağım ki, haklarımdan ve tüm çocukların haklarından yararlanabileyim."

"Dina, umut hikayesini paylaşmasını ertesi günü, pazar günü Nasır Hastanesi'nde öldürülenlerden biri oldu."

'ÇOCUKLARLA AİLELERİ NEREYE GİTSİN?'

"Peki çocuklarla aileleri nereye gitsin? Hastanelerde güvende değiller. Barınaklarda güvende değiller. Ve (İsrail'in ilan ettiği) sözde 'güvenli' bölgelerde kesinlikle güvende değiller."

'GÜVENLİ BÖLGELER NEDEN GÜVENLİ DEĞİL?'

"Bu sözde güvenli bölgelerin neden güvenli olmadığını açıklayayım. Çatışmanın taraflarının elbette sivil nüfusu korumak için mümkün olan tüm önlemleri alma yükümlülüğü vardır. Bu durumda alınacak önlemlerden biri tahliyedir. Yani sözde 'güvenli' bölgelere geçmek. BM'nin bir ay kadar önce söylediği gibi: Bu bölgeler tek taraflı olarak ilan edildiğinde ne güvenli ne de insani olamaz. Ayrıca, uluslararası hukuka göre, insanları tahliye ettiğiniz yerin hayatta kalmaları için yeterli kaynaklara (tıbbi tesisler, yiyecek ve su) sahip olması gerekir. Yani, güvenli denilen bu bölgeler, yalnızca bombardımandan uzak olduklarında değil, aynı zamanda bu koşullar (yiyecek, su, ilaç, korunma) da sağlandığında güvenlidir. Ancak mevcut kuşatma koşulları altında bu tür bölgelere yeterli malzeme sağlanması imkansız. Bu gerçeği bizzat gördüm. Bu bölgeler, suyu olmayan, tesisleri olmayan, soğuğa ve yağmura karşı barınağı olmayan küçük çorak arazi parçaları veya sokak köşeleri veya yarı inşa edilmiş binalar. Ve kritik boyutta temizlik yok."

'700 AİLEYE BİR TUVALET DÜŞÜYOR'

"Şu anda Gazze'de ortalama her 700 çocuk ve aileye bir tuvalet düşüyor. Aileler, tuvaletin olmadığı ve on binlerce insanın kovalara ya da açık dışkılamaya başvurduğu yerlere yeniden yerleştiriliyor. Ve böylece su, sanitasyon ve barınak olmadan, bu sözde güvenli bölgeler hastalık bölgeleri haline geliyor."

“Çocuklarda ishal vakası 100 binin üzerinde. Sivillerde akut solunum yolu hastalığı vakaları 150 binin üzerinde. Üstelik her iki rakam da acı verici gerçekliğin büyük ölçüde eksik sayımı."

Çocuklarda ishalli hastalıklar ölümcül hale geliyor

“Gazze'deki çocuklarda yetersiz beslenmenin artmasıyla birlikte ishalli hastalıklar da ölümcül hale geliyor. Şunu düşünün: Gazze'nin en savunmasız 130 binden fazla çocuğu (0 ila 23 ay arası), hayat kurtaran kritik emzirme ve mikro besin takviyesi dahil yaşa uygun tamamlayıcı beslenme uygulamalarını alamıyor."

'HASTALIK NEDENİYLE ÇOCUK ÖLÜMLERİ SALDIRIDA ÖLENLERİ GEÇEBİLİR'

"Böyle bir senaryoyla ve yalnızca insani bir ateşkesin sağlayabileceği yeterli temiz su, gıda ve sanitasyon olmaksızın, hastalık nedeniyle çocuk ölümleri, bombardımanlarda ölenleri geride bırakabilir."

'TEK ÇARE ACİL VE UZUN SÜRELİ İNSANİ ATEŞKES'

“Biz konuşurken, Gazze'deki çocuklar için yardımın ulaştırılması bir ölüm kalım meselesi, ama bu yardımın sağlanması için gereken koşullar yerine getirilmiyor. Acil ve uzun süreli insani ateşkes, çocukların öldürülüp yaralanmasını, hastalıklardan kaynaklanan çocuk ölümlerini sona erdirmenin ve son derece ihtiyaç duyulan hayat kurtarıcı yardımın acilen ulaştırılmasını sağlamanın tek yolu."

'HASTANELERDEKİ DEHŞETİ ANLATACAK KELİMELER TÜKENDİ'

BM'ye bağlı Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris, İsrail saldırıları yüzünden Gazze hastanelerinin düştüğü durumdan "son derece vicdansız ve insafsız" diye söz etti.

Gazze'deki hastanelerin ancak üçte birinin hâlâ çalıştığını ve bunların da asgari düzeyde hizmet verdiğini belirten DSÖ Sözcüsü, Gazze'deki meslektaşlarının tanık oldukları "dehşeti anlatacak kelimelerin tükendiğin" dile getirdi.

Harris, "En temel ihtiyaçlardan yoksunlar. Meslektaşlarımdan biri, şiddetli acı ve ıstırap içinde yerde yatan insanları anlattı: Ağrı kesici istemiyorlardı. Su istiyorlardı" diyerek ekledi:

"Dünyanın bunun devam etmesine izin vermesi inanılacak gibi değil, bu vicdansızlık." (UNICEF, Hindustan Times, BBC, Dış Haberler)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar