'Depolardaki stoklar yazın tüketildi' iddiası geldi, EPİAŞ stok verilerine sansür getirdi

'Depolardaki stoklar yazın tüketildi' iddiası geldi, EPİAŞ stok verilerine sansür getirdi
Kılıçdaroğlu ve Babacan'ın yanı sıra sektör uzmanlarının gaz stoklarının yaz aylarında eritildiği ve pahalı diye gaz alınmadığı iddialarının ardından EPİAŞ stok verilerini kaldırdı.

ARTI GERÇEK - Türkiye kışın ortasında tarihi bir enerji kriziyle karşı karşıya kalırken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan dikkat çeken bir sansür adımı geldi.

İran’ın 20 Ocak 2022 tarihinden itibaren doğalgaz akışını "teknik sorun" gerekçesiyle kesmesinin ardından Türkiye’de sanayi ve santrallerde doğalgaz ve elektrik tüketiminde sınırlamalara gidilirken, uzmanlar depolardaki doğalgaz miktarının azlığına ve BOTAŞ’ın hazırlıksız yakalanmasına da işaret etmişlerdi.

MUHALEFETTEN DOĞALGAZ STOĞU ELEŞTİRİSİ GELMİŞTİ

Nitekim, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte yaptığı basın toplantısında, Ocak 2018’de yüzde 73, Ocak 2019’da yüzde 72, Ocak 2020’de yüzde 60 olan doğalgaz depolama tesislerindeki doluluk oranının, Ekim 2021’de yüzde 54, Ocak 2022’de yüzde 32 olduğunu söylemişti.

"Devleti yöneten irade şunu görmek zorunda; kışın doğalgaz kesilirse ne olacak" diyen Kılıçdaroğlu, "Var olan depolar niçin doldurulmuyor, sanayi üretiminde bu kadar ciddi bir aksaklık çıkmasına neden izin veriliyor" sorularını yöneltmişti. Ali Babacan da, Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının ardından, "Doğalgaz rezervleri de Merkez Bankası rezervleri gibi iyi yönetilmemiş" demişti.

Muhalefetin açıklamalarının ardından enerji kesintilerine enerji verileri kesintisi de eklendi.


ENERJİ BAKANLIĞI STOK VERİLERİNİ KALDIRDI

Bu açıklamaların sonrasında BOTAŞ ve Enerji Piyasaları İşletme A.Ş (EPİAŞ) sitelerinde Silivri ve Tuz Gölü doğalgaz depolarındaki stok miktarını günlük olarak gösteren veriler kaldırıldı.

EPİAŞ’ta Tuz Gölü’ndeki depoya ait tüm veriler kaldırılırken, Silivri’deki depoya ilişkin de 18 Ocak 2022 tarihi sonrasındaki veriler kaldırıldı.

SİLİVRİ’DEKİ DEPOLARDA NE KADAR GAZ KALDI?

Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, 18 Ocak 2022 tarihi itibarıyla Silivri’deki depolarda toplam 1,2 milyar metreküplük gaz kaldığı, en son 18 Ocak’ta günlük geri üretim miktarının 14,4 milyon metreküp olduğu verisi sistemde yer alıyor.

18 Ocak 2021 tarihinde Silivri’deki depoda 2,1 milyar metreküplük gaz bulunuyordu.

Silivri’deki depoların toplam kapasitesi ise 3,1 milyar metreküp düzeyinde ve dün itibarıyla burada yaklaşık 1 milyar metreküplük gaz bulunduğu tahmin ediliyor.

TUZ GÖLÜ’NDEKİ DEPODA NE KADAR GAZ KALDI?

Bakanlık stok verisini kaldırdı ancak yaklaşık 900 milyon metreküplük depolama kapasitesine sahip Tuz Gölü Doğalgaz Yeraltı Depolama Tesisi’nde 20 Ocak’ta yaklaşık 300 milyon metreküplük gaz bulunuyordu.

24 Ocak itibarıyla kalan gazın yaklaşık 240 milyon metreküp olduğu ve günlük yaklaşık 30 milyon metreküplük geri üretim yapıldığı düşünüldüğünde bu tesisten sisteme yaklaşık 1 hafta daha mevcut 30 milyon metreküp hacimde gaz verilebileceği tahmin ediliyor.

Tuz Gölü’ndeki depoda günlük geri üretim hacmi 40 milyon metreküp olsa da gaz azaldıkça geri üretim kapasitesinin de azaldığı belirtiliyor.

DEPOLARDAKİ GAZ YAZ AYLARINDA BİTTİ, PAHALI DİYE ALINMADI

Öte yandan, Dünya gazetesine bir açıklama yapan GazDay Enerji Genel Müdürü Mehmet Doğan da, asıl sorunun İran değil, arz güvenliğinin sağlanamaması olduğunu belirterek, "Depolardaki gazlar yazın bitti. Gaz fiyatları yaz aylarında çok arttığı için yüksek fiyattan gaz almamak adına depolardaki gazlar kullanıldı, yani bir anlamda zam yapılmamak için stoklar kullanıldı" dedi.

İran’ın doğalgaz akışını kesmesi ardından OSB’lerde üç günlük elektrik kesintisine gidildi. Doğan, Türkiye tarihinde ilk defa tüm sanayinin enerjisinin aynı anda aynı süreyle kesilmeye çalışıldığını söylerken, asıl sorunun İran’dan doğalgazın alınamaması değil, arz güvenliğinin sağlanamaması olduğunu savundu.

Yazın pahalı denilerek gaz alınmayıp depolardaki gazın kullanıldığını dile getiren Doğan, depolardaki gaz bitip de çok soğuk geçen ardışık günler nedeniyle krizin patlak verdiğini kaydetti. Doğan, 15 Mart’a kadar enerji krizinin tekrarlayabileceği uyarısında bulundu.

TÜRKİYE'NİN GÜNLÜK GAZ KULLANIMI 300 MİLYON METREKÜP

Türkiye’nin günlük gaz kullanımı oranının ortalam sıcaklıktan belirlenmesinin yanlış olduğunu belirten Mehmet Doğan şunları söyledi:

"Türkiye’nin günlük doğalgaz kullanımı 300 milyon metreküp olduğu tahmin ediliyor. Peki bu 300 milyon metreküp neye göre belirleniyor? Bu işleri ortalama sıcaklıklara göre alır yaparsanız hata olur. ‘Geçen yıl ocakta 6 milyar metreküp tükettik bu bize yeter’ diye düşünürseniz hata yaparsınız. Bütün kaynaklardan akış sağlanırken, talep tahminini doğru yapmak gerekir. Kaynak kesildiğinde ne yapılması gerektiğini önceden hesaplamak gerekir."

YENİ YILA GİRERKEN KRİZ, 'BEN GELİYORUM' DEDİ

Doğan, yeni yıla girerken aslında krizin "ben geliyorum" dediğini, Türkiye’nin İran ya da başka bir kaynaktan gaz gelmemesi halinde bunu tolore edemeyeceğinin ortada olduğunu dile getirdi:

"Zaten gaz yetmeyecek şekilde yeni yıla girdik. Depolardaki gazlar yazın bitti. Gaz fiyatları yaz aylarında çok arttığı için yüksek fiyattan gaz almamak adına depolardaki gazlar tüketildi, yani bir anlamda zam yapılmamak için stoklar kullanıldı."

YENİ YILA YETERSİZ GAZ MİKTARIYLA GİRİLDİ

BOTAŞ eski Genel Müdürü Gökhan Yardım da, Sözcü gazetesine yaptığı açıklamada, EPİAŞ ve BOTAŞ’ın doğalgaz depolarına ait enjeksiyon, geri üretim ve depodaki gaz miktarı verilerini kanunen yayımlaması gerektiğini, piyasada fiyatlama ve planlamada bu verilere bakıldığına işaret etti.

Ocak ayına depolarda yetersiz gazla girildiğini, önceki senelere göre yaklaşık 1 milyar metreküp daha az gaz depolandığını belirten Yardım, asıl sorunun ise depolardan ziyade artan gaz talebini karşılayacak sözleşmelerin yapılmaması olduğunu vurguladı. Yardım, "Sormanız gereken soru şu: Neden Azerbaycan’da üretilen Şahdeniz 2 gazının hepsini satın almadık, 6 milyar metreküp alıp 10 milyar metreküp gazın Avrupa’ya gitmesine müsaade ettik? Şahdeniz 1 anlaşmasının 2021 yılında biteceği belliydi" dedi.

Yardım, "TANAP'tan biz günlük 16 milyon metreküp civarında gaz alıyoruz. Bu gazı Eskişehir'den alıyoruz. Aslında TANAP yönetimiyle görüşüp bu gazı şu anda çok düşük kapasitede çalışan Türközü istasyonuna döndürmek lazım" dedi.

Eski BOTAŞ Doğalgaz Alım Dairesi Başkanı Ali Arif Aktürk de, BOTAŞ’ın mali sorunların da etkisiyle depoları yeterince doldurmadığını ancak asıl sorunun bu olmadığını, depolar ağzına kadar dolu olsa bile Türkiye’nin günlük tüketimine oranla geri üretim kapasitesinin çok sınırlı olduğuna işaret etti.

İRAN'IN AKIŞI KESMESİ KRİZİN GERÇEK NEDENİ DEĞİL, TETİKLEYİCİSİ...

Akın, "İran'ın akışı kesmesi krizin gerçek nedeni değil, krizin tetikleyicisi. Asıl neden yeraltı depolarının boş olması. Yeraltı doğal gaz depolarındaki stok miktarları günlük olarak EPİAŞ tarafından yayınlanırken, 18 Ocak’tan sonra stok miktarına ilişkin bilgilerin yayınlanması durduruldu" dedi.


CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, yaptığı yazılı açıklamada sanayide yaşanan doğalgaz kısıntısı ile elektrik kesintilerini değerlendirdi.

EPİAŞ 18 OCAK İTİBARİYLE VERİ AÇIKLAMAYI DURDURDU

Akın, açıklamasında şunları kaydetti:

"İran’ın günlük 28,5 milyon metreküp doğal gaz akışını 10 gün keseceğini duyurması üzerine yaşanan kriz ülkemizde arz güvenliğinin sağlanamadığının göstergesidir. İktidarın doğal gaz kısıntısı ve elektrik kesintisine varan tedbirler almasının tek gerekçesi İran’daki doğal gaz akışının kesilmesine bağlanamaz. Her kış yaşanan bu duruma karşı hazırlıksız olunması ya plansızlıktan kaynaklanmaktadır. Bu gibi durumlar için doğal gaz depolarının stok durumunun yüzde 100 dolu olması gerekirken; krizin başında yer altı depolarının üçte ikisinin boş durumda olduğu bilinmektedir. Yer altı doğal gaz depolarındaki stok miktarları günlük olarak EPİAŞ tarafından yayınlanırken; 18 Ocak’tan sonra stok miktarına ilişkin bilgilerin yayınlanması da durdurulmuştur. Bu durum iktidarın krizin ana sebebi olan depoların boş olduğu gerçeğini gizlemek istediğinin bir göstergesidir.

Yaklaşık beş ay önce ağustos ayının başında ülke genlinde yaşanan elektrik kesintisi arz güvenliğinde büyük bir sıkıntı yaşandığının ilk işareti olmuştur. Ağustos ayının başında elektrik tüketiminin artmasının planlanamaması nedeniyle pek çok ilde kontrollü elektrik kesintileri yaşanmıştı.

Kuraklık nedeniyle üretim payı düşen hidroelektrik santrallerinden kaynaklı açığın doğal gaz santralleri tarafından karşılanması Türkiye’de özellikle tamamen dışa bağımlı olduğumuz doğal gaz akışında kırılganlığı artırmıştır. Sonuç itibariyle iktidar bu kırılganlığa karşı somut bir adım atmamış göz göre göre gelen krizi umursamamayı tercih etmiştir.

SORUNUN İKİ BOYUTU VAR

Enerjide arz güvenliği; enerji kaynaklarının satın alınabilir bir fiyattan kesintisiz bir şekilde ulaşılabilirliği anlamına gelmektedir. Türkiye’de bugün yaşanan arz güvenliği krizinin iki boyutu bulunmaktadır. AKP iktidarının art arda yaptığı zamlar nedeniyle Türkiye’de enerji satın alınabilir bir fiyat olmaktan çıkarak fahiş bir fiyata yükselmiştir. Aynı zamanda enerji plansızlık nedeniyle de kesintisiz bir şekilde ulaşılabilir olmaktan çıkmıştır. Vatandaşlar enerji faturalarını ödeyemez duruma gelirken; iktidar sanayide ise kesintisiz bir enerji arzını artık sağlayamamaktadır.

ANLAŞMALAR TÜKETİMİ KARŞILAMIYOR

Türkiye’nin 2021 yılı doğal gaz tüketimi 61 milyar 552 milyon metreküp olurken, 2022 yılında ülkemize fiili olarak anlaşmayla gelecek doğal gaz miktarı ise 51 milyar 250 milyon metreküp olarak hesaplanmaktadır. Başka bir deyişle 2022 yılında 10 milyar 300 milyon metreküp büyüklüğünde bir açık bulunmaktadır. İktidar bu açığı kısa vadel LNG anlaşmalarıyla kapatmayı tercih etmiştir.

MALİYETLER VE RAF FİYATLARI ARTACAK

Sanayide yaşanan doğal gaz ve elektrik kesintileri ise üretimin durması, tedarik zincirinin bozulması anlamına gelecek. Üç gün süren elektrik kesintisi pek çok sektörde 10 günü bulan üretim kaybı anlamına gelecektir. Bu da tek başına yüzde 33 oranında bir maliyet artışı anlamına gelecektir. Başka bir deyişle bu krizin faturası marketlerdeki raf fiyatlarına yansıyacak, hayat pahalılığı daha da artacaktır."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar