Dolar/TL yönünü aşağı çevirdi

Dün 3.98 ile rekor tazeleyen kur yeni güne 3.94 seviyelerinde başlamasının ardından kazançlarını sildi ve 3.91'li seviyelere doğru gevşedi.

Dolar/TL yönünü aşağı çevirdi

EKONOMİ - Son dönemde rekor üstüne rekor kıran dolar/TL yeni güne de alıcılı başlamasının ardından kazançlarını sildi ve 3.91'li seviyelere geriledi. Dün erken saatlerde dolar/TL 3.9826, euro/TL de 4.67 ile tarihinin en yüksek seviyesini görmüştü.

Dolar/TL yönünü aşağı çevirdi - Resim : 1

ABD, AB, NATO ile gerilen ilişkiler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz eleştirilerinin kur üzerinde baskıya neden olduğu belirtiliyor. Merkez Bankası önceki gün fonlamayı yüzde 12.25’lik GLP üzerine kaydırmıştı ancak bu hamle kur üzerinde çok da etkili olmadı.

MERKEZ BANKASI'NIN ADIMLARI YETERLİ DEĞİL

Bankacılar, küresel piyasaların etkisinin ötesinde TL'nin son dönemde benzer para birimlerine göre ciddi bir satış baskısı yaşadığını belirtirken bu gelişmenin Türkiye'ye özgü olduğuna da dikkat çekiyorlar. Bankacılar TL'ye özgü satış baskısı yaratan unsurların enflasyonda yükseliş, AB, ABD ve hatta NATO ile ilişkilerin gerilmesi ve jeopolitik gelişmeler olduğuna dikkat çekiyor. Bunun yanında ABD'de devam eden Reza Zarrab davasının sonuçlarına ilişkin endişeler de piyasalarda yakından takip ediliyor.

Kapital FX'ten Enver Erkan, yolladığı bir notta, "Kurun 3,91 seviyesi altında kapanışlar yapamaması, yeni yükselişlerin gelebileceğinin işareti olabilir. Bu durumda da 3,98 izlenecek ilk önemli seviyedir, kurda anlamlı gevşeme bu noktadan sonra 3,91 altında gerçekleşebilir" yorumuna yer verdi.

TL'deki değer kayıplarına TCMB toplam dört farklı adımla yanıt verirken ilk etapta tek başına bu adımlar piyasalardaki endişeleri gidermekte yeterli olmamıştı. Bir bankanın döviz masası işlemcisi, "TCMB adımlarını TL'deki riskleri ortadan kaldırmak adına yeterli görmüyoruz. TCMB'nin de bu adımları TL'deki değer kaybına son vermek adına atmadığını düşünüyoruz. Bugün ana belirleyici olan Fed kararının ötesinde TCMB'nin adımları da negatif ayrışmayı en azından bir miktar zayıflatacaktır" dedi.

ENFLASYON VURGUSU BELİRSİZLİK OLARAK ALGILANDI

Tacirler Yatırım Başekonomisti Ekin Akbaş, "Fed tutanaklarına göre bazı üyelerin faiz artırımlarının devamını destekleme durumunun enflasyondaki görünüme bağlı olduğunun altını çizmiş olmaları, faiz politikasının geleceği açısından belirsizlik olarak algılandı. Tutanaklar öncesinde ise ABD'den gelen 'dayanıklı tüketim malları siparişleri' verileri beklentilerin altında bir performans sergileyerek dolar endeksinin dün öğle saatlerinde bir satış eğilimi içerisine girmesine neden olmuştu. Tüm bu gelişmelerin etkisi ile birlikte dolar endeksi sert bir şekilde geri çekilerek 93,20 seviyesi altına indi. Daha da önemlisi dolar/TL paritesi, uzun bir aradan sonra ilk defa kurdaki düşüşe tepki göstererek sert bir geri çekilme kaydetti ve dolar endeksindeki düşüş fiyatlaması kuru 3,91'li seviyelerine kadar getirdi" değerlendirmesinde bulundu.

MERKEZ BANKASI, HER AN HER ŞEY YAPABİLİR

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu'na gerek olmadan her adımı atabileceğini belirterek, "TCMB'nin araç bağımsızlığı sonsuz, her an her şey olabilir" dedi. Merkez Bankası'nın bir kur hedeflemesi yapmadığını söyleyen Ertem, "Dolayısıyla Merkez'in aldığı önlemler bir kur hedefiyle yapılmıyor. Merkez Bankası zaten kur etkisi olsun diye başlamıyor, enflasyon doğrultusunda adım atıyor, bunda da başarılı oluyor. Banka reel sektörü kur etkisinden korumaya çalışıyor" dedi.

Kamu kesiminin rahat hatta Hazine'nin gereğinden fazla rahat olduğuna değinen Cemil Ertem, "Türkiye kur riskini azaltan bir yol izliyor, bunu Merkez'de teşvik ediyor. Ayrıca kuru çok fazla konuştuğumuzu da düşünüyorum" dedi.

Merkez Bankası'nın enflasyon bağlamında her türlü önlemi alabileceğini söyleyen Ertem, Merkez'in Para Politikası Kurulu'na gerek olmadan her adımı atabileceğini kaydetti. "Kirli haberlerle spekülatif adımlar atanın da Merkez Bankası elini kırar" diyen Ertem, "Her an her şey olabilir" dedi.

Merkez Bankası'nın elindeki araç setinin kimsede olmadığını ifade eden Ertem, "Kimse Merkez Bankasının yerine kendini koyarak yorum yapmasın. Merkez Bankası çok esnek para politikası uyguluyor, 14 Aralık'tan önce de MB pozisyon alır, alıyor da zaten. Şimdiye kadar attığı adımlar da kur hedefi için değil, enflasyon ve reel sektörü korumak için attığı adımlar" diye konuştu.

FED DAHA TEMKİNLİ DAVRANABİLİR

Öte yandan, Fed’in dün akşam açıklanan toplantı tutanakları aralık ayında faiz artırımına işaret etti. Dolar endeksi Fed tutanaklarının enflasyon konusunda endişeler olduğunu göstermesiyle yüzde 0,8 düşüşle 93,2 seviyesine, dolar/TL de 3.92'ye kadar gerilemişti.

Dolar/TL yönünü aşağı çevirdi - Resim : 2

Fed tutanaklarına göre, piyasa beklentisi doğrultusunda aralık ayında faiz artışı öngörülüyor ancak, birçok üye ülkede enflasyonun uzun süre daha düşük kalmayı sürdüreceğini düşünüyor. Daha fazla üyenin enflasyondan endişe duyması, piyasalarda bankanın gelecek yıl daha temkinli davranabileceği şeklinde yorumlandı.

Bankanın para politikasını belirleyen dokuz FOMC üyesi, yılın son toplantısı için 12-13 Aralık'ta başkent Washington'da bir araya gelecek. Piyasalar, bu toplantıda faiz artırılmasına yüzde 91,5 ihtimal veriyor.

FED'DE 80 YILIN EN BÜYÜK DEĞİŞİMİ YAŞANABİLİR

ABD Merkez Bankası’nda (Fed) art arda yaşanan istifalar, bankanın yönetiminde son 80 yılı aşkın sürenin en büyük değişimine yol açabilir. ABD Başkanı Donald Trump’a Fed’i yeniden şekillendirme şansını sunan bu durumun, bankanın para politikasına ilişkin belirsizliği artırabileceği öngörülüyor.

Fed Yönetim Kurulu'ndaki boş koltuk sayısı, Başkan Janet Yellen'in halefi Jerome Powell'a göreve başlar başlamaz bankadan tamamen ayrılacağını açıklamasıyla dörde yükseldi.

Mevcut boşlukların Beyaz Saray’ın adaylarıyla doldurulacak olması, Fed’in yedi üyeden oluşan yönetim kurulundaki beş ismin Başkan Trump tarafından seçilebileceği anlamına geliyor. Trump yönetimi, halihazırda Randal Quarles'i Fed'in Bankalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı yaparak ilk atamasını gerçekleştirdi.

Piyasa aktörleri, Trump’a Fed’in yönetimini yeniden şekillendirme imkanı tanıyan bu durumun, bankanın gelecek dönemdeki para politikasını ve finansal regülasyonları nasıl etkileyeceğini tartışmaya başladı.

Beyaz Saray’ın Fed adaylarını, regülasyonların gevşetilmesini destekleyen kişiler arasından seçeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Öte yandan, tercih edilecek isimlerin para politikası açısından nasıl bir profile sahip olacağı belirsizliğini koruyor.

Buna karşın, Trump’ın aday göstereceği isimlerin, Fed'in para politikasında 2032'ye kadar söz hakkına sahip olacak olması, boş koltukları kimlerin dolduracağına yönelik merakı tetikliyor.

TRUMP'IN POTANSİYEL FED ADAYLARI

ABD basınına son günlerde yansıyan sızıntılar, Beyaz Saray'ın Fed'deki boş koltukları doldurmak için harekete geçtiğine işaret ediyor.

Buna göre, Başkan Trump, Stanley Fischer'ın istifasıyla geçen ay boşalan başkan yardımcılığı için Allianz'ın Başekonomi Danışmanı Muhammed El-Erian'ı değerlendiriyor.

Ayrıca, Fed Başkanlığı için adı geçen adaylardan Stanford Üniversitesi Ekonomi Profesörü John Taylor, George W. Bush'un Başekonomi Danışmanı Glenn Hubbardve Kansas Bankalar Komisyonu Üyesi Michelle Bowman gibi isimlerin bankanın yönetim kurulu için düşünülen diğer isimler arasında olduğu iddia ediliyor.

Buna karşın, Trump yönetiminin şu ana kadar diğer Fed adaylarını ne zaman açıklayacağına dair sinyal vermemesi ve Senato'nun onay sürecine yönelik belirsizlik atamaların çok hızlı gerçekleşmeyebileceği ihtimalini güçlendiriyor.

Trump, eğer Fed'deki boş koltukları Kasım 2018'de yapılacak ara seçimlere kadar dolduramaz ve Demokratlar seçimlerde Senato'nun kontrolünü ele geçirirse, Fed atamaları açısından selefi Obama'nın kaderini paylaşabilir.

Obama'nın Fed'in Yönetim Kurulu'ndaki boşluklar için aday gösterdiği isimlerden ikisi Cumhuriyetçi Parti'nin kontrolüne geçen Senato tarafından reddedilmiş ya da oylanmamıştı. Dolayısıyla, yönetim kurulunda, eski Başkan Yardımcısı Fischer ve Yellen'in istifaları öncesinde de iki üye eksikti.

Eğer Trump yönetimi, Fed adaylarının atamalarını gelecek yıl içinde gerçekleştirebilirse, bu bankanın yönetiminde 1936’dan bu yana bir yıl içinde yaşanan en büyük değişim olacak.

Merkez Bankası fed