Fon’dan ‘Kanal’a milyar dolarlar akacak

Fon’dan ‘Kanal’a milyar dolarlar akacak
Kanal İstanbul Projesi, Varlık Fonu’ndan kaynak alacak. Fondan finanse edilecek projeyle Marmara Denizi ölü bir denize dönüşecek. PELİN CENGİZ / ÖZEL...

Kanal İstanbul Projesi, Varlık Fonu’ndan kaynak alacak. Fondan finanse edilecek projeyle Marmara Denizi ölü bir denize dönüşecek.

PELİN CENGİZ / ÖZEL HABER – Kamuoyunda yönetimi devredilen kamu kuruluşlarının varlıklarının ne şekilde kullanılacağına yönelik belirsizlikler olması, denetiminden ve şeffaflıktan uzak tutulması açısından çokça eleştirilen Varlık Fonu kaynağının ilk aktarılacağı proje Kanal İstanbul belli oldu.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kanal İstanbul Projesi’nin 42-43 kilometrelik güzergahının belirlendiğini ve çalışmalara bu yıl içinde başlanabileceğini söyledi.

TÜRKİYE EKONOMİSİ’NİN KARAR DELİĞİ

Varlık Fonu’nun kurulmasına dair gerekçeler sıralanırken, kanunda yer alan "Otoyollar, Kanal İstanbul, Üçüncü Köprü ve Üçüncü Havalimanı, nükleer santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu arttırılmadan finansman sağlanması" maddesi özellikle çok tartışıldı.

Türkiye ekonomisinde kara delik haline gelmeleri, yapılabilmeleri için gerekli finansman kaynaklarının bulunamaması, yaratacağı yeni rant alanları ve çevre tahribatları gibi sebeplerle bu projeler tepki çekiyor.

YABANCI BANKALAR FİNANSMAN AKTARMIYOR

Yurtdışındaki bankalar bu tür projelere gerek risklerinin yüksekliği, gerekse çevresel olumsuz etkileri sebebiyle finansman aktarmıyor. Yerli bankaların parasal kaynakları da bu projeleri fonlamak için yeterli değil. Dolayısıyla, yağmalanacağı endişesi taşınan Fon’un ilk icraatlarından birinin Kanal İstanbul’a kaynak aktarmak olması endişeleri ilk günden haklı çıkardı.

2011’deki genel seçim kampanyasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "çılgın proje" olarak tanıtılan Kanal İstanbul ve onunla ilintili Yeni Şehir, üçüncü havalimanı, üçüncü köprü gibi dev projeler, bugün İstanbul’un kentsel gelişiminin önemli belirleyicileri olarak rol oynuyor.

Bu yıl ihaleye çıkması planlanan Kanal İstanbul’un oluşturulması için toplam 2.7 milyar metreküp hafriyatın çıkarılacağı, bu hafriyatın değerlendirilmesi için de, Marmara ve Karadeniz’in çıkış noktalarına yapay adalar kurulacağı belirtilmişti.

PROJENİN BİLİMSEL ETKİ ANALİZİ YAPILMADI

Kanal İstanbul, sadece Karadeniz ile Marmara arasında yeni bir suyolu projesi olarak değil, İstanbul’un geleceğini değiştirecek büyük bir kentsel proje olarak nitelendiriliyor. İstanbul’un doğal yapısını değiştireceği, yeni yerleşimlerle nüfus hareketleri arttırarak, kenti daha da yönetilemez hale getireceği de artık biliniyor. Bunlar öngörülebilen etkileri, tahmin edilemeyen pek çok etkiyi de İstanbul ve çevresi, bizzat yaşayarak deneyimleyecek. Çünkü, projenin henüz hiçbir konuda bilimsel etki analizi yapılmadı.

Proje gerçekleşirse,

-Marmara Denizi ölü bir denize dönüşecek.

-Balık göç yolları ve kışlama alanları tamamen değişecek.

-İstanbul’un ortasında, Trakya ve İstanbul Boğazı’nın arasında oluşacak ada, yeni köprü, su ve elektrik hatları gerektirecek.

-Kanal İstanbul ile İstanbul Boğazı arasında kalacak adanın, Trakya ile bağlantısı kesilecek ve adadaki tatlı su kaynakları zamanla denizin tuzlu suyu ile dolacak.

-Ciddi ekonomik riskler oluşacak. Zira, İstanbul ile ilgili hiçbir master planda yer almadığı için projenin maliyeti 15 milyar dolar olarak açıklansa da, 50 milyar dolara çıkabilecek.

-Genellikle, kamusal projelerin değerlendirilmesinde oldukça yaygın bir şekilde kullanılan "fayda-maliyet" analizinde projeye ilişkin tüm süreçler, tüm net getiri ve götürüler, parasal karşılıkları cinsinden ifade edilir. Ancak, Kanal İstanbul’da, projeden etkilenecek çevresel değerler ve insan yaşamı gibi piyasalarda değer biçilemeyen durumlarda parasal ölçüler yeterli olmayacak.

Kanal İstanbul, yalnız devasa bir yatırım değil aynı zamanda yüzyıllara dayanan geçmişinden bugüne kadar İstanbul doğasının karşı karşıya bulunduğu en büyük mühendislik operasyonu. Karadeniz, Boğazlar, Marmara ve Kuzey Ege gibi geniş bir coğrafyada çok boyutlu etkileri olacak projenin, çok boyutlu ve karmaşık sonuçlarını önceden kestirmek mümkün olmadığı gibi ekonomik anlamda da kamuya ait kaynaklarla yapılacak olması açısından pek çok belirsizlik barındırıyor.

 

Öne Çıkanlar