Küresel riskten kaçışla piyasalar baskı altında: TL, TCMB söylemleriyle pozitif ayrışıyor
Dolar/TL, bu hafta küresel riskten kaçıştaki belirginleşme ile baskı altında kalsa da, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) uzun süre sıkı duruş ve enflasyonu yüzde 5'e düşürme kararlığı ile sıkı bir para politikası oluşturulacağı söylemlerinin desteğiyle TL satış baskısından en az etkilenen para birimi konumunda.
Asya borsaları Çin'deki likidite sıkışıklığı ve Wall Street'teki bireysel işlem çılgınlığının yatırımcıları endişelendirmesi ve piyasaları baskılamasıyla son ayların en sert haftalık düşüşünü kaydetmeye hazırlanırken, Avrupa ve ABD borsası vadeli kontratları geriledi.
Dolar ABD'de hedge fonların sat emri verilen hisselere koordineli bir şekilde hücum etmesiyle ilgili devam eden endişelerin, güvenli liman varlıklarına olan talebi artırmasıyla hafif yükselerek haftayı artıda bitirmeye hazırlanıyor.
Aynı zamanda, dünya çapında Covid-19 aşı dağıtımlarında sorunlar yaşanıyor. Avrupa'da aşı üretiminde gecikemeler çığ gibi büyüyerek Avrupa Birliği ile ilaç üreticileri arasında, mevcut sınırlı tedarikin en iyi şekilde nasıl yönlendirileceği konusunda tartışmaya yol açtı.
Küresel piyasalardaki sert satış baskısı TL'de de değer kaybı getirirken, bu kayıp benzer para birimlerinden daha sınırlı. TL'deki benzer para birimlerine göre daha iyi performans cuma gününden beri aralıksız devam ediyor.
Ekonomi yönetimindeki Kasım 2020'deki değişim sonrası başlayan iyimserlik son dönemde TCMB'nin para politikasında uzun süre sıkı duruş söyleminden de destek buluyor. TL 2021 yılında dolar karşısında yüzde 1 gibi sınırlı bir değer kazancı yaşasa da, bu kazanç benzer para birimlerinden açık ara önde. Benzer para birimlerinde yüzde 3-yüzde 5 arası değer kaybı görülüyor.
Dolar/TL, 7,36 seviyesinde. Euro/TL 8,91 seviyesinden işlem görüyor.
TCMB, DEZENFLASYONDA KARARLIYIZ DEDİ, PİYASA MESAJI ALDI
TCMB Başkanı Naci Ağbal, daha önce de bir "ara hedef" olarak ilan ettiği 2021 sonu için yüzde 9,4 olan enflasyon tahminini korurken, enflasyonu 2023 sonunda yüzde 5 seviyesine düşürecek şekilde politikaları "kararlı" uygulayacaklarına dikkat çekti.
Ağbal, yılın ilk enflasyon raporu sunumunda faiz indirimi için erken olduğu mesajı verirken, yüksek faiz nedeniyle üretimin sekteye uğrayacağı eleştirilerine ise fiyat istikrarı sayesinde üretimde uzun vadeli daha düşük maliyetle kaynak sağlanacağı için katılmadığını söyledi.
Ağbal, "Enflasyonun 2021 yılı sonunda yüzde 9,4 olarak gerçekleşeceği, 2022 yıl sonunda yüzde 7'ye ve 2023 yıl sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağı tahmin edilmektedir. Yüzde 5 hedefine varıncaya kadar gerçekleşen beklenen enflasyon oranı patikası ile para politikası faiz oranı patikası arasındaki düzey güçlü bir dezenflasyonist denge gözetilerek oluşturulacak ve bu denge sürekli korunacaktır" dedi.
Ağbal, gerekirse ilave sıkılaştırma yapabilecekleri yönünde oldukça net mesajlar da verdi.
Piyasanın beklentisi enflasyonun nisan veya mayısta tepe noktasını göreceği, yıl sonunda tek haneye düşemeyeceği, yılı yüzde 11-12 bandında bitireceği yönünde idi. Piyasalar enflasyon raporunda kendi tahminleri (yüzde 11-12) ile TCMB (yüzde 9,4) arasındaki farkın nasıl kapanacağını izliyorlardu.
TCMB'nin piyasa beklentilerinin altında bir enflasyon için kararlı açıklamaları yeni adımların gelebileceği ya da faiz indirimlerin öteleneceği beklentisi yaratarak TL'yi destekledi.
Gedik Yatırım Ekonomisti Serkan Gönençler, "TCMB'nin sıkı para politikası mesajını güçlendirerek, piyasada 'erken faiz indirimine' gidilebileceği yönündeki endişeleri gidermeye çalıştığı görülüyor, ki bu konuda da başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki, raporun tanıtımı sonrası piyasadaki yorumlar, faiz indirimlerinin başlama zamanına ilişkin beklentilerin bir miktar ötelenmiş olabileceğine işaret ediyor" değerlendirmesini yaptı.
Gönençler, "TCMB'nin şahin söylemi politika faizinin daha önce öngörülenden daha uzun süre mevcut seviyelerde tutabileceğini de düşündürüyor" dedi.
Öte yandan bu hafta Reuters'ta yayımlanan bir analizde de dikkat çekildiği üzere, Türkiye piyasalarındaki payını yanlış ekonomi politikalarını gerekçe göstererek son yıllarda sert düşüren yabancı yatırımcılar gelişmekte olan ülke piyasaları genelindeki en büyük geri dönüşlerden birini gerçekleştiriyor.
Türkiye'nin beş yıllık kredi iflas takası primi (CDS) ekonomi yönetimindeki değişim öncesi işlem gördüğü 570 baz puandan 300 baz puanın altına kadar geldikten sonra bugün 315/321 seviyesinde.