Merkez Bankası'ndan 200 baz puanlık faiz artış kararı geldi

Merkez Bankası'ndan 200 baz puanlık faiz artış kararı geldi
Merkez Bankası, merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Politika faizini piyasa beklentilerinin üzerinde 200 baz puan artırarak yüzde 19'a çekti. Karar sonrası dolar 7,35 seviyesine indi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) yüzde 17 olan politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 19 seviyesine çekti. Piyasalarda ağırlıklı beklenti 100 baz puan artırım olacağı yönündeydi.

Merkez Bankası'nın 200 baz puanlık faiz artırım kararının ardıdan döviz piyasalarında aşağı yönlü hareket hız kazandı. Karar öncesinde 7,46-7,47 düzeyinde seyreden dolar/TL, ilk tepki olarak 7,30 seviyelerine geriledi.

Benzer performansı kaydeden euro/TL de 8,92'den 8,77'lere çekildi.

Reuters anketine katılan ekonomistler TCMB'nin politika faizinin yüzde 17'den yüzde 18'e artıracağını tahmin ediyor ancak artırım tahminleri ise 100 ila 300 baz puan arasında değişiyordu.

TCMB son olarak aralık ayında politika faizini 200 baz puan artırmıştı.

KARAR METNİNDE ÖNDEN YÜKLEMELİ SIKILAŞMA VURGUSU YAPILDI

Karar metninde şu ifadeler kullanıldı:

"Genişleyici parasal ve mali politikalar ile aşılama sürecinde yaşanan olumlu gelişmelerin etkisiyle küresel büyüme görünümünde iyileşme ve uluslararası emtia fiyatlarında artış görülmektedir. Yükselen küresel enflasyon beklentileri, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizliklere ve küresel finansal piyasalarda dalgalanmaya yol açmaktadır.

İktisadi faaliyet güçlü bir seyir izlemektedir. Salgına bağlı kısıtlamaların hafifletilmesiyle hizmetler ve bağlantılı sektörlerde iktisadi faaliyetin artması beklenmektedir. Bununla birlikte, salgının seyrine ilişkin muhtemel gelişmelere bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerindeki riskler önemini korumaktadır. Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güçlü seyreden iç talebin yanı sıra ithalat fiyatlarındaki artışlar cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Diğer taraftan, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte yavaşlayan kredi büyümesi son dönemde bir miktar yükseliş eğilimi sergilemiştir.

İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Öte yandan, bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları ile gerçekleştirilen ücret ve yönetilen fiyat ayarlamaları, orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumaktadır. Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale geleceği beklentisi korunmakla birlikte, son dönemde kredi büyümesindeki yükseliş eğilimi ile ithal maliyetlerdeki artış, talep ve maliyet unsurlarında öngörülen kademeli iyileşmeyi geciktirmektedir.

Kurul, söz konusu gelişmelerin enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde oluşturduğu yukarı yönlü riskleri dikkate alarak, önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.

2021 yılsonu tahmin hedefi dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar, sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler kapsamında enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisinde hedeflerle uyumu yakından izlenmeye devam edilecektir. Gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır.

Kalıcı fiyat istikrarı ve yüzde 5 hedefine varıncaya kadar, para politikası faizi ile gerçekleşen/beklenen enflasyon arasındaki denge, güçlü dezenflasyonist etkiyi koruyacak şekilde kararlılıkla sürdürülecektir. Sıkı para politikası duruşunun bu şekilde sürdürülmesinin fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.

TCMB karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle, enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel alan bir analiz çerçevesi benimsemektedir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır."

SON TOPLANTIDAN BU YANA KUR VE RİSK PRİMİ YÜKSELMİŞTİ

Son toplantıdan bu yana en önemli başlıklardan biri küresel tahvil getirilerindeki yükseliş oldu. 18 Şubat'ta gerçekleşen bir önceki toplantıdan bu yana ABD 10 yıllık tahvil getirilerinde 40 baz puana yakın artış gerçekleşti. 30 yıllık tahvil getirisi ise yüzde 2,5'i aşarak Ağustos 2019'dan bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

Mart ayı toplantısı öncesinde kurdaki ve risk primindeki yükseliş dikkat çekti. Tahvil getirilerindeki yükselişin risk algısını bozmasıyla gelişen ülke para birimleriyle birlikte Türk Lirası da gerilerken, dolar/TL kuru son üç haftadır haftalık bazda yükselişle kapandı. Bunun yanında risk primindeki yükseliş de dikkat çekti. Türkiye'nin risk primi 2021 yılının zirve seviyelerini test etti.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar