Piyasalar Merkez Bankası'nı bekliyor: Dolar 7,90, euro 9,30 seviyesinde
Dolar/TL, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) perşembe günü sonuçlarını açıklayacağı faiz kararının piyasada yeni bir iyimserlik getirebileceği ve Türkiye’den aralıksız çıkış yapan yabancı yatırımcıların pozisyonlarını yeniden gözden geçirebileceği beklentileriyle tarihi zirveden sınırlı geriledi.
Yakından izlenen gelişmeler ise ABD seçimleri, Brexit müzakereleri, Coronavirus'te küresel artış trendi, AB ile tansiyonun yeniden artması endişesi, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ve S-400 hava savunma sistemleri konusunda devam eden süreçten oluşuyor.
Küresel piyasalarda Asya borsaları yatırımcıların ABD'de 3 Kasım'da yapılacak seçimler öncesi portföylerindeki riskli varlıkları azaltmasına paralel geriledi.
ABD'de Coronavirus yardım paketini müzakerelerinde vaktinde sonuç alınamayacağı endişesi ve Avrupa'da Coronavirus vakalarının rekor seviyeye çıkması da yatırımcıların riskli varlıklardan uzak durmasına yol açtı.
Dolar/TL geçen hafta yeni zirve olan 7.96'ya kadar yükseldikten sonra haftayı zirvenin hemen altında tamamlamıştı. Dün güne 7,93 seviyesinde başlayan ve 7,90’ın altına gerileyen dolar/TL bugün de 7,90 seviyesinde. Euro/TL ise 9,30 seviyesinden işlem görüyor.
Hazine, bugün ekim ayı programının son gününde 2 yıl vadeli gösterge tahvili ve 7 yıl vadeli FRN'nin yeniden ihracınıgerçekleştirecek.
Reuters anketine katılan 17 kurumun tamamı politika faizinde artış bekliyor. Tahminlerin medyan beklentisi politika faizinin yüzde 10,25'ten yüzde 12'ye arttıracağı yönünde. Artış tahminleri ise 100 ila 300 baz puan arasında değişiyor.
TCMB, eylül ayındaki toplantıda dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 10,25'e yükseltmişti.
Piyasalar Eylül'de TCMB'nin faiz artışına ihtiyaç duyduğunu ancak bunu siyasi çekincelerle yapmamayı tercih edeceğini düşünüyordu.
Siyasetin politika faizi artışlarına sıcak bakmaması ve geçmişte faiz nedeniyle TCMB'de başkan değişikliği yaşanmış olması nedeniyle, bankanın daha fazla sıkılaştırma için politika faizini kullanması beklenmiyordu. TCMB kararı ana beklenti olmadığından eylülde sürpriz etkisi yaratmıştı.
Bir bankanın Hazine masası işlemcisi, "Piyasalarda TCMB’nin piyasaya uygun adımları atmaya devam edeceği böylece Türkiye’den son iki yılda aralıksız çıkış yapan yabancı yatırımcı açısından bir giriş fırsatı oluşabileceği beklentisi hakim. Bu beklentinin performansı geride kalan bankacılık hisselerinde, tahvil piyasasında ve sınırlı olarak kurda iyimserlik getirdiğini düşünüyoruz" dedi ve ekledi:
"GLP’nin de dün itibarıyla kullanılmış olması faiz artışı beklentilerini destekleyen bir unsur. ABD seçimleri ve koronavirüsün yeniden yayılım gösterdiğine ilişkin endişeler gelişmekte olan piyasaları baskılayan unsurlar. Türkiye’ye özgü baskıları ise jeopolitik endişeler olarak sıralayabiliriz."
TCMB, Para Politikası Kurulu (PPK) haftasında sıkılaştırma adımlarına devam etti. Bankanın piyasaya uyguladığı fonlamanın son maliyetini gösteren ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti dün yüzde 12,39'a yükseldi. Fonlama maliyeti, temmuz ortasında yüzde 7,4'ün altına kadar inmişti. Bu da 500 baz puan sıkılaştırma uygulandığı anlamına geliyor.
Fonlama maliyeti geçen hafta ilk kez mevcut enflasyonun üzerine çıktı. TCMB'nin politika faizi yüzde 10,25, faiz koridorunun üst bandı yüzde 11,75, geç likidite penceresi faiz oranı ise yüzde 13,25 seviyesinde bulunuyor. Enflasyon ise eylülde yüzde 11,75 seviyesindeydi.
TCMB'nin fonlama kompozisyonunun en üst sınırı şimdilik yüzde 13,25 ile geç likidite penceresi tarafından belirleniyor. "Cezalandırma faizi" olarak bilinen ve geçmişte günlük işlemlerde kullanmasının eleştirldiği yüzde 13,25'lik GLP repo ve depo bankanın fonlama kompozisoyununda ana fonlama unsuru olarak yer almıyor. Ancak geleneksel ihalelerle GLP kullanılmadan gecelik faizler GLP seviyesine yaklaşmaya başladı.
Dün itibarıyla ile GLP depo ve repo piyasasında yaklaşık 8,7 milyar TL kullanım oldu.
Piyasa faizlerindeki yükseliş ise henüz mevduat sahiplerinin döviz veya TL tutma tercihlerine yansımadı. Lokaller Temmuz ortasından itibaren üç haftada döviz altın mevduatlarını 15 milyar dolardan fazla artırdıktan sonra güçlü bir harekette bulunmadılar. Yabancı yatırımcının Türkiye portföyünde ise artış trendi görülmüş değil.
Yurtdışı yatırımcıların Hazine tahvili portföyünde TCMB'nin geçen ayki faiz kararının ardından görülen 479 milyon dolar artış tersine döndü. Verilere göre yurtdışı yerleşiklerin portföyü geçen hafta 350 milyon dolar azaldı. Yabancı yatırımcıların hisse ve DİBS piyasasındaki portföyü bu yıl 13,5 milyar dolar azaldı.
Yabancıların bir ara yüzde 20-25 seviyesindeki bulunan DİBS payları yüzde 3'lere doğru geriledi. Bankacılar TCMB’nin bu haftaki kararı ve benzer şekilde ekonomi yönetiminden normalleşme olarak bilinen adımlara devamı ile yabancıların belirgin bir geri dönüşü olup olmayacağını izliyorlar.
Türkiye'nin beş yıllık kredi iflas takası primi (CDS) ise 500 baz puan civarında seyretmeyi sürdürdü. 570 baz puandan düşüşe geçtikten sonra jeopolitik tansiyon nedeniyle dalgalanan CDS bu sabah 512/522 seviyesindeydi.