Türk Metal Sendikası: Tüm kazanımlar bir bir gitti
Artı Gerçek - Ekonomik kriz ve yüksek enflasyon, toplu sözleşmeyle işçi maaşlarına yapılan zamları kısa sürede yok ediyor. Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, her 10 yılda bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldıklarını belirterek, sonuçta faturanın her zaman çalışanlara kesildiğini anlattı.
Kavlak "Nedeni olmadığımız koşulların mağduru olduk. Kazanımlarımız bir bir elimizden gitti. Alın terimizin karşılığını ancak bu kadar koruyabildik. Bizi bir 'krizsavar' gibi, ülke ekonomisinde kötü giden her şeyin merhemi sanıyorlar. Sıktıkça sıkıyorlar" eleştirisinde bulundu.
10 BİN İŞÇİYLE ANKET
Yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri öncesinde 10 bin sendika üyesi işçiyle yüz yüze anket yaptıklarını belirten Kavlak, Cumhuriyet'ten İklim Öngel'in sorularını yanıtladı.
BAŞLICA TALEPLER
Kavlak'ın açıklamaları özetle şöyle:
-Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri yarın başlıyor. Talepleriniz neler?
Konda kamuoyu araştırma şirketine yaklaşık 10 bin üyemiz üzerinde yüz yüze bir araştırma yaptırdık. Ardından kendi araştırma merkezimizin hazırladığı yazılı bir anket formunu MESS’e muhatap işyerlerindeki bütün üyelerimize dağıttık. Daha sonra da, örgütlü olduğumuz işyerlerinin bulunduğu bölgelerde temsilcilerimizle çalıştaylar düzenleyerek onların görüşlerini aldık ve taslağımızı bu çalışmalardan aldığımız verilere dayanarak hazırladık.
Hazırladığımız taslakta önce saatlik ücreti 65 liranın altında olan üyelerimizin saatlik ücretlerini 65 liraya çekiyoruz.
Daha sonra herkese birinci 6 ay için yüzde 80 oranında bir artış talep ediyoruz. Ayrıca her kıdem yılı için de saatlik ücretlere üç lira talebimiz var. İkinci, üçüncü ve dördüncü aylar için de enflasyon üzerine 5 puan istiyoruz.
Sosyal haklara talep ettiğimiz oran ise yüzde 150.
İKİ TEMEL SORUN VAR, İLKİ TÜİK'İN ENFLASYON RAKAMLARI
Toplusözleşme süreçlerinde en sık karşılaştığınız zorluklar neler, zorlukları aşmak için neler yapıyorsunuz?
Ülkemizde sendikal hak ve özgürlükler açısından birçok sorun var elbette, ancak biz sözleşme süreçlerinde iki temel sorun yaşıyoruz. Birincisi, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları. Açıklanan enflasyon rakamları toplumun büyük bir kesimini tatmin etmiyor. Daha da açık ifade etmek gerekirse, insanlar bu oranlara inanmıyor. Çünkü herkes yaşadığını biliyor, çarşıya, pazara gittiğinde alamadığı meyvenin, markete gittiğinde alamadığı etin fiyatının ne kadar arttığını görüyor.
'AYRI BİR GEÇİNME ENDEKSİ İSTİYORUZ'
TÜİK’in açıkladığı bu enflasyon bizim enflasyonumuz değil. Biz işçiler için ayrı bir geçinme endeksi talep ediyoruz, kimsenin dikkate aldığı yok. Ancak gelin görün ki, memurundan emeklisine, kamu işçisinden özel sektör işçisine kadar herkes açıklanan bu oranlara göre artış alıyor. Bizi zora sokan en önemli nedenlerden biri budur.
'HER GREV KARARIMIZ ENGELLENDİ'
Bir diğeri, grev hakkımızı özgürce kullanamıyor olmamız. Biz her sözleşme döneminde, sözleşmemiz uyuşmazlığa girdikten sonra grev kararı aldık, ardından uzlaşamadık, bu kez de grev uygulama kararı aldık. Ancak bugüne kadar bir gün bile greve çıkamadık. Kararımızın hemen ardından grevimiz “genel sağlık ve güvenlik” gerekçesiyle ertelendi. Oysa bizim işkolunun bu gerekçelerle hiçbir ilgisi yokken. Anayasamızın bize tanıdığı grev hakkını özgürce kullanamıyor olmamız bizim elimizi kolumuzu bağlıyor.