TÜSİAD Başkanı Kaslowski: Kur, faiz ve enflasyondaki belirsizlik ekonomiyi olumsuz etkiliyor
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, dünyanın ve Türkiye ekonomisinin geçmekte olduğu zorlu dönemden en az hasarla çıkabilmek için sağlam bir yatırım ortamının yaratılması gerektiğini, bunun da en önemli unsurunun ekonomik istikrar olduğunu belirterek kur, faiz ve enflasyondaki belirsizliklerin ekonomiyi olumsuz etkilediği uyarısında bulundu.
TÜSİAD tarafından Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın katılımıyla düzenlenen "Küresel Tedarik Zincirlerinin Yeniden Yapılanması" başlıklı webinarda konuşan Kaslowski, Covid-19 krizinin dünya ekonomisi ve tedarik zincirlerine etkisini, bu sürecin Türkiye'nin küresel rekabet ve üretim gücüne yansımalarını, riskleri ve fırsatları yakından incelediklerini söyledi.
Martta kurdukları görev gücü oluşumları aracılığıyla çeşitli sektörleri takip ettiklerini, öneriler geliştirdiklerini ve iş dünyasındaki farkındalığı artırdıklarını anlatan Kaslowski, Avrupa'da Türk iş dünyasının görüşlerini dile getirdiklerini bildirdi.
Kaslowski, söz konusu koordinasyon ve iş birliğinin doğru, yerinde ve zamanlı adımlarla uygun politikalara kapı açacağını kaydederek, kamunun çalışmalarına katkı sunduklarını ve gelecek dönemde de her türlü desteği vermeye hazır olduklarını aktardı. Kaslowski, bu süreçte Ticaret Bakanlığı ve diğer kamu paydaşları ile sürdürdükleri istişarelerden bahsetti.
KUR, FAİZ VE ENFLASYON BELİRSİZLİKLERİ EKONOMİYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
"İçinde bulunduğumuz zorlu dönemde hem en az hasarı almaya çalışmalı hem de hızla toparlanmak için sağlam bir yatırım ortamını eşzamanlı yaratmalı; cazibe merkezi olmak için gerekli ekonomik ve yapısal temelleri de sağlamalıyız" diyen Kaslowski, şu açıklamalarda bulundu:
"Bu temellerin başında hiç kuşkusuz ekonomik istikrar geliyor. Kur, faiz, enflasyon döngüsünde yaşanan belirsizlikler ekonomik istikrarı ve reel sektörü çok ciddi ölçüde olumsuz etkiliyor. Bu belirsizlikleri aşmanın en iyi yolu para politikasının açık ve net olması, hedeflerin ve araçların iletişiminin doğru şekilde yapılmasıdır. Ekonomide dengelenmeyi sağlamak için bir normalleşme süreci başlatılmış ve son iki ayda bu yönde adımlar atılmıştı. Bu politikaların devamı ülkemize ait risk algısını iyileştirmek için son derece önemli. Bir ülkede ekonomi politikaları ne kadar karmaşık ve anlaşılması güç ise ülkeye olan yatırımcı ilgisi de o kadar zayıflıyor. Normalleşme süreci açık ve net politikalarla devam ettirilmeli."
MÜDAHALE ENDİŞELERİ YATIRIM ORTAMINA ZARAR VERİR
Kaslowski, sadece finansal piyasalarda değil reel sektörde de serbest piyasa ilkelerinin ön planda tutulması gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özel şirketlerin ortaklık yapılarına kriterleri belli olmayan şekilde müdahale edilebileceği endişeleri yatırım ortamına zarar verecektir. Ticarette korumacılıktan kaçınılmalı, ticari ortaklarımızla diplomatik ilişkilere özel önem verilmelidir. Uluslararası düzenlemelerden, evrensel hukuk ilkelerinden ayrışılmamalı. Hukuk devleti olmak güvenilir bir yatırım merkezi olmanın en başlıca şartıdır."
ÖZEL SEKTÖR TEDARİK ZİNCİRLERİNİ GÜÇLENDİRME İHTİYACI DUYUYOR
Kaslowski, Dünya Ticaret Örgütü'ne göre 2020 yılında mal ticareti hacminde yüzde 9,2 düşüş yaşanacağını, doğrudan yabancı yatırım akışının ise yüzde 30 gerileyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küresel tedarik zincirlerinin faaliyet gösterdiği koşullar hakkındaki belirsizliği azaltmak için öngörülebilir düzenleme, ticaret ve yatırım ortamı politikası vazgeçilmezdir. Zira özel sektör Covid-19 ürün ve hizmetlerine yönelik talep artışlarıyla ve yeni normalin neden olduğu talep modellerindeki değişikliklerle karşı karşıyadır. Özel sektör, tedarik zinciri direncini güçlendirme ihtiyacını, risk ve verimlilik açılarından yeniden değerlendiriyor. Bunu yaparken koordineli, şeffaf, tutarlı ve iş birliğine dayalı yerel ve uluslararası inisiyatiflere ihtiyaç duyuyor. Güveni yeniden tesis etmenin tek yolu da budur."