Yatırımcı borçlanma artışını kaygıyla izliyor
Uluslararası Finans Enstitüsü Sermaye Piyasaları Bölüm Başkan Yardımcısı Tiftik, yatırımcıların finans kesimi dışındaki firmaların borçlanma artışını kaygıyla izlediğini söyledi.
EKONOMİ - Uluslararası Finans Enstitüsü Sermaye Piyasaları Bölüm Başkan Yardımcısı Emre Tiftik'e göre, Türkiye'de son zamanlarda çıkarılan Türkiye Varlık Fonu ve Kredi Garanti Fonu gibi düzenlemeler yabancı yatırımcılar açısından pozitif algılandı fakat finans kesimi dışındaki firmaların borçlanmasındaki artış yatırımcıların Türkiye'ye ilişkin kaygı duymasına neden oluyor.
BusinessHT'ye konuşan Tiftik, "Şüphesiz ki bu düzenlemeler yabancı yatırımcılar açısından pozitif algılandı ve Türkiye’ye olan sermaye akımlarını kısa ve orta dönemde güçlendirecektir. Ancak, bazı yatırımcılar finansal kesim dışındaki firmaların borçlarındaki hızlı artışı kaygıyla izlemekteler" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'YE İLGİ KUVVETLİYDİ, AMA YABANCILAR ASYA'YI TERCİH EDİYOR
Tiftik, yılın ilk çeyreğinde yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yönelik ilgisinin kuvvetli olduğunu Türkiye’deki yüksek faiz oranlarının özellikle yabancılar için cazip seviyelerde olduğunu belirtti. Tiftik, "Yılın ilk çeyreğinde yabancı yatırımcılar Türk tahvillerine 3,3 milyar dolar yatırdı. Aynı dönemde Rusya tahvillerinden 2 milyar dolar, Brezilya tahvillerinden 2,9 milyar dolar çıkış oldu. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’ye olan ilgi kuvvetliydi. Ancak, yabancı yatırımcılar genel olarak Asya ekonomilerine yatırım yapmayı tercih ediyorlar. Tabii ki bunda Asya ülkelerinin kredi notlarının yüksek olmasının büyük bir payı var. Örneğin, ilk çeyrekte 7 milyar dolarla Hindistan, 13,3 milyar dolarla Çin ve 6,8 milyar dolarla Endonezya tahvillerine olan ilgi özellikle dikkat çekiciydi. Hisse senetlerine baktığımızda da genel olarak aynı şeyleri söyleyebiliriz" değerlendirmesini yaptı.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE GİRİŞLER KUVVETLENECEK
Tiftik, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarındaki trendleri de değerlendirdi. Yılbaşından bu yana gelişmekte olan ülkelere yönelik yabancı portföy yatırımlarında ciddi bir iyileşme gözlemlendiğini söyleyen Tiftik, bu iyileşmenin ardında temel olarak yatan iki nedenden birinin ABD'deki başkanlık seçimlerinin hemen sonrasında gelişmekte olan ülkelere yönelik risk algısındaki kötüleşmenin, geçtiğimiz birkaç ay içinde yerini dolardaki genel zayıflamayla beraber risk iştahındaki artışa bırakması olduğunu belirtti. Tiftik'e göre ilgiyi yaratan ikinci neden değerleme açısından birçok gelişmekte olan ülkede hisse senetleri ve tahvillerinin hala cazip görünmesi.
"Gelişmekte olan ülkelere yönelik olan sermaye hareketlerinin bu yılın geri kalan kısmında da kuvvetli olmasını bekliyoruz" diyen Tiftik, 2017’de toplam sermaye girişinin (doğrudan sermaye yatırımı, portföy yatırımı ve yurt dışı bankalardan sağlanan krediler) son üç yılın en yüksek seviyesi olan 970 milyar dolar civarında olacağını öngördüklerini belirtti.
Tiftik, "Gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 4,7, gelecek yıl yüzde 5 civarında olmasını bekliyoruz. Bu güçlü büyümenin, sermaye akımlarına olumlu etkisi olacaktır" diye konuştu.