Amasra maden katliamında ara karar açıklandı: 7 sanığın tutukluluk hallerine devam
Artı Gerçek - Amasra maden kazası davasında, faciada birinci derece sorumlu olarak görülen tutuklu sanıklardan dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir ve İşleme Müdürü Selçuk Ekmekçi'nin Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) tarafından Zonguldak’ta görevlendirildiği ortaya çıktı. Özdemir, havalandırma konusunda kendisini savunurken Amasra’dan alınarak, Zonguldak’ta görevlendirildiğini söyledi. Ayrıca tüm sanıkların maaşlarının 3’te 2'sini almaya devam ettiği bilgisi edinildi. Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, davayı 16 Ekim'e ertelendi.
Bartın’ın Amasra ilçesinde TTK'ya ait müessesede 43 madencinin ölümüyle sonuçlanan 14 Ekim 2022 tarihli faciaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın üçüncü duruşmasının ikinci celsesi bugün yapıldı. Sanıklardan, dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu, İşletme Baş Mühendisi Mehmet Tural "olası kastla öldürme" suçundan toplamda bin 80 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanıyor. Davanın 3'ü tutuklu diğer 19 sanığın ise "bilinçli taksirle öldürme" suçunu işledikleri iddiasıyla 18 yıla kadar hapsi isteniyor.
MADEN İŞÇİSİ SEZGİN ÇELEN: HAVALANDIRMA SIKINTISI HEP VARDI
Kazada yaralanan madenci Sezgin Çelen, madendeki havalandırmada sıkıntı olduğunu belirterek, “Çalıştığımız birinci rekup hep sıcaktı, değişik bir kokusu vardı. Havalandırma sıkıntısı vardı hep. Arkadaşlarımız da 'Gazı atamadık' şeklinde hep anlatımlarda bulunurdu” dedi.
Çelen madende verilen maske eğitimlerine ilişkin de “Maske eğitimlerinde 1-2 kişi çıkar denerdi, herkesin denediği olmamıştır” diye bilgi verdi.
YARALI MADENCİ GÜRAY POLAT: 2,5 YILDIR YOLLARIN HİÇBİRİNİ TAMİR ETTİREMEDİK
Faciadan yaralı kurtulan madenci Güray Polat, patlama sonrasında kendisine yardım edilmediğini ifade ederek, “Patlama sonrası yukarıdan yardım istediğimde, bana ikinci patlama riski var diyerek yardıma gelmediler. O çocukları birer birer yukarı taşımaya çalışıyordum” dedi.
Polat, madendeki yolların da sorunlu olduğunu kaydederek, “Hiçbir tahlisiye cihazı kullanamadık. Ekipman eksikliği, yolların eksikliği... 2,5 senedir bu yolların hiçbirini tamir ettiremedik. Şöyle düşünün, yolda ambulans giderken çukurlara düşerse hasta zarar görür. Ben, taşıdığım işçilerle birlikte bu yollarda yaralanıyordum” diye konuştu.
'KOLTUĞUMDAN OLURUM, TORPİLLİLERİ YERİNDEN KIPIRDATIRSAM'
Polat, “Amasra’da son zamanda torpil olayı fazlaydı. Buna karşı çıktığımda bana denilen kelime şu olurdu: ‘Koltuğumdan olurum, torpillileri yerinden kıpırdatırsam’. Şef Aydın’dı. Soy ismini bilmiyorum” dedi.
Polat, katliam sonrasında madende bozuk olan yolların yapıldığını belirterek “Katliamdan sonra gelen yönetim daha titizlikle yaklaşıyor. Yolları yaptı ve yapılıyor, disiplini arttırdı. Eskiden bir yol arızasını şikâyet etsek geçici malzemeyle tahkim edilir ve devam edilirdi” diye konuştu.
'ARKADAŞLARIMIZA DAHA ÇABUK ULAŞABİLSEYDİK, BU KADAR KÖTÜ SONUÇLAR DOĞMAYABİLİRDİ'
Hayatını kaybeden madenci Murat Ergin’in kardeşi Serhat Ergin ise kendisinin de aynı madende çalıştığını, Müessese Müdürü Cihat Özdemir ile Amele Birliği’nde yönetim kurulunda bir dönem beraber görev yaptıklarını söyleyerek, madendeki ihmaller hakkında şu bilgileri verdi:
“Yolda Selçuk Bey ile beraber ilerlerken, işçilerden oluşmuş kurtarma ekibi olan tahlisiye ekiplerinin iki saat geçmesine rağmen nerede olduğunu sordum. Zonguldak'tan gelecekmişler de arkadaşları kurtaracaklarmış. Arkadaşlarımıza daha çabuk ulaşabilseydik bu kadar kötü sonuçlar doğmayabilirdi.
Ben yapmış olduğum görevler dolayısıyla, idari ve ocak olsun, iyi bilen 10 kişiden biriyimdir. Mühendisler gibi rakamsal konuşamam ama bir şeyler anlatırım. 'Şu kadar kömüre şu kadar taş tozu serpilir' diyorlar. 'Kanuna, yönetmeliğe göre fazla dökmüşüz' falan diyorlar. Cumartesi yapıyorlarmış, eleman yok ki. Aşağı indirmişsin, bu serptiğin anlamına gelmez. 'Yaptık ettik' dedikleri şeyler yalandan ibaret. Aşağı indirmişler hafta sonu, iki kişi nereye dökecek, göstermelik -250 kota serpmişler bitmiş.
Lamba konularından çok sık bahsediliyor. Biz lamba puantajı ile yevmiye alırız. -250 kota indiğinizde bir okuyucu vardır, okuttuğunuz nokta en yakın noktadır. Sonra nereye gittiğiniz belli değildir.
'ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMAMIŞTIR'
Bakalım mühendislere, kaç kotta okunmuş kendi lamba okuyucuları? Mahkemeniz kimin nereye indiğini denetim yaptığını bu puantajları inceleyerek görebilir.
Ben Amele Birliği Yönetim Kurulu üyesiyim. Müdür Cihat Bey de öyle. Kendisine bir şey söylüyoruz, diyor ki ‘Ee ben çocuklara bir söyleyeyim’. Elini bir kez taşın altına koymamıştır.
Benim kimseyle husumetim yoktur. Şimdi diyecekler ki husumeti var. Benimle husumet yaratan sizsiniz, kayırmalarınıza karşı çıktığım için.
'SELÇUK BEYİN SANDİKASIYLA ARASI İYİYDİ'
Diyorlar ki aspiratör değişecekti. Selçuk Beyin işçi sendikasıyla da araları çok iyiydi, onlara oy bile istiyordu. Seçim arifesinde aspiratör yapılsa, işçilere ulaşamayacaklardı. Ertelediler.
Üretim baskısı. Mühendisler diyor ki '100 kilo da 1 ton da çıksa ben aynı maaşı alacağım'. Yükselme, ileride gözün varsa tek derdin tonajı tutturmaktır. Üretim baskısı kesinlikle vardı.
'İDARENİN İŞİNE GELMEYEN HERKESE MOBBİNG UYGULANDI'
Sağlık, ihtiyaç sebepleriyle 10 kişi de gelse 30 kişi de gelse aynı tonaj istenirdi. Beklenen tonaj çıkmadıysa Selçuk Bey anında mobbinge başlardı, işçilerin yerleri hızla değişirdi. Yetersizliklere karşı çıkan, itiraz edenleri görevden alırlardı. İdarenin işine gelmeyen herkese mobbing uygulandı. Bu iş yeri mobbingden geçilmiyordu.”
ESKİ İŞLETME MÜDÜRÜ SELÇUK EKMEKÇİ: ÜRETİM BASKISI OLMUŞ OLSAYDI, BANTLARIN BAŞINDAN AYRILAMAZLARDI
Tutuklu eski İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, üretim baskısına ilişkin “Bizim zamanımızda işçi normal mesai çalıştığı zaman fazla çalışmış gibi algılanıyordu” diyerek madendeki verilerin incelenmesini istedi. Ekmekçi, “Eğer üretim baskısı olmuş olsaydı, kendi çalıştıkları servis nakliyat servisidir. Kömür çok çıkmış olsa bantlarda çalışan arkadaşlar bantların başından ayrılamaz, geç çıkarlar” diye konuştu.
Ekmekçi, “Kişi başına satılabilir kömür miktarına bakıldığında, hedefinin yüzde 70’ine ulaşılamamıştır” iddiasında bulundu.
'BAZI ARKADAŞLAR ÜZERİNDE GAZ ÖLÇÜM CİHAZI YOKTU, CEZA KESTİM'
Ekmekçi, “Denetim olmadığını söyleyen arkadaşlar oldu. Denetime gittiğimde bazı arkadaşlar üzerinde gaz ölçüm cihazı yoktu. Barutçuda yoktu. Ben onlara cezai işlemler yaptım. Devamsızlık yapanlarla ilgili ifadeler oldu. Devamsızlık yapanlarla ilgili cezai işlem yapılmaktadır” dedi.
Savcı ara mütalaasını açıkladı. Savcı, 7 sanık hakkında tutukluluğunun devamını, İzmir Barosu’nun katılma talebinin reddini istedi. Tutukluluk durumu değerlendirilen sanıklara ve avukatlarına mağdur avukatlarına söz verildi.
MAĞDUR DERVİŞ EMRE AYDIN: İKİNCİ BİR PATLAMA OLDUĞUNU AÇIKÇA ANLAYABİLİYORUZ
Mağdur avukatlarından Derviş Emre Aydın, yaralı madenci Remiz Taşkömür’ün “2 karış kömür tozu vardı” açıklamasına dikkat çekerek, grizu patlamasının ardından kömür tozu nedeniyle ikinci patlamanın da yaşandığını “İkinci bir patlama olduğunu artık açıkça anlayabiliyoruz” diye açıkladı.
Aydın, tanık beyanlarındaki işçilerin eve geldiklerinde halsiz ve bitkin olduğu yönündeki bulgulara ilişkin “Bilirkişileri yanıltıcı şekilde havalandırma planları sunulmuş. Şimdi biz anladık ki öyle bir havalandırma yokmuş. Bu havalandırma yetersizlikleri işçilerde semptom olarak ortaya çıktı” diye değerlendirmede bulundu.
'DEVRE KESİCİLER ÇALIŞMAMIŞ'
Aydın patlama sırasında elektrik devre kesicilerin çalışmadığını da yaralı madencilerin ifadelerinden anlaşıldığını kaydederek, “Yol vericinin ışığının yeşil yandığı söylendi açıkça. Demek ki hiçbir şekilde devre kesiciler çalışmamış. Sanıkların hiçbiri böyle ciddi bir sorundan bahsetmediler. Bilmiyordum demek mümkün değil. Herkese tek tek sorduk, elektrik var mıydı diye, herkes elektrik vardı diyor. Kesilmediğini anlıyoruz. Bilirkişiler bu gerçeklerle yeni rapor tanzim etmeli” dedi.
Aydın tanık ifadelerinden yola çıkarak daha fazla üretim için kaçak kotlarda çalışıldığına dikkat çekerek, “Kaçak kotlarda, -350'nin altında çalıştırmışlar. Pano planlarını doğru planlasanız, metan depolarını doğru planlasanız böyle sorunlar yaşanmayacaktı. Bu bir tercih” diye konuştu.
AVUKAT MELİKE POLAT: OKUMA YAZMA BİLMEYENLERİN YERİNE İMZA ATARAK, EĞİTİM VERMEYEREK İNSANLARI ÖLÜME GÖTÜRMÜŞLÜR
Avukat Melike Polat, madencilere işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi verilmediğini ve verilmeyen eğitime ilişkin işçiler eğitime katılmış gibi yerlerine imza atıldığını anlattı. Polat, işçilere sorulan sınav sorularının yanıtlarının bile belli olduğunu anlatarak, “Artık bu eğitim ve maske işini kesin olarak kapatalım istiyoruz. Vefat edenlerin de kurtulanların da sınav notları da çok yüksek. Zannederiz ki işler harika. Sorulara bakın. Hangisi yanlıştır diye sorulan sorunun cevabı ‘İş güvenliği kurallarına her zaman uymak zorunda değiliz. Okuma yazma bilmeyen insanlar yerine imza atarak, eğitim vermeyerek insanları ölüme göndermişler” dedi.
İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI FAZIL KARAKÖK: EĞİTİMİ BEN VERMEDİM
İşçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanı sanık Fazıl Karakök, yaralı madenci İzzet Ak’ın okuma bilmemesine rağmen işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitiminin nasıl verildiğine ilişkin “Eğitimi ben mi vermişim baksınlar. İzzet Ak konusuna takıldım, çünkü o eğitimi ben vermedim” diyerek, eğitimi kendisinin vermediğini savundu.
BOZUK PERVANEYİ 3 KEZ SÖYLEMİŞ
Madende nezaretçi olarak çalışan sanık Şenol Kaya, madende facianın olduğu gün bozuk olan pervaneyle ilgili “Ben o arızayı emniyet servisine üç defa söyledim” dedi.
ZONGULDAK’TA GÖREVLENDİRİLEN SANIKLAR MAAŞLARINI ALMAYA DEVAM EDİYORMUŞ
Amasra maden kazası davasında, faciada birinci derece sorumlu olarak görülen tutuklu sanıklardan dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir ve İşleme Müdürü Selçuk Ekmekçi'nin Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) tarafından Zonguldak’ta görevlendirildiği ortaya çıktı. Özdemir, havalandırma konusunda kendisini savunurken Amasra’dan alınarak, Zonguldak’ta görevlendirildiğini söyledi. Ayrıca tüm sanıkların maaşlarının 3'de 2'sini almaya devam ettiği bilgisi edinildi. Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, davayı 16 Ekim'e ertelendi.
Yine tutuklu sanıklardan işletme müdürü Selçuk Ekmekçi’nin de Zonguldak’ta görevlendirildiği öğrenildi. TTK’nın tüm sanıkların disiplin sürecini tamamlamadığı ve sanıkların maaşlarının 3’te 2’sini almayı sürdürdüğü ifade edildi.
Tutuklu sanık, dönemin İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi ise üretim baskısı yapmadığını ileri sürerek, “Kömür baskısı yoktu. Üretim oranlarına bakıldığında görülecektir. Görevim Zonguldak'a alınmıştır. Bu sebeple delil karartma ihtimalim de yoktur. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum” dedi.
DAVA 16 EKİM'E ERTELENDİ
Mahkeme, ifadelerin alınmasının ardından tutuklu 7 sanığın tutukluluk halinin devamına, davanın 16 Ekim 2023 tarihe ertelenmesine karar verdi.
NE OLMUŞTU?
Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.
Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.
İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural'ın 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi isteniyor.
Mahkeme heyeti, 28 Nisan'daki duruşmada açıkladığı ara kararda, müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti. (ANKA)