Erkaplan Halı grevi ikinci gününde: İşveren temsilcisi sendika başkanının üstüne yürüdü

Erkaplan Halı işçilerinin grevinin ikinci gününde fabrika önündeki görüşmede işletme müdürü Mehmet Uğur Güllüce, "Muhatabım değilsin" diyerek BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen'in üzerinde yürüdü. Türkmen, suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.

Sinan ŞAHİN


ANTEP - Antep'teki İkinci Organize Sanayi Bölgesi’nde dün zam talebiyle greve başlayan Erkaplan Halı işçilerinin eylemleri sürüyor. Dün işçi temsilcileri ile fabrika yönetimi arasında yapılan iki görüşmede sonuç çıkmazken, fabrika yönetiminden işçilere yeni bir teklif yapıldı. İşçilerin taleplerinin büyük ölçüde kabul edildiği ancak fabrikanın patronu Ali Kaplan'ın işçilerden örgütlü oldukları Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası'ndan (BİRTEK-SEN) istifa etmelerini istediği öğrenildi.

İşçiler teklifi kabul etmeyince, işletme müdürü Mehmet Uğur Güllüce, patronun oğlu Yusuf Kaplan ve makinist ustabaşı Yunus Borazan ile birlikte fabrika önünde yeniden işçilerle görüştü.

'MUHATABIM DEĞİLSİN, SEN KİMSİN?'

"Erkaplan'ın kurallarına razı gelerek pazartesi çalışmak isteyen arkadaşlarımıza kapımız sonuna kadar açık" diyen işletme müdürü Mehmet Uğur Güllüce'ye, Türkmen kuralların ne olduğunu sordu. İşçiler, "Sendika kırmızı çizgileriymiş" deyince Güllüce, öyle bir şey demediğini savundu. Türkmen'in itiraz etmesi üzerine Güllüce, "Benim muhatabım sen değilsin. Benim muhatabım işçiler. Bana işçilerim söylesin. Bana işçilerim cevap versin" diyerek Türkmen'e tepki gösterdi. Türkmen'in "Sendikayı tanımıyoruz diyorsun" demesi üzerine Güllüce, "Ben seni tanımıyorum. Sen kimsin? Sen buranın çalışanı mısın?" dedi. Türkmen'in işçilerin yasal temsilcisi ve sendika başkanı olduğunu söylemesi üzerine Güllüce, bir kez daha "Sen benim muhatabım değilsin" dedi.

TÜRKMEN'İN ÜZERİNE YÜRÜDÜ

Türkmen'in "Biz sendikalı işçileri içeri almayız mı diyorsunuz?" diye sorması üzerine Güllüce, öyle bir şey demediklerini savundu, işçiler ise "Az önce söyledin. Sendika kırmızı çizgimiz dedin" diyerek tepki gösterdi. Güllüce, bir kez daha kendisini muhatap almadığını söyleyince Türkmen, "İki kere görüştün benle" dedi.

Güllüce, bir kez daha "Ben seni hiçbir zaman muhatap almadım. Çünkü benim için o kadar değerin yok" dedi. Türkmen'e "İndirir misin elini?" diyen Güllüce, üzerine yürüdü. Bunun üzerine işçiler de tepki gösterdi. Gerginlik üzerine Türkmen, işçilere "Sendikanızla muhatap olmayanla siz de muhatap olmuyorsunuz. Dinlemiyoruz arkadaşlar" dedi. İşveren, sendika ve işçiler arasında tartışma bir süre daha devam etti.

YARIN EYLEM, PAZARTESİ SUÇ DUYURUSU

"Biz duyacağımızı duyduk" diyen Türkmen, pazartesi günü suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. İşçiler de "Başkanımızla muhatap olun" diyerek işveren temsilcilerine tepki gösterdi. Erkaplan ve Artemis işçileri, yarın (20 Ağustos saat 17:00'de Demokrasi Meydanı’nda basın açıklaması yapma kararı aldı.

'KÖLELİK DÜZENİ DEVAM ETSİN İSTİYORLAR'

Fabrika önünde işçilere seslenen BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen, şöyle dedi:
“Bizi bölerek içeriye birlik olmadan girmemizi istiyorlar. İçeriye birlik olmadan, sendikalı olmadan girelim ki istediklerini seçip elesinler, istediklerinin ekmeği ile oynasınlar. Eskisi gibi o kölelik düzeni devam etsin istiyorlar.

Taleplerimizin bir kısmını kabul ettiler, bir kısmını kabul etmediler. Şimdi de diyorlar ki: Taleplerinizi kabul ettik, girin içeri çalışın ama sendika kırmızı çizgimiz, sendikalı olanları içeri sokmayız. Dün benden önce patron gelmiş, tekliflerini arttırmış taleplerde aşağı yukarı anlaşma sağlanmış ama 'Sendikayı aradan çıkarın, sendikadan istifa edin' demiş. Biz de işçilere dedik ki eğer taleplerimizi kabul ediyorlarsa sendikanın istediği bundan fazlası değil. Senin niyetin gerçekten işçilerin taleplerini karşılamaksa sendika da bunu istiyor zaten. Sen neden işçiye, 'Sendikadan istifa et' baskısı yapıyorsun.

'İŞÇİNİN GÜVENCESİ DIŞARDAKİ BİRLİĞİNİN İÇERDE DE SÜRMESİ'

Bunun tek anlamı var. İşçi sendikadan istifa edip içeri girsin, içeride birlik olmasın ki ben istediğim işçiyi işten atayım. Zaten şu an bize önerdikleri sistemin hiçbir garantisi, güvencesi yok.

İşçinin güvencesi dışardaki birliğinin içerde de sürmesi. İçerde birlik ancak sendikayla sürer. Sendika demek işçinin kendi arasında kurduğu birlik demek. Onlar bunu istemiyor. Üç gün sonra bizi işten çıkarmayacağının garantisi yok. O zaman bu aldığımız hakların bir anlamı kaldı mı? Yok. Bize bugün zammı az verebilir ama bizim içerde birliğimiz devam ederse onun fazlasını alırız." (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar