İSİG Meclisi: İşçi sınıfına yönelik saldırılara ve Kod-29'a karşı mücadeleye büyütelim
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), salgın döneminde işçi sınıfına yönelik saldırılara ve Kod-29’a karşı Mecidiyeköy’de bulunan Devrimci Turizm İşçileri Sendikası (Dev-Turizm-İş) Marmara Bölge Şubesi’nde mücadele etme çağrısında bulundu. Açıklamanın yapıldığı salona, "İşçi sınıfına yönelik saldırılara ve Kod-29’a karşı mücadeleyi büyütelim" pankartı asıldı. Açıklamaya birçok sendika yöneticisinin yanı sıra İstanbul’un dört bir yanından hakları için direnen işçiler geldi.
İŞVERENLER SALDIRMAYA DEVAM EDİYOR
Sinbo direnişçisi Dilbent Türker, işverenin kendilerine karşı ilk saldırısı olan ücretsiz izini başlattıkları direnişle durdurduklarını belirterek, işe iade edildikten sonra ise işverenin yeni saldırısı Kod-29 ile karşılaştığını söyledi. Kod-29’un kaldırılması için mücadele ettiklerinin altını çizen Türker, "Dün ücretsiz izin, bugün Kod-29 yarın başka bir şeyle işveren saldırmaya devam edecek. Bizler bu yüzden mücadele etmekten başka bir şansımız yok. İşverenlerin saldırılarına karşı birlikte mücadele etmenin gerektiğine inanıyoruz. Aksi takdirde haklarımız gasp edilmeye devam edecek" diye belirtti.
MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ
Çalıştığı Tur Assist firmasında Kod-29 ile atılan işçi Mesut Toprak, işten atılmasının nedeninin ise kötü çalışma koşullarına itiraz etmek olduğunu söyledi. Toprak, "Belki de salgının başından beri üzerinde durmamız gereken şey bugün gündeme geliyor. Bu da bir adımdır. Buradan mücadeleyi bir adım daha büyüteceğiz. İşverenlerin elinde olan bu silahı onlardan alacağız. Bunun başka bir yolu yok. Bu kodun tamamen işverenlere altın tepside sunulmuş bir araç olduğunu savunup bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi.
DİRENİŞE DESTEK
SML Etiket işçilerinden Seçil Arın, 41 gündür haksızlığa hukuksuzluğa karşı işyerinin önünde direndiklerini belirterek, direnişlerini her yere taşımaya çalıştıklarını söyledi. Arın, "Tüm haksızlıklara karşı mücadele ediyoruz. Bütün herkesi direnişlerle dayanışmaya çağırıyorum" şeklinde konuştu.
AMAÇ İŞÇİLERİN ÖNÜNÜ KESMEK
Dev-Turizm-İş Marmara Bölge Temsilcisi Turgay Özdemir, salgın sürecinin birinci yılının sona erdiğini belirterek, bu süreçte çarkların döndürülmesi için işyerlerinde tedbirlerin alınmadığını ve işçilerin ölesiye çalıştırıldığını söyledi. İşçilerin hastalığın yanı sıra birçok saldırıyla da karşı karşıya olduğunu aktaran Özdemir, bu saldırılardan birisinin ücretsiz izin uygulaması olduğunu belirtti. Özdemir, ücretsiz izin uygulamasıyla amaçlananın işçi sınıfının itirazının engellenmesi ve sendikalaşmanın önüne geçilmesi olduğunu dile getirdi.
İŞTEN ATMALAR YASAKLANMADI
İşçi sınıfına yönelik saldırılardan bir diğerinin ise Kod-29’la işten atmalar olduğunun altını çizen Özdemir, bu kodun işten çıkarılma yasaklarının dışında tutulduğunu söyledi. Özdemir, "Böylece bir yandan işten atmalar yasaklandı denirken diğer yandan tazminatsız işten çıkarmaların önü açıldı. Bir yıllık salgın döneminde Kod-29 ile işten atılan işçi sayısı yüzde 70 artarken süren işe iade davalarının yüzde 80’i de Kod-29 kaynaklı" diye belirtti.
KOD-29 BASKI ARACI OLDU
Kod-29’la işten atılan işçilerin kıdem tazminatlarının gasp edildiğini ve işsizlik maaşı alamadığını vurgulayan Özdemir, işçilerin bu kodla fişlenmesi nedeniyle iş bulmakta sorun yaşadığının altını çizdi. "Oysa bu dönemde sadece salgında ölümüne çalıştırma koşullarına karşı çıkan, haklarını isteyen ve bu yüzden sendikalaşan işçiler Kod-29 nedeniyle işten atıldı. Yani Kod-29 bir sermaye keyfiyetidir ve temel olarak işçilerin haklarının baskı altına alınması ve örgütlenmesinin engellenmesinin bir ifadesidir. İşçiler bir yanda ölümüne çalıştırma diğer yanda işsizlik-açlık cenderesine alınırken, Kod-29 da bu baskının temel aracı haline gelmiştir" ifadelerine yer verdi.
ORTAK MÜCADELEYİ ÖRMELİYİZ
İktidarın salgın yönetimi altında işçi sınıfına saldırılarına karşı direnişlerin de var olduğunun altını çizen Özdemir, "Bizler bu noktada ‘Kod-29 kaldırılsın!’ şiarını yükseltirken diğer yandan da Kod-29’a karşı direnen tüm direnişlerin koordinasyonunu sağlamalıyız, işçi sınıfının bütününe bu saldırının tekil olmadığını anlatabilmeliyiz ve ortak-birleşik bir mücadeleyi örebilmeliyiz. Bu saldırılara karşı bizlerin tek bir cevabı var: Direniş ve Dayanışma Yaşatır! Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz" şeklinde konuştu.
Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.