Milyonlarca çocuk zor koşullarda: Çocuk işçiliği, açlık, yoksulluk...

Milyonlarca çocuk zor koşullarda: Çocuk işçiliği, açlık, yoksulluk...
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda çocuklar, çocuk işçiliği ile yoksulluğun pençesinde. Türkiye'de 15-19 yaş arasında 1 milyon 957 bin çocuk okuldan uzakta. Ağbaba, “Türkiye'de en az 2,6 milyon çocuk ucuz işgücü olarak kullanılıyor” diyor.

Artı Gerçek - Türkiye'de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanırken bugün yüz binlerce çocuk istismar, sömürü ve karanlık tarikat gerçeği ile yaşam sürüyor. Ortaöğretime giden her beş çocuktan biri eğitimini tamamlayamıyor. Peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerini her gün tüketemeyen çocukların oranı yüzde 42.2. Çocuklar 23 Nisan’ı yoksullukla karşılıyor.

BirGün'de yer alan habere göre; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre 6-17 yaş arasında 981 bin 539 çocuğun okul kaydı yok. Açık öğretime kayıtlı olan sayısı ise 1 milyon 738 bin. Yaklaşık 2 milyon 720 bin çocuğun ya okul kaydı yok ya da açık öğretime kayıtlı.

EĞİTİMDEN UZAKLAR

Bu çocukların büyük bölümünü ise kız çocukları oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre ise okul tamamlama oranları ilkokulda bile yüzde yüzü bulmuyor. Okul tamamlama oranları kademe arttıkça da azalıyor. Okullaşma oranı ilkokulda 98,6, ortaokulda 97,1, ortaöğretimde ise 73,2. Ülkede 15-19 yaş arasında 6 milyon 315 bin genç bulunuyor. Bu yaş aralığında okullaşma oranı ise sadece yüzde 69. Diğer bir deyişle bu yaş aralığında 1 milyon 957 bin çocuk okuldan uzakta.

ÇOCUKLAR BESLENEMİYOR

TÜİK’in geçen ay açıkladığı verilere göre ekmek veya makarna gibi tahıl içeren yiyecekleri her gün tüketen 6 aylık ve daha yukarı yaştaki çocukların oranı yüzde 62,4. Meyveyi her gün tüketen çocukların oranı yüzde 50,5, sebzeyi her gün tüketen çocukların oranı ise sadece %33. Peynir ve yoğurt gibi hayvan sütünden yapılan yiyecekleri her gün tüketen 6 aylık ve daha yukarı yaştaki çocukların oranı ise yüzde 57,8 oldu. Diğer yandan son 12 ayda sinema veya tiyatroya gittiği belirtilen çocukların oranı ise yalnızca yüzde 39,1. Sinema veya tiyatroya gitmeyen çocukların oranı ise yüzde 40,1. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre ailesinin yanında bakımı sağlanamayan çocuk sayısı 2021 yılında 141 bin 275’ken geçen yıl 155 bini aştı. Bakanlığın 2022 yılında Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) programına aldığı çocuk sayısı ise 157 bin 248 oldu.

TÜRKİYE'DE ÇOCUKLARIN EMEĞİ DE SÖMÜRÜLÜYOR

Çocuk işçiliği de ülkedeki en önemli sorunlardan. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre 5-17 yaş arasında 720 bin çocuk işçi var. Bu çocukların çalışma ortamında fiziksel sağlığı olumsuz etkileyen faktörler incelendiğinde, çalışan çocukların yüzde 12,9'unun aşırı sıcak/soğuk ya da aşırı nemli/nemsiz bir ortamda çalıştığı, yüzde 10,8'inin kimyasal madde, toz duman veya zararlı gazlara maruz kaldığı görüldü. Çalışan çocukların yüzde 10,1'i zor duruş şekli veya harekete maruz kaldı veya ağır yük taşıdı, yüzde 10'nu ise gürültü veya şiddetli sarsıntıyla karşılaştı. Yine TÜİK’in geçen günlerde açıkladığı verilere göre ise 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 18,7 oldu. Diğer bir deyişle 5 çocuktan biri çalışmak zorunda.


ÇOCUKLAR İŞ CİNAYETLERİNDE KATLEDİLİYOR

İSİG Meclisi’nin verilerine göre ise ülkede 2 milyona yakın çocuk işçi var. İSİG’in 2022 raporuna göre geçen yıl 64 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 14 yaş ve altında çalışırken ölen çocukların sayısı arttı. Çocuk işçilik 4 ila 8 yaş arasında başlıyor. 13-14 yaşlarından itibaren tarım, inşaat, sanayi ve hizmetlerde çalışan sayıları milyonlara ulaşan çocuk işçi var. Bu yılın ilk 3 ayında ise 5 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yaptığı denetimler ise başka bir tehlikeyi gözler önüne serdi. Buna göre ülkede 2017-2022 arasında yaklaşık 40 bin çocuk sokaklarda çalıştırıldı.

Çocukların en büyük problemlerinden birisi ise ülkedeki tarikat ağı. Hem eğitimde hem de hayatın diğer alanlarında etkisini giderek artıran tarikat ve cemaatler çocuklara adeta kancayı atmış durumda. Sadece İstanbul’da bile tarikatların açtığı medrese adı altındaki Kuran kurslarında yaklaşık 10 bin çocuk bulunuyor.

İSTİSMARDA KORKUNÇ GERÇEKLER TABLO

Son yıllarda en çok tartışılan konuların başında ise çocuk istismarı geliyor. Ceza mahkemelerine 2013-2020 arasında 143 bin 335 “Çocukların cinsel istismarı” suçu gerçekleşti. Bazı yıllarda çocukların cinsel istismarı dosyaları şöyle oldu:

2013: 17 bin 948

2015: 16 bin 957

2017: 16 bin 348

2019: 28 bin 360

2020: 17 bin 948

2021: 20 bin 459

2021 yılında çocukların cinsel istismarı suçu kapsamında ceza mahkemelerinde görülen davalardan toplam 29 bin 822 karar çıktı. 2021 yılında alınan karar sayısı 2020 yılına oranla yüzde 32,55 arttı.

İSTİSMAR KATLANDI

Yine çocuk istismarının boyutuna yönelik diğer bir çarpıcı durum ise doğum yapan çocuklar oldu. TÜİK verilerine göre 2021’de toplam 7 bin 190 çocuk doğum yaptı. Bunun 117’sini 15 yaş altı çocuklar; 7 bin 73’ünü ise 15-17 yaş grubu oluşturdu. 2001-2021 yılları arasında 15 yaş altı 20 bin 895 çocuk doğum yaptı. Son 20 yılda 15-17 yaş arası doğum yapan çocukların sayısı ise 548 bin 488 oldu.

Çocukların yaşadıkları bunlarla da sınırlı değil. TÜİK verilerine göre 207 bin 999 çocuk 2021 yılında güvenlik birimine getirildi. Suç mağduru olarak gelen veya getirilen 186 bin 14 çocuğun yüzde 57,4'ü yaralama, yüzde 13,1'i cinsel suçlar, yüzde 4,5'i tehdit suçlarından mağdur oldu.

Sosyopolitik Saha Araştırmaları Merkezi'nin 2020 Nisan ayında 28 kentte gerçekleştirdiği araştırmaya göre hanelerin yüzde 19,3'ünde çocuklar şiddete maruz kaldı. Yine yüzlerce çocuk ise cezaevinde. Son verilere göre cezaevlerinde 12 -18 yaş arasında 1406’sı tutuklu, 670’i hükümlü olmak üzere toplamda 2 bin 76 çocuk bulunuyor. Bunun yanı sıra yaklaşık çocuk ise annelerinin yargılamaları nedeniyle cezaevinde tutuluyor.

‘ÇOCUKLAR UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR’

ekmek ve gül'den Özlem Songül Abayoğlu'nun haberine göre, ekonomik krizden en çok ve en derin şekilde çocukların etkilendiğini ifade eden FİSA Çocuk Hakları Merkezinden Ezgi Koman, “Krizle haneye giren gelir miktarı düşüyor. Bu durum da ister istemez çocukların çalıştırılmasına yol açıyor” diyor. Çalışan çocukların eğitimden de uzaklaştığına değinen Koman, sermayedarların ise çocukları ucuz iş gücü olarak gördüğünü ifade etti.

Çocuk işçiliğinin engellenmesinde sorumluluğun devlete ait olduğunu söyleyen Koman, “Devlet çocuk işçiliğini önlemek istiyorsa öncelikle etkili politika üretebilecek sağlam bir veriye sahip olmalı” önerisinde bulunurken TÜİK’in altı yılda bir açıkladığı çocuk işçiliği anketi sonuçlarının 2 yıl gecikmeli paylaşıldığına dikkat çekti.

Devletin uyguladığı politikalarla çocuk işçiliğini önlemek yerine sermayenin çocukları kullanmasını engellemediğini ve hatta önünü açtığını vurgulayan Koman “Bugün meslek liseleri bilinçli olarak sanayi bölgelerinde açılıyor, meslek liselerinde çocuklar çok az paralara ‘staj’ adı altında uzun saatlerde çalıştırılıyor. Bu durum devletin sermaye ile uzlaşı içinde olduğunu gösteriyor” dedi.

İKİ ÇOCUKTAN BİRİ OKULA GİDİYOR

Yoksulluk nedeniyle çocukların temel ihtiyaçlara erişiminde dahi sorun yaşandığını söyleyen Koman, “Çocukların spor, sanat gibi kendilerini geliştirebilecekleri etkinliklere katılmaları olanaksız hale geldi. İki çocuğun okul masrafını karşılayamadığı için tek çocuğunu okula gönderen aileler var. Ebeveynler okula giden çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyor. Okul beslenmesi büyük bir sorun” dedi. Beslenme sorununun deprem sonrası derinleştiğini ifade eden Koman, “Devlet göç eden kişilerin çocuklarının sağlıklı beslenip beslenmediğini de okula devam edip etmediğini de çalıştırılıp çalıştırılmadığını da izlemeli” ifadelerini kullandı.

Mülteci çocukların durumuna da dikkat çeken Koman, “Mültecilerin barınması, beslenmesi zaten zorluydu. Depremle birlikte bu zorlu durum daha da derinleşti. Mülteci çocuklar hem haklara ve özgürlüklere erişemediler hem de yerleştirildikleri geçici barınma merkezlerinde çatışmalı, ayrıştırıcı ortama maruz kaldılar” dedi.

VERİLERLE TÜRKİYE’DE ÇOCUK OLMAK

■ Beş yaşındaki çocukların yaklaşık 5’te biri okul öncesi eğitimden faydalanamıyor.

■ İlkokul yaşında olan çocukların yüzde 6.8’i; ortaokul yaşında olan çocukların yüzde 10.2’si ortaöğretim yaşındaki çocukların yüzde 10.3’ü eğitim sistemine dahil değil. Ortaöğretime giden her 5 çocuktan biri ise eğitimini tamamlayamıyor.

■ Her gün kaygı yaşadığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 7.3. Her gün depresyonda hissettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 4.7.

■ Okul derslerinin baskısı altında hisseden 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13.4. Yaş grubu yükseldikçe baskı hisseden çocuk oranı artıyor.

■ Akran zorbalığına maruz kalan 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13.8.

■ 13-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 30.1’i mutlu hissetmiyor.

■ 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı yüzde 2 olarak gerçekleşti. Ancak çocuk hak örgütleri çocuk evliliklerinin çok daha yaygın olduğunu ancak bu alanda güvenilir bir istatistik tutulmadığını ifade ediyor.

■ 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı yüzde 18.7. Bu resmi rakamlara göre bile yüz binlerce çocuğun okul yerine işe gittiği anlamına geliyor. Çocuklarda kayıt dışı çalıştırma, staj adı altında uygulanan legal emek sömürüsü de eklendiğinde çalışmak zorunda bırakılan çocuk sayısı milyonları buluyor.

■ Her 3 çocuktan ikisinin kendisine ait odası yok.

■ Peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerini her gün tüketemeyen çocukların oranı yüzde 42.2.

■ Her 3 çocuktan 2’si karnını ekmek ya da makarna gibi tahıl ürünleriyle doyuruyor.

■ Her gün tüketilmesi gereken et, tavuk ya da balık gibi ürünleri düzenli tüketebilen çocuk oranı yalnızca yüzde 12.7.

■ Son bir yılda sinema ve/veya tiyatroya gitmeyen çocukların oranı yüzde 60.1. Bu faaliyetlere katılamayan çocukların yüzde 40’ı maddi gerekçelerle gidemedi.

■ FİSA 2022 raporuna göre en az 64 çocuk sağlık hizmeti alamadığı için ya da sağlık hizmetindeki ihmaller sonucu, en az 1 çocuk devletin koruması altında bakım hizmeti alırken vefat etti.

■ 2022’de en az 81 çocuk iş cinayetlerinde, 62 çocuk intihar sonucu, 60 çocuk şiddet sebebiyle, 37 çocuk şüpheli ölümler sonucu, 30 çocuk bireysel silahlanma nedeniyle, 5 çocuk karşıt gruplar arasında çıkan çatışmalarda, 2 çocuk patlama/bombalı saldırılarda, 541 çocuk ihmal nedeniyle yaşamını kaybetti. 11 kız çocuğu ise cinsiyet temelli şiddete maruz kalması sonucu vefat etti.

CHP’Lİ AĞBABA: TÜRKİYE'DE EN AZ 2,6 MİLYON ÇOCUĞUMUZ UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK KULLANILIYOR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Türkiye'de 15-17 yaş arasında 619 bin çocuk işçi olduğunu, ucuz iş gücü olarak kullanılan çırak ve stajyer sayısının ise 2 milyon olduğunu belirterek, "Türkiye'de en az 2,6 milyon çocuğumuz ucuz iş gücü olarak kullanılmaktadır" ifadesini kullandı.

Ağbaba, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de 2019'dan sonra çocuk işçi sayısının arttığını kaydetti.
Çocuk yaşta mesleki eğitim adı altında ucuz iş gücü olarak çıraklık ve stajyerliğin yaygınlaştığını belirten Ağbaba, şunları kaydetti:

SGK 2022 verilerine göre Türkiye'de ucuz iş gücü olarak kullanılan çırak ve stajyer sayısı 2 milyon. Bu durumda Türkiye'de en az 2,6 milyon çocuğumuz ucuz iş gücü olarak kullanılmaktadır. İSİG verilerine göre 2018-2022 yıllarında iş cinayetlerine kurban giden 14-17 yaş arası çocuk sayısı ise en az 330. Türkiye'de ne yazık ki çocuk işçiliği arttıkça iş yerlerinde çocuk işçi cinayetleri de artarak devam ediyor. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar