Van'da üreticiler darboğazda: 'Tarımı da hayvancılığı da bırakacağız'

Van'da üreticiler darboğazda: 'Tarımı da hayvancılığı da bırakacağız'
Mazot, gübre, tohum, ilaç gibi girdi maliyetlerindeki artışın yanında buğday ve arpa alım fiyatının maliyetin altında kalması üreticiyi çıkmaza soktu. Üreticiler tarlalarını ekemez, ürünlerini toplayamaz hale geldi.

Zelal Sahidenur SARİ


VAN - AKP iktidarının uyguladığı ithalat politikaları tarım ve hayvancılığı bitme noktasına getirdi. Mazot, gübre, tohum, ilaç gibi tarımsal girdi maliyetleri sürekli artarken üreticilere verilen tarımsal destek yetersiz.

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) açıkladığı alım fiyatları da maliyetin altında. TMO'nun yeterli alım yapmaması üreticiyi tüccarın insafına bırakıyor. Zarar ederek üretime devam etmeye çalışan üreticiler borç batağında.

2e59b877-d130-40ac-bd8d-edff91c672ac.jpg

'MAZOT FİYATLARI BELİMİZİ KIRDI'

Van’ın Gürpınar ilçesinde tarım ve hayvancılıkla uğraşan Mehmet Malat, yonca, mısır, arpa ve şeker sorgunu ekiyor. Üretimde yüksek verim elde etmesine rağmen kâr edemediğini belirten Malat, "Günün sonunda girdi maliyetleri yüzünden ne yemi ucuza mal ettim ne de kâr ettim. Mazot bizim belimizi kırdı. Diğer girdi maliyetlerini söylemeye bile gerek yok. Traktörler mazotla çalışıyor. Daha mısırın hasadını yapmadım ama 50 ton yonca, 10 ton arpa ve 10 ton şeker sorgumu ürettim. Fakat samanı tarlada bıraktım. Dışarıdan daha uyguna alabiliyorum" dedi.

whatsapp-image-2024-08-03-at-17-59-51.jpeg
Mehmet Malat

'TMO ALMAYINCA TÜCCARLAR UCUZA ALIYOR'

TMO buğday ve arpa alımı yapmadığı için ürünlerini daha ucuzu tüccara satmak zorunda kaldıklarını anlatan Malat, "Buğday ve arpa ofisin belirlediği fiyatın altında satıldı. Ofis rakam belirliyor ama çiftçiden ürünü almıyor. Ofis almadığı zaman iş perakendeye dönüşüyor. Tüccarlar da bu durumu bildikleri için fırsatı değerlendiriyor, harmandan ucuza topluyorlar" diye konuştu.

‘DESTEK YOK, KREDİLERE ULAŞAMIYORUZ’

Çiftçiye yeterince tarımsal destek verilmediğini vurgulayan Malat, şunları söyledi:

"Bizim sıkıntımız aslında desteklerin çok yetersiz olması ve yerine gitmemesi. Devlet bu destekleri bu işi gerçek yapana verse bu maaliyetlere rağmen de yapılabilir. Ama biz asıl üretici olarak devletin hibelerinden minimum derecede faydalanıyoruz. Krediye ulaşmakta zorluk çekiyoruz. Krediye başvurduğumuzda çok büyük ipotekler istiyorlar. 1 milyon TL krediye 4 milyon TL ipotek mi olur? Bir de faizler çok yüksek.

En azından çiftçi faizleri düşük olabilir. Faiz konusunda bir indirim yok. Dolayısıyla durum böyle olunca günün sonunda üretici zarar ediyor. Siz eğer sürekli her şeyi dışardan alırsanız içeridekilere yetemezsiniz. Üretim olmadan enflasyon düzelmez. Çünkü sürekli dışardan mal alıyoruz. Dışa bağımlı hale geldik. Özgür değiliz. Projeye değil teminata kredi veriyorlar. Bu ülkedeki hayvancılık ve tarım sorunu katlanarak devam ediyor. O yüzden çok umutlu değiliz."

'SAMANI TARLADA BIRAKTIM, DIŞARIDAN ALSAM DAHA UCUZ'

Hayvancılıkla da uğraşan Malat, "Beyaz samanın tonu 2 bin, 2 bin 500 TL'ydi. Yonca samanı yani yeşil saman da 4 bin 500 ila 6 bin 500 TL arasında değişiyor. Hasat sırasında beyaz samanı tarlada bıraktım. Beyaz samanı dışarıdan daha uyguna alabiliyorum. 50’nin üzerinde büyükbaş hayvanım var. Bu yıl iyi ürün almama rağmen yaklaşık 50 ton dışarıdan yem aldım. Şimdi bunca ürünün üstüne bir de fabrikasyon yemler almam lazım süt için. Yani dönüp baktığımda hiç kâr etmemişim gibi bir durum söz konusu" diye konuştu.

'BÜTÜN MALİYETLER ARTTI, SÜT FİYATI ARTMADI'

Süt fiyatının maliyeti karşılamadığını dile getiren Malat, "Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği 14.65 TL’den 7 aydır süt satıyoruz. Bütün maaliyetler arttı ama sütün litresinde bir artış olmadı. Fabrikasyon yemler arttı, işçi maaliyetleri arttı, mazot arttı, elektrik arttı ama süt artmadı. Elektriğe yüzde 38 zam geldi. Neredeyse kullandığımız bütün cihazlar için elektriğe ihtiyaç duyuyoruz. Oğlum 500 gram meyveli yoğurdu 32 TL'ye almıştı. O 32 TL iken biz bir litre soğutulmuş çiğ sütü 14,65 TL’ye satıyoruz" dedi.

'ALDIĞIMIZ ÜRÜM HARCADIĞIMIZ PARAYI KARŞILAMIYOR'

Gürpınar'da çiftçilik yapan Cemil Tuncil ise artan maaliyetler ve 9'un ayda verilen buğday desteklerinin geçen yıl 11’inci ayda verilmesi nedeniyle ürünlerini zamanında ekememiş.
11’inci ayda toprak donduğu için ektiği üründen yeterince verim alamadığını dile getiren Tuncil, “Bu yıl traktör sahibi olmayan kimse tarla ekemedi. Girdi maaliyetleri yüksekti. Aldığımız ürün harcadığımız parayı karşılamıyor. Mahsul eken kimsenin de beklentisi yoktu maddi olarak. Eken adam zarar ediyor artık. Mazot, gübre, traktör, işçi ve biçerdöver maaliyetleri derken kimse tarlaya bile yaklaşamıyor. Ofis zaten ürünü almıyor. Perakende satınca da altı ay sonra veriyor parayı" diye konuştu.

whatsapp-image-2024-08-03-at-17-59-35.jpeg
Cemil Tuncil

'DSİ İLE SORUN YAŞIYORUZ, SUYA ULAŞAMIYORUZ'

Sulama sorununa da değinen Tuncil, "Hiçbir sıkıntımız olmasa bile DSİ’yle sorun yaşıyoruz. Mevsim bu yıl iyi geçti. Ama normalde suya ulaşmıyoruz. DSİ diye bir şey kalmamış. Su kanalını kontrol için giden araç günde bir kez turluyor. Köylü kendi arasında anlaşmaya çalışıyor. Bir düzen olmayınca bahçelerimiz, tarlalarımız yanıyor. Her yer kupkuru. Tarımla birlikte hayvancılık da bitti" dedi.

'BÜTÜN MERALARIMIZA SEÇİMDEN ÖNCE EL KONULDU'

Hayvancılık da yapan Tuncil, "Bütün meralarımıza seçimden önce el konuldu. Mera kalmadı. Mera olmayınca hayvancılık nasıl olsun? 20 koyunum, iki de büyükbaş hayvanım var. Bir inek bahara kadar 2 ton yem yiyor. Bu da 14 bin TL tutuyor. Üretmek yerine dışarıdan almak daha mantıklı geliyor. Daha önce bizim köyümüzde 13 traktör vardı ve biz sıra alırdık hasat için. Şimdi ne traktör var ne hasat var. Tarımı da hayvancılığı da bırakacağız bu gidişle" diye konuştu.

'TAHIL ÜRETİMİ CİDDİ ORANDA DÜŞTÜ'

Van Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Engin Işık, kentte tahıl üretiminin geçen yıllara oranla ciddi anlamda düştüğünü belirtti. Işık, "Artık herkes ihtiyacı doğrultusunda buğday ekimi yapıyor. Başkale’de 2005-2006 yıllarında buğday, arpa ekimi yapılırken artık yapılmıyor. Hem kuraklık hem girdi maaliyetlerinin yüksek oluşu, mazottaki artış, belirsizlik Toprak Mahsulleri Ofisi’nin düşük fiyata alıp yüksek fiyata satması insanları bezdirdi. TMO, üreticileri kandıran bir politika izledi. Üreticinin çok zor durumda kalmazsa TMO’ya satmayacağı aşikâr. Satacağı bir pazar alanı da kalmadı artık. Böyle olunca üretim düşüyor" dedi.

whatsapp-image-2024-08-03-at-17-59-18.jpeg
Van Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Engin Işık

'MEVSİM VERİMLİ GEÇSE DE KÂR YOK'

Vergi yükünün ve ithalata dayalı tarım politikalarının üreticiyi zorladığını dile getiren Işık, "Van’da bu yıl yağışların fazla olmasından dolayı yem bitkilerinde artış var. Yonca, korunga gibi birçok bitki suyu seviyor. Geçen yıl bir kez hasat edilen yonca, korunga bu yıl iki kez ya da üç kez hasat edilecek. Bunun tabii dezavantajı da var. Dezavantajı şu; fazla yem bitki üretimi oluştuğunda fiyatları aşağı çekiyor. Geçen yıl samanı 25 TL'den alan bir üretici için avantaj fakat satan çiftçi için de düşük bir fiyat belirlenecek. Bu yıl 15 TL'ye kadar düşmüş durumda" diye konuştu.

'MAZOT TEKNE SAHİBİNE 4 TL, ÇİFTÇİYE 46 TL'

Üreticinin geçinemediğini aktaran Işık, "1000 TL masraf yapan bir çiftçi hasat sonu geldiğinde aldığı ürünü 1000 liraya satamıyor. Maliyetinin altında bir ürün yetiştiren bir çiftçi neden dursun ki tarlada, geçinemiyor sonuçta. Sağlık imkânı yok, çocukları eğitim göremiyor, ekonomik, psikolojik birçok sebep varken neden tarlada dursun ki? Yatı olan zengin bir insanın kullandığı mazot fiyatıyla çiftçinin kullandığı mazot fiyatı bir değil. Tekne sahibine 4.2 TL’den mazot satarken çiftçiye 46 TL’den satıyor mazotu. Burada ne kadar samimiyetsiz oldukları ortaya çıkıyor" dedi.

'ÜRETİCİ KADAR TÜKETİCİ DE MAĞDUR'

Üreticiyle beraber tüketicinin de mağdur olduğunu belirten Işık, "Tarım ülkesi olan bir ülkede yazın ortasında marketlerde ki bütün bölgelerde domatesin, fasulyenin, patlıcanın yetiştiği bir ülkede bunları 30 TL'den alıyorsak bu insanlara bile bile uygulanan bir zulümdür. Binlerce ton patates, soğan, limon, domates alıp depolarda istifleyip çöpe atıyorlar. Kendi politikalarının dengesini korumak için. İnsanlar açlığa, kıtlığa, sefalete sürükleniyor" diye konuştu.

Öne Çıkanlar