‘Düş Yolcuları’ da sokağa çağırıyor

‘Düş Yolcuları’ da sokağa çağırıyor
"Hepimiz Hayır’ı birlikte kuramadığımız için bugünleri yaşıyoruz ve Hayır’ı kuramadığımız her gün yeni bir canla tehdit ediliyoruz."

Mehmet Lütfü ÖZDEMİR


Suruç Katliamı’nın üzerinden tam 23 ay geçti. 23 aydır adalet yok! Suruç katliamı ile sevgiye, dayanışmaya, paylaşmaya, umuda ve düşlerimize saldırdılar. Gezi’nin çocuklarının Kürt halkının çocuklarının yarasını sarmasına, acılarını paylaşmasına engel olmaya ve kurulan kardeşlik köprüsünü yıkmaya çalıştılar. Suruç’tan sonraki aylar içerisinde gazileri gözaltına aldılar, tutukladılar. Faşizme karşı mücadele etmeyi sürdüren birçok ‘Düş Yolcusu’ cezaevlerinde.

Geçtiğimiz 23 ay içerisinde Suruç şehidimiz öğretmen Süleyman Aksu’nun Yüksekova’daki evini yaktılar yıktılar ve mezarını tahrip ettiler. Ece Dinç’in mezarına saldıran faşistler mezarı tahrip ettiler. Suruç’tan sonra birçok düş yolcusunun cenazesi polis tarafından kaçırıldı! Biz gaziler ve aileler olarak yaralarımızı sarmaya, faşistler saldırdıkça bir arada omuz omuza mücadele etmeye devam ediyoruz.

Gezi’de mücadele edenler olarak, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan ve sonuçları şaibeli bir şekilde halklara zorla dayatılmak istenen referandum sürecinde de ‘Hayır Meclisleri’ içerisinde yer aldık. Mücadelemiz sürüyor ve sürecek. 23 aydır Suruç için adalet istiyoruz. Suruç için istediğimiz adaleti Amed için, 10 Ekim Ankara Katliamı için, Roboski için, Cizre ve Sur için de istiyoruz. Biz herkes için adalet istiyoruz.

‘Hayır bitmedi, mücadeleye devam’ şiarıyla önceki gün Kenter Tiyatrosu’nda bir araya gelen İstanbul Hayır Meclisleri buluşmalarında konuşan Dr. Çağla Seven, "Sokağa çıkma adımını bugüne saklayan ve bugünün de mimarı olan muhalafet partisiyle karşı karşıyayız. Sokağın sahibi bizleriz, sokaktaki her mücadelenin yanında olmaya devam edeceğiz" diyerek, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın direnişini örnek gösterdi. Seven, "İki kişinin sırtına hiçbir şey yüklemeyelim, hepimiz bu cesareti gösterelim, hepimiz sokakta olalım" dedi.

Suruç Katliamı’ndan ağır yaralı olarak kurtulan ve bedeninden yüzden fazla bilye çıkarılan Doktor Çağla Seven’in tedavisi hala devam ediyor. Seven, ayakta durmakta zorluk çektiği halde Suruç Yaralıları ve Tanıkları Platformu adına İstanbul Hayır Meclisleri buluşmalarında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Suruç Yaralıları ve Tanıkları Platformu ve Suruç Aileleri adına bugün buradayız. Çok daha fazla acının yan yana geldiği, biriktiği, Gezi’de kazandığımız birlikte mücadele etme hevesinin az bucuk kırıldığı ve çaresiz bırakıldığımız ve hiçbir şekilde hesap soramadığımız bir süreç yaşadık maalesef. Hayır Meclisleri’nin başlangıç toplantısında demiştik, hepimiz bu Hayır’ı birlikte kuramadığımız için bugünleri yaşıyoruz ve Hayır’ı kuramadığımız her gün yeni bir canla tehdit ediliyoruz. Bugün bunun cisimleştiği iki isim var. İki isim tüm bunlara rağmen bedeniyle Yüksel Caddesi’nde vazgeçmeden, defalarca yirminin otuzun üzerinde kez gözaltına alınmayı, günlerce direnmeyi göze alarak büyük bir cesaret örneği gösterdi. Bugün bu mücadelenin cisimleştiği iki kişidir Nuriye Gülmen ve Semih Özakça. Hayır’ı kuramadığımız her gün bu tehdidi yaşamak zorundayız. Hiçbir şeyin hesabını soramadığımız bugünlerde biz adaleti baştan beri inşa etmeye çalışıyoruz ve bunun hesabını sormayanlar, sokağa çıkma adımını bugüne saklayanlar bugün sokağa çıkmış durumda. Biz yine de sokaktaki mücadelenin önemini bilenler olarak sokakta olmalıyız diyoruz. İki gün önce Berkin Elvan’ın annesi bir lafı vardı, ‘ben de dört yıldır adalet diyorum’ demişti, evet biz defalardır, yıllardır adalet diyoruz. Sokağa çıkma adımını bugüne saklayan ve bugününde mimarı olan muhalafet partisiyle karşı karşıyayız. Sokağın sahibi bizleriz, sokaktaki her mücadelenin yanında olmaya devam edeceğiz. Buradan davamızın da çağrısını yapayım hepinize. Katliamların hesabı sorulmadan bugünler aşılmaz. Ve bu iki kişinin de cesaretine sahip olmadan da bugünler aşılmaz. İki kişinin sırtına hiçbir şey yüklemeyelim, hepimiz bu cesareti gösterelim, hepimiz sokakta olalım ve artık bu günler bitsin istiyoruz."

Suruç Yaralıları ve Tanıkları Platformu, coğrafyamızda yaşanan katliamların aydınlatılması mücadelesini birleşik bir mücadelenin yükseltilmesinin olmazsa olmazlarından biri olarak görüyor. Suruç’tan yaralı kurtulan ve katliama tanık olanların hastanelerden çıkar çıkmaz başlattıkları adalet mücadelesi devam ediyor.

Hayır Meclisleri’nin en başından bu yana sokaklarda Hayır’ı örgütlemek için gece gündüz çalışan Suruç Katliamı’ndan ağır yaralı kurtulan, vücudu yanan ve hala bedeninde yedi şarapnel parçası bilye ile yaşama tutunan Koray Türkay ise altını çizerek şunları söylüyor:

"Suruç Yaralıları ve Tanıkları Platformu gerek Demokrasi İçin Birlik içerisinde gerekse de Hayır Meclisleri'nde aktif olarak yer almaya çalıştık. Bugün siyasetin güncel olarak geldiği seviye Kürt siyasetçilerini pervasızca tutsak alındığı, devrimcilerin teker teker infaz edildiği, CHP milletvekillerinin kendi kazdıkları kuyuya gömüldüğü yani aklın, izanın ve insafın yok olduğu bir seviyedir.  Muhalefet cephesinde, Kürt isyanı ile Gezi isyanının buluşma ihtiyacını kurtuluş olarak gören kesimlerin birleşik bir demokrasi cephesini olgunlaştırmanın ihtiyacı içerisindeyiz."

Biz Suruç Yaralıları ve Tanıkları Platformu olarak, Roboski’den sonra, Gezi’den sonra, Amed’den sonra, Suruç’tan sonra, Ankara’dan sonra, Cizre’den sonra, Sur’dan ve Şırnak’tan sonra, Ekin Wan ve Dilek Doğan’dan sonra, Ceylan Önkol ve Berkin Elvan’dan sonra hep şunu söyledik ve söylemeye devam edeceğiz:

Sevgili halklar, anneler, babalar; biz yürekleri avuçlarında yaşayanlar, gençler, kadınlar, devrimciler, emekçiler olarak şunu bilmenizi isteriz ki; bizler yaşamı uğruna ölecek kadar çok sevenleriz. Bundandır haykırışımız ve isyanımız. Talebimiz; insanca bir yaşam ve özgürlüktür. Ancak birlikte omuz omuza yürürsek ve dayanışma ile bu mücadeleyi yükseltirsek zalimlerden hesap sorabiliriz. Devrim gülüşlü 33 canımızı yitirdiğimiz ‘Suruç Katliamı’nın öldürülemeyenleri, sağ kalanları olarak şunu belirtmek isteriz ki; düşleri ve gülüşleri bizlere emanet kalan yoldaşlarımızın eşitlik mücadelesini son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Unutmadık! Unutturmayacağız! Affetmeyeceğiz!

Öne Çıkanlar