Kürt siyaseti Bingöl'den vaz mı geçti?

Kürt siyaseti Bingöl'den vaz mı geçti?
Bingöl’de etkili bir seçim kampanyasıyla AKP'ye karşı zafer elde etmek uzak bir ihtimal değil. Ancak hiçbir parti yöneticisinin katılmadığı, halkın dahil olmadığı bir kongre; aday adaylık başvurularının olmadığı bir seçim süreci ve kayıp bir şehir var.

Mazlum BUCUKA


14 Mayıs'taki genel seçimlere Yeşil Sol Parti olarak giren DEM Parti, beklenen performansı sergilemeyince seçimlerin hemen ardından yeniden yapılanma sürecine girdi. Birçok yerde geniş katılımlı halk toplantıları gerçekleştirildi, eleştiriler toplandı, gerekli özeleştiriler yapıldı. Nihayet partinin 4'üncü Olağan Kongresi'nde bu sürecin çıktıları alındı.

Kongrenin sonuç bilgisinde "Parti çalışmalarında toplumla yeterince güçlü bağ kuramama, merkezileşme, bürokrasi, ideolojik yetersizlikler, erkek egemen akıl" gibi direkt tabandan gelen eleştirilerden sonra yapılan özeleştiri, aslında HDP ile zirve gören fakat 2015 seçimlerinden sonra 'etkinliğini yitiren' politikaların bir sonucuydu. Yapılan özeleştiride sorunun seçim sonuçlarıyla başlamadığı, esasında yapısal sorunlardan kaynaklandığı belirtildi.

Yaklaşık 50 bin kişiyle buluşan parti, örgütlü toplum, ittifak politikası, aday belirleme süreçleri, siyasetin yerelleştirilmesi, taktiksel birlikleri gibi birçok konuyu değerlendirdi ve kongrede bir sonucu vardı. Bu sonuç partinin önümüzdeki yerel seçimlerdeki stratejisini de belirleyecekti. Nitekim kongrenin sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:

"Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde iktidarın seçim ve sandık hukukunu çiğneyerek, hukuksuz ve keyfi biçimde oluşturduğu kayyım rejimine güçlü bir cevap vermenin yolu, güçlü ve doğru adaylar ve halkın desteği ile yerel yönetimleri yeniden kazanmaktır. Mahallenin muhtarından kentin belediye eşbaşkanının adaylığına kadar tüm düzeyleri kapsayacak bu yöntemi, partimizin yaşama geçirmesi doğrudan demokrasi anlayışımızın ve siyasi programımızın gereklilikleri açısından hayatidir."

Kongrenin ardından partide coşkulu bir hava estiği söylenebilir. Yeni Eş Genel Başkanlar Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları öncülüğünde kollar sıvandı ve çalışmalara başlandı. Birçok ilde parti örgütleri yeniden yapılanırken, il kongrelerinde kayyım karşıtı politikalar ve Kürt sorunu ön plana çıkarıldı. Aday adaylık sürecinde de 'mor çizgiler' çizen DEM Parti, eşbaşkanlık konusunda net bir tavır sergiledi. Adaylar halk tarafından seçilecek, kimseye adaylık teklif edilmeyecek ve adaylarda belli kriterler aranacaktı.

Nitekim öyle de oldu. DEM Parti, birçok ilde kongrelerini gerçekleştirdi, il örgütlerinde yeniden yapılanmaya gidildi. Aday adaylık sürecinde de yine partinin güçlü olduğu illerde onlarca kişi belediye eşbaşkanlığı için başvuru yaptı.

PEKİ SÜREÇ HER İLDE BÖYLE Mİ İŞLEDİ?

AKP'nin kalesi olarak bilinen ama aslında geçen seçimlerde 'kıl payı' kaybedilen Bingöl'de manzaranın biraz daha farklı olduğunu söyleyebiliriz. 24 Aralık'ta yapılan il kongresi, sessiz sedasız gerçekleşti. İl örgütü dışında katılımın çok az olduğu kongreye sadece Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü katıldı. Oysaki hemen bir gün önce Tuncer Bakırhan Dersim'deki kongreye katılmış, ardından Diyarbakır'daki DEM Parti Gençlik Meclisi Kongresi'ne gitmişti.

'BASINA GÖNDERİLEN YÖNETİM LİSTESİNDE 'EŞBAŞKAN' YOKTU

Salonun yarısı bile dolmayan kongrenin ardından seçilen yeni yönetimin listesi basınla paylaşıldı. Fakat listede, partinin ısrarla üzerinde durduğu eşbaşkan titri yazılmamış, sadece 'BAŞKAN' yazılmış ve ilk sıraya da eşbaşkanlardan erkek olanın adı yazılmıştı. Parti yetkilileri her ne kadar "Liste, resmiyette böyle gözüktüğü için basına böyle verildi' dese de yerel basında, gönderilen liste aynen paylaşılmış ve sadece 'Başkan' sıfatı yer almıştı.

BİRÇOK İLÇEDE ADAY ADAYLIK BAŞVURU YOK

Parti politikalarına uymayan gelişmeler bu örneklerle sınırlı değil. Seçimler için aday adaylık süreci sona erdi ancak Bingöl'de başvuru sayısı oldukça az. Öyle ki merkezde sadece dört aday adayı başvuru yaparken, Karlıova'da iki başvuru, Kiğı'da bir başvuru, Sancak Beldesi'nde bir başvuru yapıldı. Genç, Solhan, Adaklı, Yedisu, Yayladere ilçelerinde ise hiç başvuru yapılmadı.

KADIN ADAY ADAYI HİÇ YOK

Toplamda biri merkez, altısı ilçe, üçü de belde olmak üzere 11 belediyesi olan Bingöl'de sadece 8 aday adaylık başvuru yapıldı. Bu başvurular arasında hiç kadın aday başvuru olmadı.

SORU: ADAYLAR HANGİ SEÇİMLE, NASIL BELİRLENECEK?

Yerel seçimler öncesi Bingöl'de tablo böyle. Bu tabloya bakınca da şu soruları sormak kaçınılmaz oluyor:

Adaylar önseçimle nasıl belirlenecek? Hangi adayları, kim, nasıl seçecek? Başvuru yapılmayan belediyelerde nasıl bir strateji izlenecek? Hiç kadın aday başvurusu yokken eşbaşkanlar nasıl seçilecek?

SONUÇ YERİNE

Bingöl, geçmişinde Kürt siyasi mücadelesindeki kırılma anlarına doğrudan tanıklık etmiş ve tarihsel süreçte önemli olaylara ev sahipliği yapmış bir şehir. Yine konum olarak da bölgedeki gücü pekiştirmek ve siyasi bütünlüğü sağlamak adına kürt siyasi mücadelesi için kritik bir noktada yer alıyor. Dersim, Palu ve Diyarbakır’a sınır komşusu olan Bingöl’ü siyasal konjonktürde ayrı yerde tutan şey, seçim haritasında uzun zamandır değişmeyen ‘rengi’.

Bingöl her ne kadar AKP'nin kalesi olarak bilinse de sadece seçim sonuçlarına bakarak bile durumun böyle olmadığını görebiliriz. Mesela, şaibe iddialarının halen konuşulduğu 2009 Yerel Seçimlerinde DTP'den aday olan Fırat Anlı, seçimi sadece 4 bin oyla kaybetmişti. Hişyar Özsoy’un aday olduğu son yerel seçimlerde de oy farkı aynı kalmış, 4 bin oyla belediyeyi AKP kazanmıştı.

7 Haziran genel seçiminden hemen öncesine bakacak olursak da Kürt siyasi mücadelesinin Bingöl’de oldukça güçlü bir sese ve örgütlenmeye sahip olduğunu söylemek mümkün. Öyle ki üç milletvekili çıkaran kentte 7 Haziran seçimlerinde bir milletvekili çıkaran HDP, ikinci milletvekilini ‘kıl payı’ kaçırmış, aradaki makasın oldukça dar olduğu göstermişti.

Her ne kadar son dönemde artan yoksulluk ve işsizlik sonucu dışarıya çok fazla genç göçü olsa da yine de kentte hala örgütlenmeyi bekleyen güçlü bir taban var. Doğru ve etkili bir seçim kampanyasıyla AKP'ye karşı bir zafer elde etmek aslında hiç de uzak bir ihtimal değilken, mevcut durumda, hiçbir parti yöneticisinin katılmadığı, halkın dahil olmadığı bir kongre, aday adaylık başvurularının olmadığı bir seçim süreci, kadınların ve gençlerin yer almak istemediği bir il örgütü ve giderek ‘kayıp’ olan bir şehir...

Hasılı, geçmiş dönem seçim sonuçları, Bingöl’ün mevcut siyasi atmosferi ve örgütsüzlüğü karşımıza tek bir soru olarak çıkıyor:

Kürt siyaseti Bingöl'den vaz mı geçti?

Öne Çıkanlar