Sınırlar kalkarken yazılan tarih: Fas

Sınırlar kalkarken yazılan tarih: Fas
Nüfusunun yüzde 90’u göçmenlerden oluşan ülkede düzenlenen Dünya Kupası’nda, kadronun yarısından fazlasının başka topraklarda doğduğu bir millî takım son dörde kalmış durumda. Gerçekten de 26 futbolcudan sadece 12’si Fas’ta doğmuş.

Dünya Kupası’nda yarı finalistler belli oldu. Adını son dörde yazdıran olağan şüphelilerden Arjantin ve Fransa kimseyi şaşırtmazken, bir önceki turnuvanın finalisti Hırvatistan’ın penaltılarla Katar’ın en büyük favorilerinden Brezilya’yı devirmesi şüphesiz büyük sürprizdi. Fakat Modric ve şürekâsını aşmak yine şampiyonanın beklenmedik güzelliği Fas’a nasip oldu. Atlas Aslanları Portekiz’i geçerek tarih yazdı.

Daha önce Afrika temsilcileri, üç defa yarı finalin kapısından dönmüştü. 1990’da milyonları kendisine âşık eden Kamerun, İngiltere’ye uzatmalarda boyun eğmişti. Turnuvanın galasında son şampiyon Arjantin’i deviren “İnatçı Aslanlar”ın kadrosunda Bıyık Kardeşler, Andre Kana ve François Omam ile 42 yaşında Rusya ağlarını havalandıran, Dünya Kupası tarihinin en yaşlı golcüsü Roger Milla unutulmazdı. “Gönüllerin şampiyonu” unvanı belki de hiçbir takıma onlar kadar yakışmamıştı.

2002’ye son şampiyon Fransa’yı devirerek başlayan Senegal, Danimarka’nın ardından grupta ikinci sırada yer alarak son 16’ya kalıyordu. Favori İsveç’i Henri Camara’nın iki golüyle deviren “Teranga Aslanları” çeyrek finalde karşısında Türkiye’yi buluyordu. İskandinavlara tattırdıkları altın gole bu sefer teslim oluyorlar, İlhan Mansız bu topraklarda bayramı başlatıyordu. Onların kadrosu Kamerun’a göre daha tanıdık isimlerden oluşuyordu.

İlhan Mansız’ın Senegal’e attığı, Türkiye’yi yarı finale taşıyan gol.

DİREKTEN DÖNMEK

2010’da Gana, Almanya’nın ardından grupta ikinci olarak yoluna devam etmişti. Panzerler’le oynadıkları maçta iki kardeş iki farklı takımda oynadıklarında, tüm dünyada haber olmuşlardı. Avrupa’nın birçok iyi kulübünde forma giyen futbolcuları oldukça tanıdıktı. Tarihe geçen biraderlerden Kevin Prince Boateng ve Asamoah Gyan’ın golleriyle Amerika’yı devirerek çeyrek final vizesi alan “Siyah Yıldızlar”, Uruguay’ı devirmeye çok yaklaşmıştı. Uzatmaların sonunda kaleye giren topu elle çıkaran Luis Suarez atılmış, Gyan’ın temdit penaltısı direkten dışarı gidince, son dörde adını yazdıran ekibi seri penaltılar tayin etmişti. Güney Amerikalılar gülerken, Afrikalılar kahrolmuştu.

Kıta için doğal sınır, işte hep bu son sekiz olarak görülüyordu. Bir türlü çeyrek final aşılamıyordu. Katar’da da birçokları bunun gerçek olacağına inanmıyordu.

TARİHİN PEŞİNDE

Fas Millî Takımı 1928’de kurulduğunda, topraklar henüz Fransa’nın himayesindeydi. 1955’te federasyon kurulmuş, ertesi yıl da bağımsız bir ülke olmuşlardı. İlk defa 1963 Akdeniz Oyunları’nda görücüye çıkan millî takım, ertesi yıl da Tokyo Olimpiyat Oyunları’ndaydı. Dünya Kupası sahnesine ilk olarak 1970’de çıkan “Atlas Aslanları” iki sene sonra da ilk kez Afrika Uluslar Kupası’nda boy göstermişti. Kıtalarının şampiyonu olarak ilk ve son kez taçlandıklarında takvimler 1976’yı gösteriyordu. 1980’de aynı organizasyonda üçüncü olmuşlar, 1986 ve 1988’de ise dördüncülükte kalmışlardı.

Kim bilir belli bir yaşın üstündekiler, “Atlas Aslanları”yla ilk defa 1986 Dünya Kupası’nda tanışmıştı. Meksika’da düzenlenen “47 ayın sultanı”nda İngiltere, Polonya ve Portekiz’in olduğu gruptan lider çıkmayı başaran Fas, birçoklarını şaşırtmıştı. Kalecileri Ezzaki Badou ismini bazılarına ezberletirken, Portekiz’i 3-1 yendikleri maçta iki defa ağları sarsan Abderrazak Khairi dikkati çekmişti. Son 16’da futbolun devlerinden Federal Almanya’yla kozlarını paylaşan Brezilyalı Jose Faria’nın talebeleri, maçın sonlarında efsane Lothar Matthäus’un golüne teslim olmuştu. Daha sonra 1994, 1998 ve 2018’de de Dünya Kupası heyecanı yaşasalar da gruptan çıkamamışlardı.

BİR TAKIMDAN ÇOK DAHA FAZLASI

Katar’a Vahid Halilhodzic idaresinde gitmesi beklenen Fas, yazın teknik direktörlük koltuğuna Walid Regragui’yi oturtuyordu. Boşnak hocanın ülkenin yıldızı Hakim Ziyech’le papaz olması, bir kıtanın yazgısını değiştirmişti. Kuvvetle muhtemel Halilhodzic görevde kalsa, “Atlas Aslanları” gruptan bile çıkamazdı.

Takımın yıldızların Hakimi, sevincini annesiyle paylaşırken.

Yeni çalıştırıcılarıyla bambaşka bir hava yakalayan ekibin, bu başarıya Katar’da imza atması, oldukça manidar olsa gerek. Nüfusunun yüzde 90’u göçmenlerden oluşan ülkede düzenlenen Dünya Kupası’nda, kadronun yarısından fazlasının başka topraklarda doğduğu bir millî takım son dörde kalmış durumda. Gerçekten de 26 futbolcudan sadece 12’si Fas’ta doğmuş.

2014’te Fas Futbol Federasyonu’nun başlattığı Avrupa’daki yetenekleri ait oldukları topraklara döndürme çabası başarılı olmuştu. Takımın yıldızlarından Achraf (Eşref) Hakimi, 2021’den bu yana PSG forması giyiyor. Madrid’de dünyaya gözlerini açan sağ bekin penaltılarda İspanya’yı devirdikleri maçta son atışı kullanması unutulmazdı. Annesiyle hep sarmaş dolaş olan futbolcu, doğduğu ülkenin ilk 11’inde rahat oynardı. Bu sezon Beşiktaş’a imza atan savunmanın belkemiği Romain Saïss’ın Fransa’nın güneyinde bulunan babasının restoranında bulaşık yıkamışlığı bile vardı. Ajax’ta göz kamaştırdıktan sonra 40 milyon avro karşılığında Chelsea’ye transfer olan Ziyech, Hollanda’nın alt yaş millî takımlarında sahne aldıktan sonra Fas’ı seçmişti. Şüphesiz Katar’da doğduğu ülke için sahne alabilirdi.

Dün Portekiz’i deviren takıma baktığımızda, ilk 11’in sadece 4’ü Fas’ta dünyaya gelmişti. Tarihî golü atan Youssef En-Nesyri de o azınlıktaki isimlerden biriydi. Belçika’yı grupta yendiklerinde, Belçika ve Hollanda’da çıkan bazı olaylar haberleri süslüyordu. Asırlardır toprak sorunu yaşadıkları İspanya’yı beyaz noktaya gömdüklerinde kitapları açtırıyorlardı. Boğalar’dan sonra haritada pek yakın oldukları İber Yarımadası’nın diğer ekibini elemeyi başardılar. Şimdi yarı finalde rakipleri bir dönem himayesinde yaşadıkları Fransa. Tarih yazan ilk 11’in ikisinin orada doğduğunu anımsatmakta fayda var.

Kimsenin beklemediği bir peri masalını yazan teknik direktör Regragui.

Türkiye’den sonra son dörde kalan ikinci Müslüman ülke onlar. Yarı final gören ilk Afrika takımı onlar. Peri masalı turnuvanın en büyük favorilerinden Fransa karşısında da sürecek mi bilinmez ama dünyanın birçok yerinde yine tutulacak olan onlar. Katar’da kim taçlanırsa taçlansın, kuvvetle muhtemel muzaffer takım kadar konuşulacak olan onlar. Onlar tarih yazadursun, tarih onları yazacak. Ayakları dert görmesin!

Öne Çıkanlar