Viyana, 11 Ekim’den sonra da ‘kızıl’ kalacak mı?

Viyana, 11 Ekim’den sonra da ‘kızıl’ kalacak mı?
1934-1945 arasında açık faşizm dönemleri dışarıda tutulduğunda, 1919’dan bugüne “kızıl” sayılagelmiş Viyana, bu ünvanını 11 Ekim eyalet seçimlerinde ilk kez kaybetmekle yüz yüze kalabilir.

Hüseyin A. ŞİMŞEK


İlk yerleşimin miladî 54 yılına kadar uzandığı Avusturya’nın başkenti Viyana, 69’a kadar Roma ordularınca karargâh olarak kullanılmış. 97’de, artık ‘Vindobona’ adıyla Roma’nın 30 lejyon bölgesinden biri haline gelmiş. Kelimenin gerçek anlamında ‘kent’ olmaya yönelik en önemli yerleşim çeşitlenmesi, 193-235 yılları arasında yaşanmış. Bu adım adım bir "sivil kent" haline gelinmesinin yanı sıra, kentin yönetimindeki askerî yapının tamamen çözülmesi 430’larda gerçekleşebilmiş. Dönemin hukuk normları çerçevesinde örgütlü yurttaşlara sahip bir "şehir-devlet" şeklinde kayıtlara geçirildiği bir anlaşmanın imzalandığı 1137'de, sınırları da nihayet netleşmiş. 1155’ten itibaren ise Habsburg monarşisinin başkenti olmuş ve bu statüsü bugüne kadar gelmiş.

Kasım 1918’de federal cumhuriyete geçildiğine Viyana, yeni devletin de başkenti olmayı sürdürdü. Başkent Viyana, aynı zamanda tek şehirlik bir eyalet. Bugün, 1,9 milyon küsür bir nüfusa sahip ve en kalabalık eyalet konumunda. Yüzölçüm olarak ise ülkedeki dokuz eyaletin en küçüğü. Eyalet olarak 23 belediye bölgesine sahip olan Viyana, 1934 – 38 arasında atanmış Austro-faşist yönetim; 1938 – 45 arasında ise Nazi Almanya’nın işgali altında kalışının dışında, 1919’dan beridir ne zaman sandığa gidildiyse hep sosyal demokratların yönetiminde olageldi. Viyana 1919’da, ilk sosyal demokrat belediye başkanına Jakob Reumann’la kavuştuğunda, aynı zamanda "dünyadaki ilk sosyal demokratik metropol" konumuna geldi. Kentin, "Kızıl Viyana" şeklinde anılır olması da tarihten sonradır.

"Kızıl Viyana" sayılmanın ta o günlere kadar uzanan bir dizi parametreleri vardı. Toplumun ezilen sınıfları için istenen sosyal haklar, politik ve sendikal özgürlükler gibi. Toplumsal haklar içinde, konut hakkı önemli ve ağırlıklı bir yere sahipti. 1900’da,2 milyonun üzerinde insanın yaşadığı kent, konut konusunda Avrupa’nın en kötü durumdaki kentiydi. Biraz da bu nedenle enfeksiyöz akciğer hastalığı tüberküloz, birçok ülkede "Viyana hastalığı" şeklinde anılırdı. 1888’den beri partileşmiş bulunan sosyal demokratlar, 1914’te, hıristiyan muhafazakarların yönettiği Viyana Belediyesi’nden toplu konutlar inşa edip ihtiyaç sahiplerine kiralamasını talep etti. Muhafazakarlar, bu öneriyi sürüncemede bıraktı.

1919’da sosyal demokrat Jakob Reumann, belediye başkanı olduğunda ilk girişimlerinden biri, Viyana Yerleşim Hareketi (Wiener Siedlerbewegung) çerçevesinde toplu konut üretiminde "5 yıllık program"lar başlatması oldu. 1922’de"Kiracı Koruma Yasası"nın yürürlüğe girdi. İlk 18 yıl içinde 390 toplu konutta, 66.402 daire ve müstakil ev inşa edildi. 1919-34 arasında belediye, 61.175 daire ile 5.227 adet müstakil, bahçeli ev inşa edip hem kiralama hem de satma usulüyle hizmete sundu. Her 10 Viyana sakininden 1’i, belediye evinde ikâmet ediyordu. Toplu Konutta Viyana Ekolü’nün kilometre taşı sayılan Reumannhof, Sandleiten, Rabenhof, Karl-Marks-Hof gibi konutlar inşa edilmişti. Her biri anaokulu, kütüphanesi, tiyatro ve sinema salonu, çamaşırhanesi, havuzu, kafesi, meydan çeşmesi içinde, kent içinde bir kent misaliydi. Viyana’nın sonraki bütün tarihi boyunca "Kızıl Viyana" olarak anılmasını perçinleyen ağırlıklı etkenler oldu bunlar.

"Kızıl Viyana"nın, son on-on beş yıldaki güncel ünvanlarından bazıları şöyle yansıdı medyaya: Viyana, üst üste 10. kez "dünyanın en yaşanılabilir şehri"; her yıl düzenlenen Kopenhagize Endeksi’nin 2019 sıralamasında; 2020 yılı Mayıs ayı içinde açıklanan "Dünyanın En Yeşil 10 Şehri" sıralamasında, Viyana birinci sırada yer aldı ve Viyana’yı diğer metropollerden ayıran en önemli özelliklerinden bir diğeri, içme suyu sistemnin hâlâ "benzersiz" sayılması...

Viyana, 2010’dan beri kızıl-yeşil!

Tek şehirlik bir eyalet olmaklığından dolayı, Viyana’da eyalet ve belediye yönetimlerinin belirlenmesi, diğer eyaletlerden farklı. Öteki sekiz eyalette, eyalet ve belediye yönetim organları için ayrı seçimler yapılır; birer "devletçik" olan eyaletlerin meclisleri ile belediye meclisleri ayrışıktır. Viyana’da ise eyalet ve belediye yönetim organları ayrışımı yoktur, dolayısıyla tek bir seçim yapılır. İşte o seçimlerin sırada olanı, 11 Ekim Pazar günü gerçekleşecek.

Bu arada, 2000’lerin ilk on yılına kadar, eyalet hükümeti bazında Avusturya Sosyal Demokrasi Partisi’nin (Sozialdemokratische Partei Österreichs - SPÖ) tek başına iktidarı altında kalmıştı ama, 2010’daki eyalet/belediye seçimlerinde ilk kez SPÖ, toplam 100 üyeden oluşan meclisteki çoğunluğunu kaybetti; oy oranı yüzde 44,34, eyalet milletvekili sayısı ise 49’a düştü. Bu gerileme, 2015 seçiminde de devam etti; oy oranı yüzde 39,59, eyalet milletvekili sayısı ise 44’e indi. Sosyal demokratlar, çoğunluk konumlarını kaybettikleri bu son iki dönemdir, eyalet meclisinin üçüncü büyük partisi olan Yeşiller Partisi (Die Grüne) ile koalisyon kurarak yönetiyorlar Viyana’yı. Farklı bir deyişle, 2010’dan beridir Viyana, "kızıl-yeşil" bir eyalet/kent.

Peki, 11 Ekim’deki yeni seçimde, bu yeni kimliğini koruyacak mı? Eli kulağındaki seçimle ilgili değişik kamuoyu araştırma kurumları, farklı oranlarla benzer bir sıralama yapıyorlar. Sosyal demokrat SPÖ, birinci parti olmaya devam ediyor, oy oranı ise 2015’teki gibi yüzde 40 civarında görünüyor. Eyalet meclisinin ikinci partisi olagelen aşırı sağcı Avusturya Hürriyetçi Parti (Freiheitliche Partei Österreichs – FPÖ) bölündüğü için bu konumunu kaybedecek. FPÖ, yüzde 12 oranıyla dördüncü sıraya kadar düşerken, ayrı bir parti kuran eski genel başkanı Heinz-Christian Strache’nin listesi için, yüzde 5 oranı tahmin ediliyor. İkinci parti konumuna, bugüne kadar dördüncü sırada olan muhafazakar Avusturya Halk Partisi (Österreichische Volkspartei – ÖVP) yüzde 20 gibi bir oranla gelecek gibi. Yeşiller (yüzde 15-13 gibi bir oy oranıyla) üçüncü parti olmayı sürdürecek. Bu tabloya göre, eyalet meclisindeki parti sayısının beşten altıya yükselme olasılığı güçlü.

Peki, kamuoyu araştırmalarının ortaya çıkardığı aynı tabloya göre, Viyana’nın rengi ne olacak? En büyük olasılık, son iki dönemde olduğu gibi, "Kızıl-Yeşil" (Sosyal Demokratlar-Yeşiller) koalisyonunun devam etmesi. Sonraki olasılık, "Kızıl-Turkuaz" (Sosyal Demokratlar-Muhafazakarlar) koalisyonu. Ama Viyana’nın 98 yıllık eyalet ve 87 yıllık seçimli tarihinde hep iktidarda olmuş sosyal demokrat SPÖ’nün ilk kez muhalefette kalması olasılığı da yok sayılmıyor artık. Ülkeyi, Yeşiller ile birlikte yönetmekte olan muhafazakar ÖVP, Viyana’da ikinci parti olursa eğer, Yeşiller ve liberal Neos’la birlikte hareket edebilir.

Başbakan Sebastian Kurz’un partisi muhafazakar ÖVP’nin öncülüğünde üçlü bir eyalet hükümeti kurulması, 1934-1945 arasında on bir yıl kadar sürmüş açık faşizm dönemlerindeki gasp ve atama süreci dışarıda tutulduğunda hep "kızıl" sayılagelmiş Viyana, bu ünvanını ilk kez kaybetmiş olacak.

[email protected]

 

Öne Çıkanlar