Aksakoğlu: Kavala davasında sorun, ortada bir suç, bir delil, hiçbir şey olmaması

Aksakoğlu: Kavala davasında sorun, ortada bir suç, bir delil, hiçbir şey olmaması
+GerçekTV’de Gündemin Gerçekleri'nde Gezi Davası’nda 7 ay tutuklu yargılanan Yiğit Aksakoğlu ile Osman Kavala Davası'nın detaylarını, bilinmeyenlerini, gözardı edilenlerini konuştuk.

Bilgehan UÇAK


+GERÇEK - Türkiye’nin hukuk karnesi her geçen gün daha da kötüleşiyor. Evet, belki hiçbir zaman iyi olmadı ama yaşı yetenler bu kadar kötü de olmadığını söylüyorlar. Hukuk artık tamamen siyasetin bir türevi olarak görülüyor. 

Rahip Brunson mesela, "bu can bu bedende durduğu müddetçe" serbest bırakılmayacaktı, sonra bir telefonla çıkıverdi. Deniz Yücel benzerdi. Üst mahkemenin "bırak hapse atmayı tutuklayamazsın bile" kararına rağmen Mehmet Altan’ı alt mahkemenin serbest bırakmadığını da gördük. 

Mesela, "insan hakları savunucularının" Büyükada’daki toplantısının da hiçbir gayri-hukuki çerçevesi olmadığını biliyorduk. Ama gene de yargı kaçma şüphesi olmadığı halde herkesi tutukladı. Yakın zamanda Sedef Kabaş da -hiç hoş bulmadığım ama içinde suç öğesi barındırmayan, ayrıca öznesi belli olmadığı muhatabı olmayan- bir atasözü sebebiyle birkaç ay tutuklu kaldı. 

Ayrıca, hakkında kesinleşmiş hüküm olmadan senelerce hapisanede kalan birçok mahkum var. Yargı, Fethullahçı kliğin elindeyken de "cezaya dönüşen tutuklama" uygulamasından şikayet ediyorduk, bugün artık tutuklama vaka-yı adiyeden sayılır oldu.

HUKUKSUZLUĞUN SEMBOLLERİ: DEMİRTAŞ, KAVALA, ALTAN...

Bu hukuksuzluk atmosferi çeşitli insanlar üstünden sembolleşti. İki kere girip üç kere çıkan Ahmet Altan, tahliye edileceği gün yeniden tutuklanan Osman Kavala, Selahattin Demirtaş… Uluslararası kamuoyu da bu davaların takipçisi oldu. Her duruşmaya çeşitli milletlerden gözlemciler katıldı, katılıyor.

"Söylemleri güzel, uygulamaları kötü" Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de geçen ay "görevden affını" isteyen bakanlar kervanına katıldı. Yerine gelen Bekir Bozdağ, Taha Akyol’un benzetmesiyle "siyaseti hukukun önünde tutmasıyla" biliniyor. Türkiye’nin hukuk performansı işte böyle bir atmosferde bir türlü Batı normlarını yakalayamıyor.

Yiğit Aksakoğlu da bir sivil toplum örgütü çalışanı ve insan hakları savunucusu olarak Türkiye yargısının gadrine uğradı. Aksakoğlu ile sembol davalardan biri haline gelen Osman Kavala Davasının detaylarını, bilinmeyenlerini, gözardı edilenlerini konuştuk.

KAVALA DOSYASI BOŞ; İDDİA YOK

Yiğit Aksakoğlu, Osman Kavala’nın beş seneyi aşkın süren tutukluluğuna dair hiçbir delilin, mantıklı hiçbir iddianın olmadığını, dosyanın tamamen boş olduğunu söylerken muhayyel suçlarla suçlandıklarını ifade etti. 

Hapisanede kaldığı yedi ay boyunca başta CHP’li milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Utku Çakırözer, Özgür Özel ve Muharrem Erkek olmak üzere siyasetçilerden destek gördüklerini ama toplumun geniş kesimlerinin sivil toplum çalışanlarının başına gelenlerle pek ilgilenmediğini belirtti.

"Bu davanın temel sorunu, ortada bir mesele olmaması. Suç yok. Delil yok. Onun için de uzadıkça uzuyor," diyen Yiğit Aksakoğlu, Osman Kavala’yı içerde daha çok tutabilmek için sürekli bir şey uydurulduğunu söyledi.

BU DENİLEN "SUÇLAR", SUÇ OLAMAZ

Osman Kavala’nın "Seni Başkan Yaptırmayacağız!" sloganını bulduğu için intikam amaçlı olarak hapse atıldığı iddialarına da değinen Aksakoğlu, "intikam bu mu?" diye sordu. Davada adı anılmayanlar dahil onaltı kişi olduğunu hatırlatan Yiğit Aksakoğlu, "hepimiz mi bu sloganı bulmuşuz, böyle suç mu olur, isnat edilenler tamamen saçma," dedi.

Toplumun, "sivil toplumcuların" başına gelenlerle pek alakadar olmadığını, Gezi’den sonra sokaktan tamamen çekilen kitlenin uzaklaştığını söyleyen Aksakoğlu, Osman Kavala’nın sosyal sorumluluk projelerine büyük kaynaklar aktardığının, bunun da Türkiye için alışıldık bir burjuva profiline uymadığının altını çizdi.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar