80'LERDE ÇOCUK OLMAK

“Kürt meselesi çözülmeden Türkiye demokratikleşemez, Türkiye demokratikleşmeden Kürt meselesi çözülemez. Yeni bir çözüm süreci için şuan bir kapı yok. Hedefimiz kayyum atanan bütün belediyelerimizi geri almak ve asıl sahiplerine halkımıza teslim etmek.”

Artı Gerçek - Bağdat Cafe’nin bu haftaki bölümünde Hayko Bağdat’ın konuğu HEDEP sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan’dı.

“Bir gazeteci, kadın ve Kürt olarak böyle bir partide siyaset yapıyorsam daha büyük adanmışlık duygusuyla, daha büyük fedakarlığı göze alarak sorumluluk bilinciyle bu yola girdim” diyen Ayşegül Doğan 1980’lerde Cizre’de geçen çocukluğunu, babası Orhan Doğan’ın 80’lerde darbe yıllarında Cizre’de siyasi davaların avukatlığını yaptığı dönemi ve aile olarak Cizre’de yaşadıkları siyasi atmosferi şu sözlerle anlattı.

“80'lerde çocuk olmak sadece benim için değil herkes için çok zor bir dönemdi. Şu anda hayatta olabilmenin büyük bir şans olduğu kuşağın parçasıyım ben. Çünkü benim akranlarım -oyun oynadıklarım demeyeceğim, bizim oyun oynadığımız bir çocukluğumuz olmadı- kolay bir çocukluk değildi. Kürt çocuk olmak, Cizre’de olmak ve şuan burada olmak hiç kolay olmadı. Bizim için hayatta bir ön kabul vardı. Babam sabah evden çıkıp gittiğinde geri dönmeyecek ön kabulüyle yaşıyordu ve bize de bunu kabul ettirmişti. Faili meçhul cinayetlerin çok yoğun yaşandığı yıllardı. İnsanların asit kuyularına atıldığı bir dönemden bahsediyoruz. O dönemde Vedat Aydın’ın yoldaşı, arkadaşı olan bir insandı babam. Vedat Aydın’ın öldürüldüğü günü hiç unutamıyorum ve şimdi sıra babamda diye düşünmeye başlamıştık. Çok sarsılmıştık, babam en yakın arkadaşlarından birini kaybetmişti.”

6 Kasım 1991’deki yemin töreninden sonra 2 Mart 1994’ün senaryosu da yazılmaya başlamıştı diyen Ayşegül Doğan, “O dönemde babamın ve arkadaşlarının tutuklanacağını biliyorduk, şimdi yargının nasıl bir sopaya dönüştürüldüğünü konuşuyoruz ama bu yeni bir durum değil. Bu sopa artık yaygınlaştı ve herkese değiyor.” dedi.

Babası Orhan Doğan cezaevindeyken Paris Kürt Enstitüsü aracılığıyla Fransa’ya gazetecilik eğitimi almaya giden Doğan “Fransa'ya üniversite eğitimi almaya gitmem bir tercih değil, zorunluluktu” diyor ve o dönem yaşadıklarını “Ülkeme gidip gelebiliyordum, kolay olmadı, gönüllü bir gidiş değildi, sürgünde gibiydim. Babam tutuklu, kardeşlerim küçük, annem hiç bilmediği bir şehirde Ankara’da. 10.5 yıl boyunca cezaevi ziyaretlerinden aldığımız dirençle ayakta durabildik, karşı durmaya ve mücadeleye etmeye devam ettik. Yıllar sonra babamın bıraktığı yerden, aynı şehirde aynı yolda yürümek bir yandan gurur verici bir yandan da hüzünlü.” sözleriyle özetledi.

HEDEP Sözcüsü seçilen ve aynı zamanda Şırnak Milletvekili olan Ayşegül Doğan, “HEDEP’in kararlı duruşu, mücadelesi ilkeleri değişmedi ancak bazı yol ve yöntemlerde değişiklik olacak ancak bu bir paradigma değişikliği olarak algılanmasın” dedi ve HEDEP’in önümüzdeki dönem siyasetteki yerini şu sözlerle ifade etti: “Kürt meselesi çözülmeden Türkiye demokratikleşemez, Türkiye demokratikleşmeden Kürt meselesi çözülemez. Yeni bir çözüm süreci için şuan bir kapı yok. İktidar anti-demokratik uygulamalardan, kayyumlardan vazgeçmeli. Öncelikli hedefimiz kayyum atanan bütün belediyelerimizi geri almak ve asıl sahiplerine, halkımıza teslim etmek.”

Öne Çıkanlar