İncir yerken bir kez daha düşünün! Her incirin içerisinde varmış
İncir yerken bir kez daha düşüneceksiniz:

Sağlıklı ve lezzetli bir atıştırmalık olarak bilinen incir hakkında duyacaklarınız sizi şaşırtabilir! Akdeniz ikliminin bu değerli meyvesi, besin değerleri ve ekonomik önemiyle öne çıkarken, aslında sandığınızdan çok daha ilginç bir hikayeye sahip. İşte incirle ilgili öğrendiğinizde hayret edeceğiniz o gerçekler:
İncir Sadece Bir Meyve Değil, Gizemli Bir Çiçek!
İncir, görünüşte bir meyve olsa da botanik açıdan aslında ters dönmüş bir çiçektir. Normal çiçeklerin aksine belirgin yaprakları bulunmayan incirin çiçekleri, meyvenin içinde, dışarıdan görünmeyen bir yapıya evrimleşmiştir. Bu özelliğiyle doğanın ilginç tasarımlarından birini temsil eder.
Şok Eden Gerçek: Her İncirin İçinde Bir Arı Ölüsü Var!
İncirle ilgili en şaşırtıcı gerçek ise her bir incirin içinde, onun oluşumunu sağlayan bir incir arısının ölüsünün bulunmasıdır. Evet, yanlış duymadınız! İncirler, bu minik arılar olmadan döllenemez ve o tatlı meyveye dönüşemezler.
Peki Bu Nasıl Gerçekleşiyor?
Dişi incir arısı, olgunlaşmamış bir incirin alt kısmındaki dar bir delikten içeri girer. Bu giriş o kadar sıkıdır ki, arının kanatları genellikle kopar ve arı bir daha dışarı çıkamaz. İçeriye yumurtalarını bırakan dişi arı, burada hayatını kaybeder. Bıraktığı yumurtalardan çıkan yeni nesil incir arıları ise boyutları sayesinde bu dar delikten dışarı çıkmayı başarırlar.
Neden Bu Garip İlişki?
Bu sıra dışı döllenme süreci, incir ve incir arısı arasındaki mutualist (karşılıklı fayda sağlayan) bir ilişkidir. İncir arısı, polenleri bir incirden diğerine taşıyarak döllenmeyi sağlarken, incir de arıya yavrularını bırakabileceği güvenli bir ortam ve besin sunar.
Yediğimiz İncirde Arıyı Hissediyor Muyuz?
Merak etmeyin, yediğiniz incirde bütün bir arı kalıntısı bulunmaz. İncirin içindeki enzimler, ölen arıyı büyük ölçüde parçalar ve emer. Dolayısıyla, o lezzetli inciri yerken bu ilginç döngünün bir parçası olduğunuzu bilmelisiniz.
ARILAR NASIL İNCİRİN İÇİNDE ÖLÜYOR?
Olgunlaşmamış meyvenin içindeki dişi çiçekleri tozlaşmaya hazır olduğunda, incir meyvesi kendi türüne özgü incir arısını adeta "baştan çıkaran" bir koku salgılamaya başlar. Ama bu koku, incir arısının sadece dişilerini kendisine çeker. Kokuyu takip eden dişi arılar, incir meyvesini bulurlar ve her incirin dibinde bulunan daracık açıklıktan zar zor içeri girerler. Bu açıklık öylesine dardır ki, dişi arılar meyvenin içine girene kadar kanatlarını ve antenlerini sürtünme nedeniyle kaybedebilir. Ama bu önemsizdir, çünkü dişinin artık antenlere veya kanatlara ihtiyacı olmayacaktır.
Meyvenin içinde yavaş yavaş ilerleyen dişi arı, yumurtalarını gelecekte tohum olacak çiçeklere bırakır. Bu sırada, kendisinin doğmuş olduğu önceki incir meyvesinden üzerine yapışan polenleri de incirin içindeki bu yolculuğu sırasında yeni incire aktarmış olur. Bu polenler, arının sadece yumurta bıraktığı çiçeklerin değil, ulaştıkları bütün çiçeklerin döllenmesini sağlar. Yumurta bırakılan çiçekler kolay kolay gelişemezler; ancak polenlerin bütün çiçeklere ulaşabiliyor olması, incirin öyle veya böyle yeterli sayıda tohum üretebilmesini sağlar.
Bu, dişi arının sonudur. Artık yumurtalarını güvenli bir şekilde bıraktığı için, evrimsel görevini tamamlar ve ölür. (Kaynak: Evrim Ağacı -