‘ABD-Türkiye stratejik dostluğu bitmiştir’

ABD ile Türkiye arasındaki 'stratejik dostluk' nasıl bu hale geldi? Bu kriz ne anlama geliyor? Uzmanlar Artı Gerçek'e değerlendirdi.

‘ABD-Türkiye stratejik dostluğu bitmiştir’

Burhan EKİNCİ

ARTI GERÇEK- ABD ile Türkiye arasında yaşanan vize krizi, iki ülke arasında arka planda uzun süredir yaşanan gerginliği ilk kez "diplomatik kriz"e dönüştürdü. Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni’ye göre ABD ile Türkiye arasındaki stratejik dostluk bitti. Köni "Şükredelim savaş çıkmıyor" diyor. Eski diplomat Ünal Çeviköz krizi, "Türkiye ile ABD tarihindeki ilişkilerin dibe vurma noktası" olarak yorumluyor. Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ise Türkiye’nin uzun vadede dış politikada gittikçe riskli ve kaygan bir zemine girdiğine dikkat çekiyor.

ABD, İran, Libya, Suriye, Yemen, kısmen Belarus ve Kamboçya'ya halen vize ambargosu uyguluyor. Ülkede 18 Ekim'de uygulanmaya başlayacak "vize yasağı kararnamesi" ile seyahat kısıtlamaları ve sıkı güvenlik kontrolleri getirilen ülkeler ise İran, Libya, Somali, Suriye, Yemen, Çad, Kuzey Kore ve Venezuela… Bu ülkelere Türkiye de dahil oldu. ABD Başkonsolosluğu 8 Ekim akşam saatlerinde Türkiye'den yapılan vize başvurularının süresiz durdurulduğunu açıkladı. Gerekçe olarak da 'personel güvenliği' gösterildi. Ankara da Washington’a aynı şekilde karşılık verdi. ABD-Türkiye ilişkileri ilk kez ciddi bir krize dönüştü.

TÜRKİYE’NİN İMAJI

Türkiye’ye vize yasağının diplomatik pasaportlara uygulanmasıyla, vize süresi bitmiş diplomatların ABD’ye seyahatleri de mümkün olmayacak. Eski diplomat Ünal Çeviköz, "Bu durum resmi heyetlerin gidişini engelleyecek bir gelişme. İki ülke arasında şimdiye kadar yaşanmış bir olay değil" yorumunu yapıyor. Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ise son dönemde Türkiye’nin ABD’de ‘çökmüş, kokuşmuş ülkeler arasında sayıldığı" algısı olduğuna dikkat çekiyor. Yakış, "Vize meselesiyle bu imaj daha da güçleniyor. Türkiye’nin daha fazla bu duruma düşmemesi gerekiyor" uyarısı yapıyor. ‘ABD-Türkiye stratejik dostluğu bitmiştir’ - Resim : 1

"ÜST ÜSTE BİRİKEN SORUNLARIN SONUCU"

Peki Washington’un vize kararı almasında sadece ABD Başkonsolosluğu'nda görevli irtibat görevlisi Metin Topuz’un tutuklanması mı etkili oldu?

Prof. Dr. Hasan Köni’ye göre, iki ülke ilişkisinin vize krizine dönüşmesinde beş faktör etkili oldu. Türkiye’nin İran ile yakınlaşması, Erdoğan’ın son Tahran ziyareti, ABD ve NATO’nun karşı çıktığı Rusya ile S-400 füze sistemi anlaşması ve Kürt gruplara (Suriye’de YPG/QSD) silah verilmesi, ABD’de bulunan Fethullah Gülen’in iade konusu. ABD konsolosluk çalışanlarına tutuklama ve gözaltı kararları ise en son etken.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Köni, ABD ile Türkiye arasındaki stratejik dostluğun bittiği düşüncesinde. O, "Savaş çıkmadığına şükredelim. Rusya, burada olmasa çok perişan olmuştuk" diyor.

Eski bakan Yaşar Yakış da yaşananları bir gecede oluşan bir gelişme olmadığını hatırlatıyor. Yakış’a göre, Türkiye sadece Rusya veya sadece İran ile ilişkisi olsaydı ya da sadece tutuklama olayı tek başına yaşansaydı ilişkiler bu aşamaya gelmezdi. Eski bakan, "Hepsi bir araya geldi. Son gelişme, iki ülke ilişkilerinde üst üste birikenlerin bir sonucu" ifadelerini kullanıyor. Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz ise ABD ile Türkiye ilişkilerinin çok uzun zamandan beri aşağıya doğru iniş seyri içinde olduğuna dikkat çekiyor. ‘ABD-Türkiye stratejik dostluğu bitmiştir’ - Resim : 2

"İLİŞKİLERİN DİBE VURMA NOKTASI"

Türkiye, ABD ile ilişkilerin düzeltilmesi için çeşitli temaslarda bulundu. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Türkiye’den çok sayıda heyet ABD’ye ziyaretlerde bulundu. Gerek iki ülke liderleri, gerekse de bakanlıklar nezdinde telefon görüşmeleri yapıldı. Ünal Çeviköz, "Ama bu temaslara rağmen bir türlü Türkiye-ABD ilişkileri istenilen o eski ruhuna tekrar kavuşturulamadı" değerlendirmesi yapıyor. Eski diplomat, 'Türk-ABD tarihindeki ilişkiler vize meselesiyle dibe vurdu' diyor.

ANKARA’NIN SURİYE POLİTİKASI

Eski Dışişleri Bakanı Yakış’a göre, ilişkilerin bozulmasında Türkiye’nin Suriye politikası ve İdlib’e girmesi de etkili olan bir diğer etmen. Yakış, Türkiye’nin Suriye’de başlarda yanlış politikayla hareket ettiğine inanıyor.

Ankara, Suriye’de 2011 yılında iç savaş başladığında, "Esad gidiyor" politikasıyla muhaliflere açıktan destek verdi. Esad’ı düşman ilan etti. Suriyeli Kürtlere de "Esad rejimine karşı savaşın" dayatmasında bulundu. Kürtler, Türkiye’ye itibar etmedi, kendi çizdikleri yolda mücadeleyi seçti. IŞİD ile mücadelede Kürtler ile ABD ilişkilerinin başlamasını sağladı. ABD, Suriye’de birlikte hareket ettiği PYD/YPG’ye silah yardımları yaptı. Yaşar Yakış "ABD’nin Suriye’de Kürtlerin arkasında olması, Türkiye ile ABD'nin ayrı teknelerde seyahat eden iki kuvvet haline gelmesine sebebiyet verdi" diyor. O’na göre, Ankara, Suriye’de başta orta yol bulmalıydı. Ancak bunu öngöremedi.‘ABD-Türkiye stratejik dostluğu bitmiştir’ - Resim : 3

TÜRKİYE-RUSYA YAKINLAŞMASI

Türkiye ise Suriye’de Rusya ve İran’a yakınlaşmaya başladı. Eski Bakan Yakış’a göre, bu yakınlaşma kısa vadede Türkiye’nin daha fazla işine geldi. Yakış "ABD ile işbirliği yapamadı ama Rusya ile işbirliği yapmayı kısa vade amaçları açısından daha faydalı gördü" diyor. Eski bakan, Rusya’nın Suriye’de kalıcılığına ve Akdeniz hedeflerine dikkat çekiyor. Türkiye’nin İdlib’de işbirliğinin Rusya’nın Suriye’de daha fazla yerleşmesi anlamına geldiğini belirten Yakış, "Bu uzun vadede Türkiye’nin çıkarlarına aykırı. En sonunda Suriye rejimi kazanmış olacak" diyor.

TÜRKİYE DIŞ POLİTİKASINI DEĞİŞTİRİR Mİ?

ABD ile Türkiye arasındaki kriz sürecek mi? Türkiye dış politikasında değişikliğe gider mi?

Uluslar arası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni’ye göre, Ankara dış politikasını kısa dönemde değil ama orta dönemde gözden geçirecek.

Köni "Türkiye pragmatik bir ülkedir. Vize kararını bile yeniden gözden geçirebilir, tavırlarını değiştirebilir. Her şey her an olabilir" diyor.

Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Ankara’nın yeni bir politika izlemesini öneriyor. Türkiye’nin geçmiş yıllarındaki dış politikasını hatırlatan Yakış "Hem Rusya’dan olmamak, hem Batı ittifakında kalma politikasına" yeniden dönülmesi gerektiğini söylüyor.

Yakış "O politikadan uzaklaşıldığında Türkiye riskli ve kaygan bir zemine giriyor demektir. Uzun vadede gidişat bu yönde" ifadelerini kullanıyor.

Eski diplomat Ünal Çeviköz’ün önerisiyse iki ülke arasında karşılıklı olarak dibe vuran güvenin tekrar sağlanması. O’na göre, bunun için çok ciddi bir çaba gerekiyor. "Karşılıklı olarak diplomasiye önem verilmeli" diyen Çeviköz, şöyle devam ediyor: "İki ülke arasındaki güven ve iletişimsizlik ortadan kaldırılmalı. Meseleyi siyasileştirmemek, basın üzerinden bazı söylemlerle bu konuyu tırmandırmamak lazım. Diplomasiye şans verildiği zaman her koşulda bu tür soruların çözebileceğine inanıyorum."

Türkiye iran suriye ABD rusya