Adalet Bakanı: İşkence iddialarının TT olması mı işkenceyi ispatlayacak?
HDP'li Gergerlioğlu, Adalet Bakanı Gül’ün, Ankara Emniyeti’ndeki işkence iddialarını ‘işkence iddialarının TT olması mı işkenceyi ispatlayacak’ diye yanıtladığını belirtti.
ARTI GERÇEK - İHD, TİHV, ÇHD, ÖHD ve SES Ankara Şubeleri ile Ankara Tabip Odası, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Devrimci 78’liler Federasyonu, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki işkence iddialarıyla ilgili Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı düzenledi.
Kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen, OHAL ilanından bu yana kişiler üzerinde baskı kurma, cezalandırma, yıldırma ve itirafçılığa zorlama amaçlı, kaçırma, gözaltında işkence ve kötü muamele uygulamalarında artış yaşandığını söyledi.
ANKARA’DA SİSTEMATİK BİR HAL ALDI
"Ankara özelinde ise bu uygulamalar maalesef sistematik bir hal almıştır" diyen Çevirmen, Ankara emniyetinde Adalet Bakanlığı eski çalışanı olan 46 kişiye yönelik işkence iddialarını hatırlattı. Avukatlarının açıklanmasına göre, kişilerin Ankara Emniyetinde karanlık bir odaya götürüldükleri, burada çırılçıplak soyulup dövüldükleri ve cinsel tacizlere maruz kaldıkları iddialarını aktaran Çevirmen, İçişleri Bakanlığı ve diğer yetkili kurumlardan hala bir açıklama gelmemesini eleştirdi.
Çevirmen, 2019 yılı Şubat ayından itibaren 7 kişinin zorla kaçırılması, yine Ankara emniyetinde Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına işkence uygulandığı iddiaları, Mayıs ayında Urfa Halfeti’de 51 kişiye işkence yapılmasını hatırlatarak, 2019 yılının ilk 11 ayında TİHV’e 840 kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla başvuru yaptığını söyledi.
Ulusal ve uluslararası sözleşmelerdeki işkence yasağını hatırlatan Çevirmen, işkenceye cd cezasızlık politikasına derhal son verilmesi çağrısı yaptı.
Ardından söz alan şair Ahmet Telli, "12 Eylül kabusu hala üzerimizde" dedi, işkenceye karşı yeni mücadele biçimlerinin mutlaka bulunması gerektiğini söyledi.
TÜRKDOĞAN: İŞKENCE SUÇUNDA ZAMAN AŞIMI YOK, YARGILANACAKSINIZ
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Kenan Evren yargılanırken işkence suçundan dolayı zaman aşımı uygulandığını ancak artık işkence suçunda zaman aşımı olmadığını hatırlattı. Türkdoğan, "İşkenceliler şunu unutmasınlar, kesinlikle yargılanacaksınız. Anayasa zırhıyla bürünmüş bir kişi bile yıllar sonra yargı önüne çıkabildi, hiçkimse kendisini yargının üzerinde hissetmemeli. Şu anda bu işkenceyi uygulayan kolluk personeli kendisini güvencede hissedebilir, ‘istediğinizi yapın biz sizin arkanızdayız’ denilmiş olabilir, uyarıyorum insanlığa karşı suç işlemeyin" dedi.
İçişleri ve Adalet bakanlarının son dönemde işkence kelimesini kullanmadığını, kötü muamele dediğini belirten Türkdoğan, "İşkence kelimesini kullanmayarak işkenceyi belirsiz kılmak istiyorlarsa Ankara emniyetinde kamera olmayan odalara baskın yapmaya davet ediyorum. Bütün bunları biz uyduruyorsak size düşen de bizim yalan söylediğimizi kanıtlamaktır. Bunu yapmıyorsunuz. 12 Eylül dönemini bize tekrar ettirmesinler. İşkence vardır" diye konuştu. Türkdoğan, herkesi işkenceye karşı etkili tutum almaya çağırdı.
İnsan Hakları Gündemi Derneği’nden Dr. Günal Kurşun, AKP’ye oy veren insanlara çağrı yaparak, neye oy verdiklerinin farkında olmalarını istedi.
Hak İnisiyatifi temsilcisi de KHK mağduru insanların zaten sosyal tecrite maruz kaldığını belirterek, "Onların seslerini duymamız gerekiyor" dedi.
HEKİMLERE ÇAĞRI: İHLALLERİ RAPORLAŞTIRIN
Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Karakoç, tanık oldukları hak ihlallerini Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bildirdiklerini ancak bir sonuç alamadıklarını söyledi. Hala ciddi hak ihlalleri şikayetleri geldiğini belirten Karakoç, hekimlere "karşınıza gelen hükümlü ya da tutuklunun dışarıda gördüğünüz hastadan farkı yoktur, onun sağlık hakkına saygı göstermemiz bizim temel etik ilkemizdir" diye seslendi. Kendilerine başvuru yapılan işkence vakalarında bağımsız hekimler olarak muayene yapmak istediklerini ancak kabul edilmediğini hatırlatan Karakoç, işkencenin sistematik haleni gelmesinin temel nedeni olarak cezasızlık politikasını gösterdi. Karakoç, hak ihlallerini raporlaştırmanın hekimlerin birincil görevi olduğunu dile getirdi.
GERGERLİOĞLU: İŞKENCENİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ankara Emniyetindeki işkence iddialarıyla ilgili hala Adalet ve İçişleri bakanlıklarından yanıt gelmediğini söyledi. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplantısında, İnsan Hakları Eylem Planını’nı açıklarken, kendisinin soruları üzerine "işkence iddialarının TT olması mı işkenceyi ispatlayacak" dediğini aktardı.
Gergerlioğlu, bakanın İstanbul Protokolüne uygun yanıt vermesi gerektiğini belirterek, gözaltında muayenelerin polis eşliğinde yapıldığını, işkenceyi anlatmaya kalkanların muayenlerinin bitirildiği örnekler yaşandığını aktardı. Gergerlioğlu, bir işkence vakası dolayısıyla TBMM Meclis Başkanlığı’na sundukları araştırma önergesinin "kaba ve yaralayıcı ifadeler" olduğu gerekçesiyle reddedildiğini de hatırlatarak, "Türkiye’de işkence artıyor ve üstü örtülmeye çalışılıyor" dedi. Gergerlioğlu, kimlik, din, siyasi görüş ayırt etmeksizin işkenceye karşı çıkılmasını istedi.
HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş ise iktidarın işkence ederek,insan onuruyla oynayarak, aç bırakarak, insanları teslim almaya çalışarak iktidarını yürütmeye çalıştığını söyledi. Özgüneş, "Kadınlarla, emekçilerle, halklarla, inanç kesimleriyle güçlü olursak önleyebiliriz" dedi.
SANCAR: İŞKENCECİLERİN BUGÜN DAYANDIĞI GÜÇ GEÇİCİ
HDP Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Mithat Sancar, "İşkence insanlık suçudur, insan onuruna yönelik en ağır saldırılıdır" dedi. İşkencede zaman aşımının kaldırılmasının bir kazanım olduğunu söyleyen Sancar, şöyle devam etti: "Bugün iktidara yaslanarak, geçici bir güce yaslanarak işkence emri veren, işkenceyi bir politika haline getiren tüm görevliler ve sorumlular bir gün yargılanacaklardır. Bugün dayandıkları güç geçicidir ama yargılanmaları ihtimali kuvvetlidir ve kalıcıdır. Ömürlerinin sonunda bile bu ihtimal karşılarına çıkabilir. Dünyada çeşitli örnekler bunu acıka gösteriyor. Pinochet’ye sırtını yaslayarak işkence yapanlar, işkence emri verenler 30 yıl sonra yargı karşısına çıkarıldılar, büyük kısmı cezalandırıldı. Saklananlar ise cezalandırılma korkusu ile yaşıyorlar. Bu da cezalandırılma kadar önemli bir etkidir. Buradan uyarımız; işkenceyi politika olarak benimseyen kamu görevlileri bu gerçeği akıllarında tutsunlar. Bir tek kişi bile işkencelilerin peşinde koşmaya devam ettiği sürece işkence yapanların rahat uyku uyuması söz konusu olmayacaktır."
sim vermeden Cem Küçük’e yanıt veren Sancar, "İşkenceyi kim savunuyorsa çok korkuyordemektir. Biz bu mücadele ile ayakta kalma yönteminin bu olamayacağını daha fazla hissettirmek zorundayız. Bu korkuyu büyütecek bizim etkili mücadelemizdir" dedi.
KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik de "Türkiye yeniden 90’lı konseptlere dönmüş durumda" dedi. Bozgeyik, işkenceye karşı ayrımsız mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.