'Adaletin çok uzağındayız'

Dink cinayeti davasında Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Tevfik Cantürk, gazeteci Muammer Ay, FOX TV Haber Müdürü Ercan Gün savunma yaptı.

'Adaletin çok uzağındayız'

HABER MERKEZİ - Hrant Dink cinayeti davasının yeniden görülen 56. duruşması bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklarla, tarafların avukatları katıldı.

Öldürülen gazeteci Hrant Dink’in 10 yıldır süren davasında bugün, aralarında jandarma ve polis görevlilerinin bulunduğu sanıklar savunmalarını yaptı.

Agos Gazetesi'nden Uygar Gültekin'in haberine göre, FOX TV Haber Müdürü Ercan Gün, savunmasında Ogün Samast’ın Samsun’da bayraklı çekilen görüntülerini ilk kez kendisinin yayınlamadığını söyleyerek, algı operasyonu yaptığı iddialarını reddetti.

Mahkemede, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Tevfik Cantürk savunmasıyla başladı. Cantürk iddianamede yer alan, Dink cinayeti işlendiği gün Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileriyle telefon görüşmeleri olduğu ve Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı yapılmasıyla ilgili rol aldığı iddialarını yanıtladı.

Cantürk savunmasında, Trabzon Jandarma görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin’le ortak operasyonlar sırasında tanıştığını ve cinayet günü kahvehanede oyun oynamak ve beraber yemek için randevulaştıklarını söyledi. Telefon görüşmelerinin bu nedenle yapıldığını savundu.

Cantürk, Trabzon Emniyet İstihbarat Şubesini yardımcı istihbarat elemanı olan Erhan Tuncel’in eleman yapılmasıyla ilgili de konuştu.

Cantürk, McDonalds bombalamasından sonra Trabzon Emniyet İstihbarat Şubesinde görevli polis memuru Muhittin Zenit aracılığıyla, Erhan Tuncel’le görüştüklerini ve sadece iki görüşmede yer aldığını söyledi:

‘Bombalamadan sonra olay C Şubesine verildi. O dönem C Şubesinde çalışıyordum. Bombalamadan bir gün sonra failin Yasin Hayal olduğu ortaya çıktı. Muhittin Zenit, Yasin Hayal’i yakalamak için Erhan Tuncel’le görüşeceğimizi söyledi. İki görüşmeye katıldım. Bana zaten güven vermedi. Hayal’in İstanbul’a gideceğini söyledi ama nasıl gideceğini söylemedi. Tutarsızlıkları vardı. Bizi oyaladığını düşündüm. Zenit’in talebiyle muhbir yapıldı. Ben olaydan sonra İstihbarat R Şubesinde görevlendirildim. Erhan Tuncel’le hiç çalışmadım. Bir daha da görüşmedim.’

‘BİLSEYDİK PAKETLERDİK’

Dink ailesi avukatlarından Bakırcıoğlu’nun sorularını yanıtlayan Cantürk, Erhan Tuncel’in McDonalds bombalamasında fail olduğunu bilmediğini söyledi; ‘‘Bilseydik paketlerdik. Hiçbir İstihbarat görevlisi bombacıyı korumak gibi bir riske girmez’’ dedi.

Bakırcıoğlu, McDonalds bombalamasından sonra Yasin Hayal’in kanlı pantolonunun neden soruşturma makamlarına teslim edilmediğini sordu. Cantürk, pantolonu Emniyet’e getirdiklerini belirterek "Muhittin Zenit, amirimiz Hüseyin Yılmaz’a söyledi, sonra yukarı çıktık, Ercan Demir’e de söyledi. Poşetin içindeydi. Ama sonrasındaki akıbetini bilmiyorum’’ diye konuştu. Jandarmayla yapılan bilgi alışverişlerinin amirlerinin talimatıyla yapıldığını söyledi.

Cantürk’ün ardından tutuksuz sanıklardan Muammer Ay savunmasını yaptı. Ay, tetikçi Samast’ın Samsun’dan geçeceğine dair polis ve jandarma görevlilerini arayan gazeteci.

'OPERASYON YAPILIRSA HABER VERİN'

Ay, Ogün Samast’ın adı ve Samsun’dan geçeceğine dair nasıl bilgi aldığını anlattı.

‘‘Dink’in öldürüldüğünü televizyondan öğrendim. Beni İstanbul’dan Merkezden aradılar. Katilin Ogün Samast olduğunu, Trabzonlu olduğunu ve Samsun’dan geçebileceğini söylediler, "operasyon yapılırsa haberiniz olsun" dediler. Ben de bunun üzerine Terörle Mücadele Şubesinden Yakup Kurtaran’ı aradım. Aynı zamanda Basın ve Halkla İlişkilere bakıyordu. Ogün Samast’ı söyledim. Bilmediğini söyledi. "Operasyon olursa haber verin" dedim. Daha sonra Jandarmadan Birol Ustaoğlu’nu aradım. Ustaoğlu’yla zaman zaman asayiş olaylarından tanıyorum. Onun da haberi yoktu. Zaten Ogün Samast olduğunu devlet biliyordu. Otobüs şoförüyle yapılan röportaj var. Samast, Samsun’a gelmeden daha 4 saat öncesinden polis şoförü uyarmış. Ogün Samast, Trabzonlu olduğu için ben ilgilendim. İstanbul’dan zaten hem bizi hem Çorum’u hem de Trabzon’u aramışlar. O yüzden ilgilendim’’ diye konuştu.

'BÖYLE ALGI MI OLUR'

Duruşmada tutuklu FOX TV Haber Müdürü Ercan Gün de savunmasını yaptı. Gün, Ogün Samast’ın Samsun’da yakalandıktan sonra TEM Şubesinde çekilen bayraklı görüntülerini yayınlayan gazeteci.

Gün, Zaman Gazetesi'nde 10 yıl çalıştığını ve işten çıkartıldığını söyledi. FOX TV’yle anlaştıktan sonra da Zaman Gazetesi'nin tazminatını ödemek istemediğini ve bu nedenle Zaman Gazetesi'ne gidip gelmek zorunda kaldığını, Ekrem Dumanlı’yla görüşme yapmak zorunda kaldığını anlattı.

Gün cinayet görüntülerinin eline geçmesine ilişkin konuştu: ‘‘22 Ocak’ta Vatan Gazetesi, Ogün Samast’ın tek kare fotoğrafını 'Jandarma'da çekilmiş' diyerek yayımlandı. Samast yakalandığında Jandarma Samsun Otogarında bir buçuk saat kalmıştı. Esas haberi patlatan Star gazetesi oldu. "Bu nasıl fotoğraf?" diye haber yaptı. Bizim müdürümüz Doğan Şentürk, bunun bir kamera görüntüsü olduğunu düşündü ve bunun peşine düştük. Görüntüler ayın 30’unda bize kargoyla geldi. Biz görüntünün tamamlanması için anons çekilmesi gerektiğini düşündük. Ben de ayın 31’inde editör talimatıyla Samsun’a gittim. Samsun’da anons çektik. Hiçbir anonsta da jandarma demiyorum. Olay yerinin jandarma olduğunu düşündük. Emniyetmiş ve biz bunu ertesi gün düzelttik. Haberdeki maddi bir hata nasıl algı operasyonu olur. Tek bir haberle nasıl bir algı yaratılır? Görüntüler bana kargoyla geldi. Haber kaynaklarımın tespit edilmemesi için Jandarmayı aradım. Jandarmayı kendi cep telefonumla aradım. Jandarmayı aradığımı kimse bilmiyor. Bunu kimseye anlatmadım. Haberde kullanmadım. Böyle algı mı olur.’’

Gün, FETÖ PYD ilişkisi iddialarını da reddetti. ‘‘Olayın olduğu dönemde FETÖ PYD diye bir örgüt olduğunu bilmem mümkün değildir’’ dedi.

Ercan Gün’ün savunmasına yarın devam edilecek.

HRANT'IN ARKADAŞLARI NÖBETTEYDİ

Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumlu olan Emniyet, İstihbarat görevlileri ve jandarmanın yargılandığı davanın duruşmasına 2, 3, 5 ve 6 Ekim tarihlerinde devam edilecek. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşması öncesinde adliye önünde bir araya gelen Hrant’ın Arkadaşları ‘Adalet Nöbeti’ tuttu. Nöbete HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı. Açıklamada "Hrant için adalet için" pankartı açan Hrant’ın Arkadaşları, "Biz bitti demeden bu dava bitmez", "Hrant için adalet için", "Öldür diyenler yargılansın", "Hepimiz Hrantız hepimiz Ermeniyiz" sloganları attı.

'Adaletin çok uzağındayız' - Resim : 1

‘10 YIL 3 AYDIR CİNAYET ÜZERİNDEKİ PERDE KALDIRILMADI’
Hrant’ın Arkadaşları adına açıklama yapan Bülent Aydın, Temmuz 2007’de başlayan Dink cinayeti davasının 10 yıl 3 aydır sürdüğünü hatırlattı. "10 yıl 3 aydır adaletin neresindeyiz" diye soran Aydın, henüz cinayetle ilgili tüm kişilerin mahkeme önüne çıkarılmadığını belirterek, "Adaletin çok uzağındayız" dedi. Dink cinayeti davasına Trabzon Jandarma görevlilerinin de eklenmesiyle 50’ye yakın tutuklu sanık olduğunu aktaran Aydın, "10 yıl 3 ay geçti ama cinayet üzerindeki perde kaldırılmadı. Cinayet aydınlanana kadar takip etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

‘HAK SAVUNUCULARININ YERİ BURASIDIR’

Aralarında Hrant’ın Arkadaşları’ndan Özlem Dalkıran’ın da bulunduğu 10 hak savunucusunun delilsiz ve hukuksuz tutukluluklarının 90. gününe ulaştığını belirten Aydın şöyle devam etti: "10 yıldır Dink davasında adalet için, Adalet Nöbetçileri’nden olan Özlem Dalkıran 10 hak savunucusu ile beraber 90 gündür özgürlüğünden mahrum. Neden içerideler sorusunun hala bir cevabı yok. Özlem Dalkıran ve arkadaşları için özgürlük istiyoruz. Onların yeri burasıdır." Aydın’ın konuşmasının ardından "Özlem Dalkıran yalnız değildir" sloganı atıldı.

Hrant Dink cinayetiyle ilgili tetikçilerin ve kamu görevlilerinin yargılandığı davalar on yıl sonra 14. Ağır Cezada sürmekte olan davada birleşti. Bu davanın ilk duruşması 2 Temmuz 2007'de yapılmıştı.

Hrant Dink