Akşener, Erdoğan’ı Guguk Kuşu’ndaki hemşireye benzetti

Akşener, Erdoğan’ı Guguk Kuşu’ndaki hemşireye benzetti
'Sayın Erdoğan, Hemşire Ratched, bakanları, zorba hasta bakıcılar. milletimize giydirilen deli gömleği. Ama Hemşire Erdoğan ve ekibi, kıpırdayanın, kafasına vuruyorlar.'

Türkiye maalesef; sayın Erdoğan ve arkadaşlarının elinde, psikiyatrik bir iktidar anlayışıyla yönetiliyor. Memlekete akıl hastanesi, milletimize de, akıl hastası muamelesi yapılıyor. Adeta, Guguk Kuşu filmini yaşıyor gibiyiz… Sayın Erdoğan, Hemşire Ratched, bakanları, zorba hasta bakıcılar, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi de, milletimize giydirilen deli gömleği… Gömleğin içinde, her geçen gün, daha da bunalıyoruz. Ama Hemşire Erdoğan ve ekibi, oralı bile değil. Kıpırdayanın, kafasına vuruyorlar

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,  "Yolsuzluğa ve israfa batmış bürokratların ilhamı Erdoğan, çünkü balık baştan kokar" diyen Akşener, ünlü Jack Nicholson'un başrolde oynadığı ünlü Guguk Kuşu filmine gönderme yaparak, "Hemşire Erdoğan ve ekibi kıpırdayana vuruyor" dedi. Akşener şöyle konuştu:

YOLSUZLUĞA BATMIŞ BÜROKRATLARIN İLHAMI SENSİN

Yine KGM, pazarlık usulüyle yaptığı bir ihalede; birim fiyatı, 7 lira 94 kuruş olan, muhafaza borusunu, tam 300 katı bedel ödeyerek, 2 bin 239 liraya satın almış. İşte size; EYT’lilere, 3600 ek gösterge bekleyenlere, esnafa, çiftçiye, işsiz gence gelince; "Kaynak yok" diyenlerin, kaynaklarımızı nereye akıttığının cevabı… İşte size; zengin Türkiye’yi, fakirliğe mahkum eden bu zihniyetin, ibretlik fotoğrafı. Sayın Erdoğan; bu atadığın bürokratlar, sence kimi örnek alıyorlar? Cevabını ben vereyim. İsraf ve yolsuzluk batağına batmış bu bürokratların, ilham kaynağı bizzat sensin. Çünkü balık baştan kokar. Sayıştay raporlarına göre; geçen sene bir günde tam 7,9 milyon lira, senede ise, 2,8 milyar lira harcamışsın. 6 yıl içindeki harcamalarını da, 10 katına çıkarmışsın. İsrafın büyüklüğüne bakar mısınız?

Bu öyle bir israf ki; şayet, israfın dibini böylesine sıyırmasaydın, şayet, itibardan değil ama, bari keyfinden birazcık tasarruf edebilseydin, şayet harcamalarını, 10 katına değil de, bari 5 katına çıkarsaydın, ne olurdu biliyor musun? Mesela bugün, barınma sıkıntısı çeken, hiçbir öğrencimiz olmazdı. Mesela, üretmeyi bırakan çiftçilerimiz olmazdı. Mesela, pandemide açıkta bıraktığın için, iflas eden esnaflarımız olmazdı. Bu aziz millet sana güvendi, o koltuğa oturttu. Peki sen ne yapıyorsun? Şu zor günlerde, milletinin devletine en çok ihtiyaç duyduğu, şu zor dönemde, milletin parasını çarçur ediyorsun… Yazıklar olsun.

DEVLET ARABALARIYLA TATİL BELDELERİNE GİTMEKTE SAKINCA GÖRMEMİŞLER

Gelin, raporlardaki bazı satırbaşlarına, birlikte bakalım: Mesela; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetim raporuna göre; Ankara’da kullanılmak üzere tahsis edilen, bazı araçlar, yıl içinde, Çeşme, Altınoluk, Akçay, Abant, Mersin gibi yerlerden, yakıt almışlar. Belli ki bu arkadaşlar; millete hizmet yerine, kafalarına estikçe, devletin, kendilerine Ankara için tahsis ettiği arabalarıyla, tatil beldelerine gitmekte, bir sakınca görmemişler. Şu devlet insanlığına bakar mısınız? Mesela; Sayıştay’ın, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı denetleme raporuna göre; bu, fevkalade başarılı bakanlığımız, Avrasya Tüneli geçişlerinde, kur hesabını yanlış yapmış… Üstelik, sadece kur hesabını değil, geçiş garantisini de yanlış hesaplamış. E hâl böyle olunca, tünelden, garanti edilen 25 milyon araç yerine, yalnızca 12 milyon araç geçmiş. Ama, bu pek bir düşünceli arkadaşlar, ihale sahibi şirkete ayıp olmasın diye, 494,2 milyon lira, geçiş garantisi ödemesi yapmış. Şu üstün yönetim becerisine bakar mısınız? Eğer doğru bir hesaplama yapılsaydı; garanti ödemesi, 456.3 milyon lirada kalacaktı. Ama bakanlık, şirketin kasasına, 37.9 milyon lira fazladan, ödeme yapmayı tercih etmiş. Yani, beceriksizliğin faturası, yine milletimize kesilmiş. Yani milletimizin vergileri, yine bir şirketin, kasasını doldurmak için harcanmış.

CEVAP, 'BUNLAR YALAN'

Peki, milletimizin cebinden çıkan milyonlarca lirayı; haksız ve hukuksuz bir biçimde yediren Bakanlığın, Sayıştay raporuna, cevabı ne olmuş biliyor musunuz? "Bunlar yalan." Tweet bu kadar… Evet, yanlış duymadınız. Verdikleri cevap, sadece bu kadar… Böyle ciddiyetsizlik, böyle utanmazlık olmaz, olamaz. Anayasal bir kurum olan Sayıştay, bir genel müdürlüğün, yolsuzluk, usulsüzlük yaptığı tespit etmişse, o genel müdürlük, ciddi ve kapsamlı bir açıklama yapmak zorundadır. Bu kadar basit. Ama gelin görün ki; devletin bakanlığı, devletin denetleme kurumuna yalancı diyor. İşte size, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde, koskoca Türk Devleti’nin düşürüldüğü durum. Ayıptır, günahtır. Bir başka akıl dışı yolsuzluk örneği de, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden. Sayıştay’ın raporuna göre; Karayolları Genel Müdürlüğü, toplam maliyetini, 1588 lira olarak hesapladığı bir işe, sıkı durun, tam, 8 milyon 646 bin lira ödemiş. Yani; asgari ücretin, yarısı kadar hesapladıkları işe, 3 milyon asgari ücret ödemişler. Durun daha bitmedi…

SORUMLU MERKEZ BANKASI BAŞKANI DEĞİL

Gittiğimiz her yerde, elektrik faturasını ödeyemediği için; tarlasını sulayamayan çiftçiyi, üretim yapamayan sanayiciyi, zor durumda kalan esnafı dinliyoruz. Ama iktidar oralı bile olmuyor, milletimizi, zam yağmuruna tutmaya devam ediyor. Bir lütuf gibi sunduğu, maaş zamlarını, yıl içerisinde fazlasıyla geri almaktan, zerre utanmıyor. Değerli milletvekilleri; hesap verebilirliğin yerini, biat etmenin, liyakatin yerini, vasatlığın, devlet terbiyesinin yerini, ciddiyetsizliğin aldığı bu ucube sistem; ülkemizin içinde bulunduğu tüm problemlerin, esas sebebidir. Bu durumun, bir diğer örneğini; Merkez Bankası’nın, son kararlarında gördük. Biliyorsunuz, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle birlikte; Merkez Bankası Başkanları’nın, görev ve sorumluluklarına, bir güncelleme geldi. O da, Sayın Erdoğan’ı memnun etmek. Merkez Bankası’nın, son faiz indirimi kararıyla; 8 Eylül’de, 8,30 seviyesindeki dolar, 8,90’a kadar yükseldi. Bu 60 kuruşluk artışla birlikte; ithal ettiğimiz malların maliyeti, yüzde 7 yükselirken, dış borç stokumuz, 270 milyar lira, kısa vadeli borcumuz da, 101,2 milyar lira arttı. Ama şimdiden söyleyeyim: Bu artışların sorumlusu, Merkez Bankası Başkanı değildir. Çünkü kendisi, aynı çöp öğütür gibi, bürokrat öğüten bu sistemin, son kullanma tarihi yaklaşan bir bürokratından fazlası değildir.

GUGUK KUŞU FİLMİNDE GİBİYİZ, HEMŞİRE ERDOĞAN KIPIRDADAYANIN KAFASINA VURUYOR

Türkiye maalesef; sayın Erdoğan ve arkadaşlarının elinde, psikiyatrik bir iktidar anlayışıyla yönetiliyor. Memlekete akıl hastanesi, milletimize de, akıl hastası muamelesi yapılıyor. Adeta, Guguk Kuşu filmini yaşıyor gibiyiz… Sayın Erdoğan, Hemşire Ratched, bakanları, zorba hasta bakıcılar, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi de, milletimize giydirilen deli gömleği… Gömleğin içinde, her geçen gün, daha da bunalıyoruz. Ama Hemşire Erdoğan ve ekibi, oralı bile değil. Kıpırdayanın, kafasına vuruyorlar. Ne zaman birileri, bu gömleğe itiraz etse, Hemşire Erdoğan ve hasta bakıcılarının etmediği hakaret, yapmadığı kötülük kalmıyor. Her hafta, toplumumuzun yeni bir kesimi, terörist ilan edilir hale geldi. Çiftçimiz, esnafımız, üreticimiz, zaten bayağıdır, iktidarın terör listesinde. Yakın zamanda, marketler bu kategoriye alındı. Daha geçen hafta, barınamayan öğrencilerimiz terörist ilan edildi. 

Guguk Kuşu'nda ne anlatılıyordu?

Yönetmenliğini Milos Forman’ın yaptığı film, akıl hastası numarası yaparak güvenlik önlemleri daha az olan bir akıl hastanesine sevkedilen bir mahkûmun (Jack Nicholson) yaşadıklarını anlatıyor. Mahkûm, bu süre içerisinde hem kaçma planları yapıyor hem de akıl hastanesindeki diğer hastalarla diyaloglar kuruyor. Terapilerdeki kendi başına buyruk hareketleri ve özgürlüğe olan düşkünlüğü nedeniyle diğer hastalara kötü örnek olduğunu düşünen baş hemşire Mildred (Louise Fletcher) ile de büyük sorunlar yaşıyor
 

Öne Çıkanlar