Ankara'da gözaltına alınan Gençtanır: Katilleri yakalamakta bu kadar hızlı davranmıyorlar

Ankara'da dün 'İstanbul Sözleşmesi uygulansın' diyerek eylem yaptıkları için gözaltına alınan kadınlardan Kadın Platformu üyesi Aysun Gençtanır, yaşananları ARTI TV'ye değerlendirdi.

Ankara'da gözaltına alınan Gençtanır: Katilleri yakalamakta bu kadar hızlı davranmıyorlar

AKP'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi gündem etmesiyle birlikte kadınlar sokaklarda eylemlerini sürdürüyor. Ankara'da dün 'İstanbul Sözleşmesi'ni uygula' demek için bir araya glen 33 kadın darp edilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan kadınlardan Ankara Kadın Platformuüyesi Aysun Gençtanır, yaşananları Haber Aktüel'de ARTI TV'ye değerlendirdi.

Pandemi sürecinde şiddet gördüğü için polise giden kadınların evlerine geri gönderildiğini belirten Aysun Gençtanır, "Bütün illerde kadınlar 'İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir' diyerek sokaklarda, eylemlerde... Biz dün itibariyle AKP'nin toplantısı öncesi oraya da uyarı vermek için sokaklardaydık. Sadece şuny yapacaktık. Bir yaşam zinciri kurup, Sakarya'ya doğru yürüyecektik. Türkiye'de malesef kadınlar 18 yıllık bir AKP iktidarı ve onun kadın düşmanı politikalarıyla karşı karşıya. İki gün önce bir kadın yakılarak öldürülüyor, Şule Çet plazadan atılarak öldürülüyor. Bunları söylemeye dilimiz varmıyor artık. Bizim kadınlar olarak birbirimizi savunmaktan başka çaremiz kalmadı. Biraz da bunun anlam ve önemi ile yaşam zinciri kurmak istedik."

'SÖZLEŞME FİİLİ OLARAK UYGULANMIYOR'

"İstanbul Sözleşmesi 2012 yılında 6284 yasalı kanun olarak yürürlüğe girdi. O günden beri aslında kadınların en ileri anlamda kazanılmış haklarından bir tanesi ve devlete ciddi anlamda ilerici politikalar geliştirmesini söyler İstanbul Sözleşmedsi. Son yıllarda bakıyoruz sözleşmeyi geliştirmek yerine, tam tersi yönde politikalar geliştirdiklerini görüyoruz. Yargı mekanizması takım elbisesi girdiği için katil indirim alabiliyor, kadın eylemlerinde polisler kadınları darp etti, pandemi sürecinde şiddet gördüğü için polise giden kadınların evlerine geri gönderildi. Görüyoruzki sözleşme maddeleri uygulanmıyor ve toplumun gözü önünde suç işleniyor. Biz dün gerçekleri söylemek amacıyla sokaklardaydık. Şiddet gösterilerek gözaltına alındık."

'ÖFKEMİZ DAHA DA ARTIYOR'

"Ciddi anlamda barikatların kurulduğunu gördük ve küçük bir alana sıkıştırıldık. Yine de sözümüzü sözlemekten geri durmadık. Bu durum bizim mücadelemizden geri adım atmamıza neden olacak bir durum değil bizler açısından. Bizim öfkemiz daha da artıyor. Dört duvara sıkıştırılmş durumda olan kadınlar sadece biraz daha özgür bir alan istiyor bunun için mücadele ediyor. Ne konuştuğumuzun ne söylediğimizin bir önemi yok. Sadece yaşamak istediğimizi söylediğimiz için darp ediliyoruz. Bu bizde çaresizlik yaratmıyor. Şunu soruyoruz polise, kadınlar çaresizce karakola gelip başvurduğunda neden bu kadar aceleci davranmuyorsunuz? Ya da katilleri yakalamak için neden bu kadar organize olamıyorsunuz? Eylem çağrısını duyduğunuz da birden Ankara'yı kitleyebiliyorsunuz. Bunun açıklaması gerçekten yapılmalı. İktidar ve kolluk kuvvetleri bu kadar önlem alabiliyorsa ve fiili olarak bunu uygulamıyorsa, burada gerçekten çok açık kadın düşmanlığı vardır."

'SÖZLEŞMEYİ TARTIŞMAYIN, UYGULAYIN'

"Biz İstanbul Sözleşmes'ini pazarlık söz konusu etmiyoruz. Buradan çekilmeyi akıllarından bile geçiremezler. Sadece çekilmek tartışması değil zaten uygulamadığınızda da suç işliyorsunuz. Sözleşmenin yükümlülüklerine acilen uygulamak zorundalar. Kadın sığınma evleri nüfusa oranla açılmalıdır. Kadın bakanlığının kurulması gerekmektedir. Kendimizi vicdanen sorumlu hissediyoruz. Bugün de sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Sadece İstanbul Sözleşmesinden elinizi çekin demiyoruz aynı zamanda uygulayın da diyoruz."

'PAZARLIK YOK, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULA'

Ankara Kadın Platformu'nun okumak istedikleri ama polisin müdahalesi sonucu okuyamadıkları basın açıklaması metni şöyle:

"Bugün 12 Ağustos, Ankara’da ve memleketin 4 bir yanında kadınlar olarak yaşamlarımız için sokaklardaydık, hala sokaklardayız. Yarın AKP MYK’sı İstanbul Sözleşmesini konuşmayı planlıyor. Aslında bu saldırı aylardır, özel ve kamusal alanda ilmek ilmek örülüyor. Yandaş medya kanallarında birtakım adamlar, rahat rahat koltuklarında oturup, kadınların yaşamlarını gündem etmeyi kendilerine hak biliyor. Abdurrahman Dilipak öncülüğünde Yeni Akit Gazetesi kadın bedenini siyasetin nesnesi haline getiriyor. Tecavüzcüleri, tacizcileri koruyan polis, İzmir’de yaşamını savunan, kadın mücadelesini büyüten kadın örgütlerine saldırıyor. Erkek yargı, boynunda kravat, elinde kız kardeşlerimizin kanları bulunan kadın katillerini koruyor, tecavüzcüleri aklıyor. İstanbul Sözleşmesini Ağustos aynında halledin diye talimat veren, kadın mıdır kız mıdır diye açıklama yapan, devleti şahsı ilan eden tek adam Erdoğan, erkek şiddetini meşrulaştırıyor, kadın düşmanlığını iktidar politikası haline getiriyor. Bu memlekette tüm toplumun gözü önünde suç işleniyor, devlet ve organları bir suç örgütü olarak karşımızda duruyor."

'ŞİMDİ SUÇLULARIN YARGILANMA ZAMANI'

"Las Tesis’den bugüne uluslararası alanda, tüm suçluların yüzüne baka baka söylediğimiz gibi, Suçlu Sizsiniz, polis, yargı, devlet, tek adam! Fakat artık teşhir etme zamanı çoktan geçti. Şimdi tek tek tüm suçluların yargılanma zamanıdır. Toplumun gözü önünde kadınların adaleti ile yargılanma vakti gelmiştir. Şule Çet’in, Emine Bulut’un, Ceren Özdemir’in ve katledilen tüm kadın arkadaşlarımızın kanları bu suç örgütünün ellerindedir. İstanbul Sözleşmesine saldırdıkları her an, failleri yargılamadıkları her an, erkek şiddetini cezasız bırakıldığı her an, bir kadın ölüyorsa bu memlekette artık yaşamlarımızı biz kadınların savunma vakti gelmiş demektir. Yarın İstanbul Sözleşmesini konuşacak olan AKP MYK’sına bir kez daha buradan söylüyoruz, sizinle pazarlık yapmıyoruz, İstanbul Sözleşmesine saldırmaktan vazgeçin ve derhal uygulamaya başlayın!"

TALEPLER

Çünkü sadece sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, tazminat, Kürtçe çevirmen desteği, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istiyoruz!

  1. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara derhal son verilsin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın uygulanmasındaki eksiklikler giderilsin, kadına yönelik şiddete karşı acil önlem planı yapılsın.
  2. Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet, ücretsiz, sadece kadın yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.
  3. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın.
  4. Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın.
  5. Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.
  6. Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.
  7. Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata eklensin.
  8. İstanbul Sözleşmesi’nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılsın.
  9. Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler açılsın.
  10. Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılsın.
  11. Nafaka tartışmalarına, boşanma süreçlerinde arabuluculuk vs uygulamalarına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına kısacası kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara bir son verilsin. Boşanma süreçlerinde kadınlara istihdam, barınma, sağlık ve eğitim olanakları sağlansın. Kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata geçirilsin.
  12. Kadın / Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulsun.

'KAYBEDECEK HİÇBİR ŞEYİMİZ YOK'

Yaşamlarımızı haklarımız emeğimiz için yan yana geliyor ve birbirimizi savunuyoruz. Kadınların hayatlarına dair kararı AKP MYK’sına bırakmıyoruz! Biz kadınlar bu haklarımızın gereğinin yerine getirilmesi için yan yana durmaya, hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz! Sadece kadın olduğumuz için bedenimize, hayatımıza yönelik saldırılar karşısında ne hissettiğimizi ne yaşadığımızı birbirimizden başka kimse anlayamaz. Yarın AKP MYK’sında haklarımıza yönelik tek kelime ağızlarından çıkarsa Sözümüz olsun; yaşamlarından başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayan kadınlar olarak bu kenti ateşe veririz!"

Ankara İstanbul Sözleşmesi