Antep’te uyuşturucu sorunu: Tedaviye ulaşım zor, aileler çareyi tarikatlarda arıyor
Sinan Şahin
ANTEP - Antep'te uyuşturucuya başlama yaşı 9'a kadar düştü. EMEP Milletvekili Sevda Karaca, İnsan Hakları Derneği (İHD) Şube Başkanı Bahri Oğuz ve Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Parlakçı, uyuşturucu sorununu yaratan nedenleri ve alınması gereken önlemleri Artı Gerçek'e anlattı.
Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, uyuşturucu madde kullanımının en fazla olduğu illerden birisi Antep. Kent en riskli ilk 10 il arasında yer alıyor. Antep’in en büyük, Türkiye'nin ise üçüncü ilçesi olan Şahinbey, Dünya Uyuşturucu Birliği tarafından atık su analizleri üzerinden yapılan çalışmaya göre uyuşturucu açısından Türkiye'deki en riskli beş ilçeden biri.
TEDAVİ MERKEZLERİ KENTİN DIŞINDA
18 yaşından büyükler için tedavi hizmeti veren Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi (AMATEM) ve 18 yaş altı için hizmet veren Oya Bahadır Yüksel Madde Bağımlısı Sokak Çocukları Rehabilitasyon Merkezi kente 10 kilometre uzaklıktaki Yukarıbeylerbeyi Mahallesi’nde bulunuyor. Bu uzaklık, semtlere göre 25-30 kilometreye kadar çıkabiliyor. Daha önce AMATEM'de tedavi görenler, bu merkezlerin kente uzak olmasının, özellikle dar gelirli insanların tedaviye erişimini ve tedavinin sürekliliğini zorlaştırdığını söylüyor.
'HERKESİN BİLDİĞİNİ DEVLETİN BİLMEMESİ İMKÂNSIZ'
Artı Gerçek'e konuşan EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca, son yıllarda kentte uyuşturucuya başlama yaşının 9-10'a kadar düştüğüne dikkat çekti. Karaca, "Özellikle yoksul mahallelerde, 90'larda Kürt illerinden zorunlu göçle gelenlerin yerleştiği mahallelerde devletin gözleri önünde uyuşturucu ticaretinin yaygınlaştırıldığını görüyoruz. Halk konuşuyor, gençler, kadınlar konuşuyor. Mahallede bakkalın, muhtarın, sokakta oyun oynayan çocuğun bildiği gerçeği, kim nasıl uyuşturucu satıyor, kimler nasıl kullanılıyor, kim göz yumuyor gerçeğinin devletin sorumlu kurumlarınca bilinmemesi imkânsız" dedi.
'YOKSUL İNSANLARIN ULAŞABİLECEĞİ KURUM NEREDEYSE YOK'
"Yoksulluk derinleştikçe halkı, işçileri, gençleri mücadele eğiliminden koparmanın, lümpenleştirmenin, düşünemez hatta hareket edemez hale getirmenin bir yolu da uyuşturucuya göz yummaktır" diyen Karaca, şöyle devam etti:
"Uyuşturucu sorununu son dönemde daha da ağırlaştıran nokta; yaşam koşullarının giderek daha katlanılamaz hale gelişine bir arayış içinde olan kesimlerin, ulaşılabilir hiçbir sosyal hakka, geçim olanaklarına, toplumsallaşmış dayanışma ağlarına sahip olamaması. Antep gibi büyük bir sanayi şehrinde, uyuşturucu ile mücadele etmek, bağımlılığa yönelik bütünlüklü, ücretsiz psiko-sosyal destek vermek, uyuşturucudan kendini ya da çocuğunu kurtarmak isteyen yoksul insanların kolayca erişebileceği, güvenli, uzun erimli faydalanılabilecek kurum neredeyse yok."
'AİLELER ÇAREYİ CEMAATLERDE TARİKATLARDA ARIYOR'
Uyuşturucu sorununun toplumsal değil bireysel bir sorun olarak görüldüğünü ve etkin bir sosyal hizmet sunulmadığını vurgulayan Karaca, şu tespitlerde bulundu:
"Mahallelerde pek çok işçi ailesinin çocuklarını uyuşturucu sorunundan uzaklaştıramadığını, bir arayış içine girdiklerinde tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine erişemediklerini, hatta son çare olarak 'Çocuklarınızı biz tedavi ederiz' iddiasında bulunan tarikat ve cemaatlere çocuklarını teslim etmek zorunda kaldıklarını biliyoruz."
'EĞİTİM VE SAĞLIĞA ERİŞEMEME SORUNU BÜYÜTÜYOR'
Karaca, uyuşturucu kullanımının ve ticaretinin artmasının nedenlerini de şöyle sıralıyor:
"Yoksulluk, eğitim sisteminin berbatlaşması, sağlık hakkına erişilememesi, gençlere ve çocuklara ulaşılabilir destek, eğitim, sosyalleşme olanakları sunulmaması, işsizlik, güvenlik sorunları, uyuşturucu konusunun sadece adli bir konu olarak ele alınması, hatta öyle bile müdahale edilmemesi, bağımlılık tedavi merkezlerinin yokluğu... Hepsi bu sorunun büyümesinin birer nedenidir."
'CAYDIRICI CEZA UYGULANMIYOR'
İHD Antep Şube Başkanı Bahri Oğuz da Antep'in suç oranı yüksek bir şehir olduğuna dikkat çekti ve bunun neredeyse üçte ikisinin uyuşturucu kullanımı ve ticaretinden kaynaklandığına vurgulayarak, şunları söyledi:
"Uyuşturucu suçları çok büyük cezaların öngörüldüğü suçlardır. 10 ila 15 yıldan başlayan suçlardır. Nitelikli hali daha fazla cezayı öngörür. Ancak buna rağmen karşılaştığımız tablo uyuşturucu suçlarından yargılananlar birden fazla dosyası olmasına rağmen çok rahat şekilde tahliye ediliyor ve serbest bırakılıyor. Bu yüzden bir caydırıcılığının olmadığını görüyoruz."
'UYUŞTURUCU SATMA YAŞI DA DÜŞTÜ'
Uyuşturucu kullanma yaşının yanı sıra uyuşturucu satma yaşının da düştüğüne dikkat çeken Oğuz, şunları anlattı:
"Antep'te sınırın geçirgenliği ve yoğun göçün yanı sıra ekonomik nedenleri de görmemiz lazım. Son yıllarda ekonomik krizin de neden olduğu bir durum söz konusu. Ekonomik koşullar kişileri uyuşturucudan bir kazanç elde etmeye yönlendiriyor. Antep’te uyuştu uyuşturucu kullanım yaşı kadar uyuşturucu satma yaşı da düştü. Henüz reşit olmayan kişilerin dahi bu işin ticaretine başladığına dair birçok örnek var. Bu da tablonun vahametini ortaya koyuyor."
'SİYASET VE GÜVENLİK BÜROKRASİSİNİN UYUŞTURUCUYLA İLİŞKİSİ KESİLMELİ'
Uyuşturucu ticaretine yönelik kapsamlı operasyonların yapıldığı söylense de suç oranında azalma görmediklerini dile getiren Oğuz, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz ay büyük bir operasyon yapıldı. 250 kişinin gözaltına alındığı söylenmişti ancak bunlardan 22'sinin tutuklandığı açıklandı. Bir yandan dışarıya uyuşturucuyla mücadele ediliyormuş gibi görüntü veriliyor ama bir yandan da güvenlik bürokrasisi de bu işin içinde yer alabiliyor. Polis memuru da uyuşturucu operasyonunda yakalanabiliyor. Uyuşturucu ağında siyasetin ve güvenlik bürokrasisinin ilişkisi kesilirse sadece Antep’te değil Türkiye genelinde uyuşturucu suçlarının önü alınacaktır diye düşünüyorum."
'UYUŞTURUCU OKULLARA KADAR GİRDİ'
Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Parlakçı ise çocukların uyuşturucuya erişimin kolaylaştığına dikkat çekti:
"Birçok araştırma, buranın artık riskli bir bölge olduğunu gösteriyor. Antep’te uyuşturucu kullanımı ne yazık ki 9-10 yaşlarına kadar düştü. Uyuşturucu satışının okullara, okul çevrelerindeki parklara kadar girdiğini, çocukların uyuşturucuya erişiminin hem fiziki hem de ekonomik olarak kolaylaştığını duyuyoruz, görüyoruz."
'ÖNLEYİCİ ÇALIŞMALARA DESTEK VERMEYE HAZIRIZ’
Madde bağımlılığının tehlikeli boyutlara ulaştığını dile getiren Parlakçı, acilen önlem alınması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Uyuşturucu ile mücadelede asli sorumluluk herkesten önce siyasi iktidardadır. En öncelikli tedbir uyuşturucunun okullara kadar inmesini engellemek ve uyuşturucu trafiğinin kaynağını kurutmaktır. Sendikamız öğrencilerimizi uyuşturucu tuzaklarından koruyacak her kapsamlı çalışmayı desteklemeye devam edecektir."
Göç, yoksulluk, işsizlik ve kayyım kıskacındaki Diyarbakır’da uyuşturucu yaşı dokuza düştü