AYM Başkanı Zühtü Arslan: AYM kararını beğenme yükümlülüğü yok, kararlara uyulması zorunlu
Artı Gerçek - Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, iki kez hak ihlali vermelerine rağmen Yargıtay tarafından yok sayılan Can Atalay kararı sonrası ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı yemin töreninde konuştu. Arslan, "Görüş farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle AYM kararlarının uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini yoktur" dedi.
Zühtü Arslan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sıklıkla bireysel başvuru hakkı ve verilen ihlal kararları üzerinden hedef alınması sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dinleyici olduğu salonda konuşarak "Nihai yetki Anayasa Mahkemesi'ne verilmiştir ve kararlara uymamanın hiçbir yasal temeli yoktur" ifadelerine yer verdi.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) yeni üyesi Yılmaz Akçil'in yemin töreni Yüce Divan Salonu'nda yapıldı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay’dan milletvekili seçilen Gezi tutuklusu Can Atalay’ın, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iki kere hak ihlali kararı vermesine rağmen hukuk dışı bir şekilde Meclis’te TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından okunan Yargıtay kararıyla milletvekilliğinin düşürülmesi sonrası ilk kez konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, yemin töreninde dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Törende konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, nihai yetkinin AYM'ye verildiğini kaydederek ve Erdoğan'a bakarak "Hiç kimsenin Anayasa Mahkemesinin hükümlerine ilişkin anayasa yorumunu kararlarını beğenme ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak beğenmesek de bir hukuk devletinde bu kararlara uyulması anayasal zorunluluktur" dedi.
Yargıtay'ın Can Atalay'ın tahliye edilmesi yönündeki AYM kararına uymamasının ve Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yankıları sürerken Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmamasına vurgu yapan Arslan, "Temyizden geçerek kesinleşmiş yargı kararlarından sonra Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar ve yorumdan sonra görüş farklılıklarının, yorum farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini ve temeli yoktur" ifadelerini kullandı.
'AYM'YE ANAYASA VE KANUNLARLA YÜKLENEN YÜKÜMLÜLÜK'
Arslan, şöyle devam etti:
"Bireysel başvurunun etkili olabilmesi, ihlalin giderilmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Bu sebeple Anayasa Mahkemesi, ihlalin tespiti yanında, bu tespitin bu ihlalin nasıl giderileceğini ve ihlalin sonuçlarının nasıl ortadan kaldırılacağını da göstermek zorundadır.. Bu Anayasa Mahkemesi'ne anayasa ve kanunlarla yüklenen bir yükümlülüktür."
'KARARLARA UYULMASI ANAYASAL ZORUNLULUK'
"İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması da kural olarak ihlal öncesi hale getirmeyi gerektirmektedir. Bunun yolu da ihlal şayet yargı kararından kaynaklanıyorsa bu yargı kararının ortadan kaldırılmasını sağlamaktır" diyen Arslan, şunları söyledi:
"Elbette Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını ve anayasa hükümlerine ilişkin kararlarını ve yorumlarını beğenmeyebilir, bunlara katılmayabiliriz. Ancak bir hukuk devletinde katılmasak da bu kararlara uyulması anayasal bir zorunluluktur. Nitekim anayasamızın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi'nin kararları kesin olup yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar."
'ADALETİN SEMBOLLERİNDEN BİRİ HİÇ KUŞKUSUZ CÜBBEDİR'
Zühtü Arslan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“AYM üyeliğine Danıştay kontenjanından seçilen ve bugün yemin edecek olan Yılmaz Akçil’i tebrike diyorum. Bu törenin benim için ayrı bir önemi var. Sayın Akçil burada bu salonda cübbesini giydireceğim son yemiz olacak. Dolayısıyla ettiğimiz yemine giydiğimiz cübbeye dair görüşlerimi sizlerle son kez paylaşacağım. AYM olarak göreve başlarken anayasayı ve temel hak ve özgürlükleri koruyacağımıza, büyük Türk milleti önünde söz veriyoruz. Verilen sözün tutulması anlamına gelen ahde vefa ahlaki ve hukuki bir ilkedir. Günümüzde ahde vefa ilkesinin yaşlanan ters dalgalarla zedelendiğini görüyoruz.
Adaletin sembollerinden biri hiç kuşkusuz cübbedir. Cübbelerimiz adaleti ve onun omuzlarımıza yüklediği ağır sorumluluğu temsil etmektedir. İnsanlar o cübbe karşısında haksızlıkların giderileceğine inanırlar.
'CUMHURBAŞKANIM BİREYSEL BAŞVURUYLA İLGİLİ OLARAK YANLIŞ ANLAŞILAN BU VESİLE İLE BİR KEZ DAHA İFADE ETMEK İSTİYORUM...'
Bireysel başvuru Türk yargı tarihinin en büyük yargı reformlarından biridir. AYM toplumun her kesiminden yapılan başvuruları özenle incelemekte ve karara bağlamaktadır. Tüm bu kararlarla birlikte Anayasa koyucunun öngördüğü gibi bireysel başvurunun sorunu ülkemizi hukuk düzeni içinde çözme işleri önemli derecede yerine getirilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanım bireysel başvuruyla ilgili olarak yanlış anlaşılan bu vesile ile bir kez daha ifade etmek istiyorum.
İlk olarak AYM anayasa şikâyeti olarak da anılan bireysel başvuruda temyiz incelemesi değil anayasaya uygunluk denetimi yapmaktadır. Bu anlamda norm denetiminde olduğu gibi bireysel başvuruda da Anayasa Mahkemesi’nin baktığı herhangi bir anayasal hak veya özgürlüğün ihlal edilip edilmediği hususudur. Ancak norm denetiminden farklı olarak bireysel başvuruda normların yorumu ve uygulanması sonucu tesis edilen kamu günü işlemlerinin anayasallık denetimi yapılmaktadır.
'TEMYİZ MERCİLERİ DAHİL TÜM MAHKEMELER ANAYASAYI YORUMLAYABİLMEKTEDİR'
Bu şekilde yapılan anayasallık denetiminin de kanun yolu denetiminden farklı olduğu açıktır. Diğer yandan norm denetiminde olduğu gibi bireysel başvuruda da AYM önündeki bireysel başvuru yoluyla getirilen anayasal uyuşmazlığı anayasanın hükümlerini yorumlamak ve uygulamak suretiyle karara bağlamaktadır. Kuşkusuz bireysel başvuru sürecinden önce temyiz mercileri dahil tüm mahkemeler anayasayı yorumlayabilmektedir.
ERDOĞAN, YARGITAY ÜYELERİNE DESTEK VERMİŞTİ
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Gezi Parkı davasından tutuklanan ve 18 yıl hapis cezası alan Can Atalay’a 'hak ihlali' kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması sonrası bir açıklama yapan Erdoğan, Yargıtay'a destek vererek "AYM bir çok yanlışları arka arkaya yapar hale geldi" demişti.
NE OLMUŞTU?
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Can Atalay hakkında “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” yönlerinden verilen hak ihlali kararına uyulmaması nedeniyle yapılan iki başvuruda da hak ‘hak ihlali’ kararı vermişti.
21 Aralık’ta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşan ikinci karar mahkeme tarafından bir önceki kararda olduğu gibi Yargıtay'a gönderilmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığını, bu bağlamda Anayasa'nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığını belirterek Anayasa Mahkemesi'nin kararına uyulmamasına karar vermişti. Gezi Davası kapsamında halen Silivri’deki Marmara Cezaevi'nde bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü.
DEVLET BAHÇELİ AYM'Yİ VE ZÜHTÜ ARSLAN'I HEDEF ALMIŞTI
Yargıtay’dan yana taraf alan Bahçeli, AYM’ye ağır eleştirilerde bulunmuştu. AYM’nin süper temyiz merci olmadığını iddia eden Bahçeli, “AYM zulmün yanındadır. Hainleri hak ihlali kararlarıyla ödüllendiriyor. HDP’nin önünü açan AYM’dir. PKK ve FETÖ üyelerine can simidi uzatan da AYM’dir” demişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin görevini eksiksiz yaptığını söyleyen Bahçeli, “Yargıtay görevini eksiksiz yaptı. Tartışmanın ardından AYM’nin verdiği karar var. AYM yetki alanını genişleterek TBMM’ye parmak sallamaktadır. AYM yetkilerini aştı ve yargısal aktivizm yaptı” diye konuşmuştu.
Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etmişti:
“AYM Can Atalay davası hassasiyetini HDP için neden yapmamıştır. AYM adalet ve hukuk düzeninin sancısıdır. Anayasa Mahkemesi hukuk düzeninin safrasıdır. AYM süper temyiz merci değildir. Yargı AYM’nin vesayeti altında değildir. Yargıtay görevini eksiksiz yaptı. Tartışmanın ardından AYM’nin verdiği karar var. AYM yetki alanını genişleterek TBMM’ye parmak sallamaktadır. AYM yetkilerini aştı ve yargısal aktivizm yaptı. Egemenlik milletindir, milletin üstünde bir güç olamaz. Can Atalay konusunda gereken neyse TBMM’de yapılmalı konu kapanmalıdır. Meclis’te oturma eylemi de küstahlıktır.”
AYM Başkanı Zühtü Arslan’a “Kandil’e git” diye seslenen Bahçeli, “Bu kişinin haddini ve hududunu çok açık şekilde aştığını düşünüyoruz. Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git. Mahkeme başkanı objektifliğini ve tarafsızlığını kaybetmiş, Türkiye’nin yeni yönetim sistemiyle, milli birlik ve kardeşliğe cephe almıştır” demişti. (HABER MERKEZİ)
AYM Başkanı Zühtü Arslan'dan mahkemelere 'AYM kararlarına uyun' çağrısı
AYM Başkanı Zühtü Arslan: AİHM kararına katılmıyoruz
AYM'den ‘TRT'de bildiri’ kararı: Başkan Zühtü Arslan ‘tarafsızlık’ vurgusu yaparak muhalif kaldı