Barış akademisyenleri: Yangın tüm mahalleyi sarmıştı

Barış bildirisini imzaladıkları için haklarında dava açılan Erol Katırcıoğlu ile İbrahim Kaboğlu savunma yaptı.

Barış akademisyenleri: Yangın tüm mahalleyi sarmıştı

Fatma YÖRÜR

ARTI GERÇEK - 148 akademisyen hakkında 'Barış Bildirisi' yayınladıkları için 'terör örgütü' propagandası yapmaktan açılan davalarda 15 akademisyenin yargılanmasına başlandı.

Aralarında Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu'nun da bulunduğu akademisyenler İstanbul 33. ve 36. Ağır Ceza Mahkemeleri’nde bugün hakim karşısında.

İLGİLİ HABER: Barış bildirisinin bedeli 5 bin 640 yıl

İLGİLİ HABER: 'Türkiye’de üniversite benim için bitmiştir'

İLGİLİ HABER: Akademisyenlerin savunma hakkı KHK ile kısıtlandı

Duruşmalar başlamadan önce açıklama yapan Prof. Dr. Kaboğlu, "Bizler burada barış ortamında özgürlük ve gelişme ve insan haklarına saygı için biraraya gelmiştik. Bu da yargılanabilir şüphesiz ama bir kişi yargılanmadı. Barış talep edenler için bir bildiri için bin bir sanık sandelyesi kuruluyor. Ancak biz hukuka saygılı, hukuka inanan insanlar olduğumuz için bunun barış talebi olduğu, barış talep etmenin bir hak olduğu için buna katkı sağlayacağımıza inanıyorum" dedi.

Barış akademisyenleri: Yangın tüm mahalleyi sarmıştı - Resim : 1

EROL KATIRCIOĞLU: BUGÜN DE OLSA İMZALARIM

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşma, Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen öğretim üyesi Erol Katırcıoğlu’nun savunması ile başladı.

Katırcıoğlu savunmasında gerek Anayasa’da gerekse de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) ifade ve basın özgürlüğünün düzenlendiğini hatırlattı ve "Bildiri bugün de gelse imzalarım. İnsanların ölümü konusunda sessiz kalmak ahlaki ve vicdani değildir. Muhatap olarak devleti ve siyasileri gördüğümden onlara çağrı yapan bu metni imzaladım. Yangın tüm mahalleyi sarmıştı. Mahalle halkını uyandırmak için üzerime düşeni yaptım. Yangın var diye bağırmazsak bütün mahalle olarak yanarız. Ben bunu görev olarak kabul ettim. Yaşanan ölümlere vatandaş olarak razı gelmek benim yapabileceğim bir şey değildi onun için de metni imzaladım. Ortada bir suç yoktur. Ben bu metinden dolayı dava açılmayacağını düşünmüştüm. Böyle bir dava açılmış olsa da mahkemenizin ceza vermeyeceğini düşünerek beraatimi talep ediyorum" dedi.

Katırcıoğlu’nun avukatı Bahri Belen usule ilişkin beyanlarda bulundu. Bildiriyi imzaladıkları için akademisyenler Esra Mungan, Meral Camcı, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde "örgüt propagandası" iddiasıyla dava açıldığını hatırlatan Belen, şunları söyledi:

"4 akademisyenin İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasının ilk duruşmasında iddia makamı, yargılamanın 301’den yapılması için izin koşulu gerektiğini, izin koşulu gerçekleşmediğinden yargılamanın durmasını ve iznin beklenmesini talep etmişti. Mahkeme de bu talebi kabul etmişti. Müvekkilim ve diğer imzacı akademisyenler için tipikliği belirlenmiş bir suç ne savcılık makamından ne de mahkeme tarafından saptanamamıştır. Eğer iddianamemizde imzacıların isimleri yazılıyor bunlardan 4’ü ile ilgili açılan dava için 301’e başvuruluyorsa o zaman burada tüm sanıklar için yargılamanın birlikte yapılmasının yeknesaklığı sağlamak açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Öncelikle dosyanın 13 Ağır Ceza Mahkemesi’nden celp edilmesini, dosyalar fiili ve hukuki yönden irtibatlı olduğu için birleştirilmesini ve 301 hususu kesinleşene kadar da yargılamanın durmasını talep ediyoruz."

Birleştirme hususundaki takdiri mahkemeye bırakan duruşma savcısı, soruşturma ve kovuşturmanın genel hususlara göre yapılması gerektiğini söyleyip durma kararının reddini talep etti.

Kararını açıklayan mahkeme, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan dört akademisyenin dava dosyasının istenmesine, birleştirme ve 301’den yargılama talebinin dosya geldikten sonra değerlendirilmesine karar verdi. Duruşma 24 Nisan 2018’e erteledi.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyen İsmet Akça da savunma için süre istedi, birleştirme ve derhal beraat taleplerini yineledi. Mahkeme, talepleri bu aşamada reddetti.

KABOĞLU: BU BİR OHAL DAVASI

Türkiye'nin önemli hukuk profesörlerinden ve yıllarca emek verdiği Marmara Üniversitesinden KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu savunmasına, "Bildiriden bu güne 23 ay 10 gün geçti. Rıza gösterenler buradalar. Neden bu kadar gecikme?" diye sorarak başladı. Kaboğlu, şunları söyledi:

"Bu dava siyasal niteliği açık olan bir davadır. OHAL komisyonu karar verme aşamasında iken bu davalar açılmaya başlanıldı. AK Parti ve hükümetleri ilk 10 yılında kendisine yönelik eleştirilere darbe çağrışımı tepkiler gösterirdi, kendi eski müttefikleri kendilerine karşı darbe yapınca herkesi 'FETÖ' torbasına doldurmaya başladılar. Bu da bunun yansıması. Talep edilen cezalar da geniş yelpazede. Bu bir OHAL davasıdır. Çünkü OHAL ilan edilmeseydi bu davalar da büyük olasılıkta ortaya çıkmayacaktı. İddianamede tarafıma ayrılan yer o kadar az ki sanki başkaları için hazırlanan iddianameye adım rastlantı sonucu ilişilmiş. Barış hakkı bir anayasal haktır. Barış bildirisi siyasal ifade özgürlüğünün barış hakkına yönelik toplu kullanım biçimidir...

Bildiriye olur veren kişiler yaşama hakkından yoksun edilmeye dek linç kampanyasına maruz tutuluyor, onları öldürmeye azmettirmeye ulaşanlara karşı işlem yapılmıyor. İddianame boyunca savcılık mesnetsiz şekilde niyet okuması yapıyor. Devleti eleştirmeyi terör propagandasına özümsüyor... Çözüm süreci esasen devletin kanunlarına geçirdiği bir süreçti. Çözüm süreci ve barış süreçleri sadece söz ve yazılar değil aynı zamanda işlemler ve eylemler dizisidir. Barış bildirisi sadece bir talep ve beyan, siyasi ifade özgürlüğünün toplu kullanımı."

2004’te yargılandıkları davayı hatırlatan Kaboğlu "O zaman hükümetin 'FETÖ' kanadı tarafından mahkemeye sevkedilmiştik, darbe 'FETÖ’den gelince, bu kez hükümet kendi sevketti. Ben buna asimetrik ilişki diyorum... Yargı, siyasal konjontüre göre karar vermemeli; tam tersine siyasal bunalımların hukuk yoluyla aşılmasına katkıda bulunmalı."

Avukat Arzu Becererik, derhal beraat talebinde bulundu. Savcı bu talebin reddini istedi. Mahkeme heyeti, davaya konu eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı değerlendirmesinin yargılama sonunda anlaşılabileceği gerekçesiyle derhal beraat talebini reddetti.
Avukat Metin İriz, bildirinin İngilizce ve Türkçe metninin getirilmesini, kolluk görevlerinin tanık olarak dinlenmesi ve bu metinleri nasıl elde edildiğini açıklamalarını, Marmara Üniversitesi rektörlüğünde yürütülen disiplin soruşturma dosyasının istenmesini talep etti. Savcı, disiplin soruşturma dosyasının onaylı örneğini üniversiteden istenmesini talep etti. Mahkeme heyeti birleştirme talebiyle ilgili olarak İstanbul 13. ACM’deki duruşma zabıtları ve bakanlık yazılarının istenmesine, SEGBİS kaydının çözümünün yapılmasına, bildiri metninin dosyada bulunduğu gerekçesiyle kolluk kuvvetlerinin tanık olarak dinlenmeleri taleplerini kabul etti, Marmara Üniversitesi’ndeki soruşturma evraklarının istenmemesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 26 Nisan 2018’de.

Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyen Yüksel Taşkın’ın avukatı Mehmet Adil Demir, yargılamanın 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamayla hukuki ve fiili bağı olduğunu belirterek, "Yargı birliği açısından ve usul ekonomisi yönünden birlikte görülmesinde yarar görüyoruz. Her iki suç da oluşmamıştır zaman kaybı olmaması açısından 301 izni alınmasını ve dosyaların birleştirilmesini talep ediyoruz" dedi. Mahkeme talepleri ilerleyen aşamada değerlendirmek üzere mevcut aşamada reddederek, duruşmayı 24 Nisan erteledi

SÜREÇ NASIL İŞLEDİ?

15 üniversiteden 148 akademisyene açılan davalar 5 Aralık'ta başlamıştı. Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianamede akademisyenler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 7/2 maddesinde yer alan "terör örgütü propagandası" ile suçlanıyor. Akademisyenler hakkında 7.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Davaların Mayıs 2008'e kadar sürmesi bekleniyor. Davalar üç ayrı mahkeme salonunda görülüyor. Duruşmalara KHK ile üç avukat sınırlanması da getirildi.

barış ibrahim kaboğlu barış için akademisyenler Erol Katırcıoğlu Barış Bildirisi