Beşinci duruşması geride kaldı: 9 maddede Gezi Davası’nda neler oldu?
Rıfat DOĞAN
ARTI GERÇEK- 820 gündür tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen tahliye edilmemesi, Murat Papuç adında bir tanığın avukatlardan kaçırılarak ifadesinin alınması gibi örnekler mahkeme heyetinin tutumunu da gösteriyor.
Türkiye’nin önemli toplumsal olaylarından biri olan Gezi Parkı eylemleriyle ilgili açılan davada tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın yanı sıra Taksim Dayanışması’ndan Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman ile birlikte 16 sanık yer alıyor. 657 sayfalık iddianame 4 Mart 2019 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Sanıklara "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Mala zarar verme", "Nitelikli mala zarar verme", "Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi", "İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme", "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet", "Nitelikli yağma", "Nitelikli yaralama" ve "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" gibi suçlamalar yöneltildi. Davada 16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyor.
Fethullahçı yapıya mensup savcıların başlattığı Gezi soruşturmasında aynı yapıya mensup emniyet görevlileri fiziki ve teknik takip işlemleri yaptı. Bu işlemlerin kararlarını da yine darbe girişiminden sonra tutuklanan ve ihraç edilen hakimler verdi. Bu deliller daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeniden "kıymetlendirildi". Bu deliller, telefon dinlemeleri sonucunda elde edilen tapeler ve fiziki takip sırasında çekilmiş fotoğraflardı ve Gezi Davası’nın seyri açısından önemli ipucuları veriyordu.
Nitekim davanın 24 Haziran 2019’daki ilk duruşmasından bugüne kadar yaşananlar bu ipuçlarını giderek somut bir hukuksuzluğa oturttu.
Gezi Davası’nda geride bıraktığımız beş duruşmada neler yaşandığını madde madde topladık. İşte Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nde 24-25 Haziran 2019’daki ilk duruşmadan 28 Ocak 2020’deki duruşmaya kadar Gezi Davası’nda öne çıkan başlıklar:
1-OSMAN KAVALA 20 AY SONRA MAHKEMEYE ÇIKARILDI
İlk duruşmada 20 aydır iddianame hazırlanmasını bekleyen iş insanı Osman Kavala, hakkındaki iddialara aylar sonra yanıt verebildi. Kavala hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu belirterek, "20 aydır tutuklu bulunmama neden olan suçlama, olgusal temele oturmayan, mantığa aykırı bir dizi iddiaya ve delillerle desteklenmemiş varsayımlara dayanmaktadır. Somut olgular tahrif edilerek, fantastik bir kurgu üretilmiştir" dedi. Suçlamalarla ilgili iddiaların kendisine sorulmamasına da eleştiren Kavala "Bunlarla ilgili açıklama yapma imkanı verilmedi. Sorgumda, Gezi Olayları ile ilgili konu edilen tek bulgu, Gezi Olayları’ndan üç ay sonra Brüksel’de açılan fotoğraf sergisi olmuştu. Savcı, iddianamede yer alan kurguyu hazırlamadan önce beni sorgulamaya gerek duymadı" diye konuştu.
2- KAVALA’NIN TAHLİYE EDİLMESİNİ İSTEYEN MAHKEME BAŞKANI DEĞİŞTİRİLDİ
Davanın ikinci duruşması biter bitmez, iktidarın müdahalesi gelmeye başladı. 24-25 Haziran’daki ilk duruşmada ve 18-19 Temmuz’da görülen ikinci duruşmada mahkeme başkanı olan Mahmut Başbuğ, tutuklu Osman Kavala’nın ev hapsine alınarak tahliye edilmesini istedi. Bu duruşmanın ardından Mahmut Başbuğ, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararnamesiyle aynı mahkemenin diğer heyetinin başkanlığına getirildi, heyetin diğer üyesinin de yeri değiştirildi. Başkan Başbuğ’un yerine Galip Mehmet Perk, üye hakimin yerine de Talip Ergen getirildi. İlk duruşmada hem Kavala hem de Aksakoğlu için "tutukluluğun devamı" yönünde oy kullanan kıdemli üye Ahmet Tarık Çiftçioğlu’nun ise yeri değiştirilmedi.
3-AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ (AİHM) KARARINA RAĞMEN KAVALA TAHLİYE EDİLMEDİ
Uzun süre tutuklu bulunan Osman Kavala’nın başvurusunu görüşen AİHM, 10 Aralık 2019’da Kavala’nın tutukluluğunun hak ihlali olduğunu belirtti. Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istedi. 24 Aralık 2019’daki duruşmada AİHM kararına rağmen Osman Kavala tahliye edilmedi.
4- MAHKEME, TANIK MURAT PAPUÇ’U AVUKATLARDAN KAÇIRARAK İFADESİNİ ALDI
8 Ekim 2019’da yapılan üçüncü duruşmada Gezi soruşturmasının davaya dönüşmesinde rol oynayan emekli asker eski Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi Murat Papuç’un mahkemede dinlenmesine karar verildi. 24 Aralık 2019’daki dördüncü duruşmaya gelmesi beklenen Papuç, "can güvenliği" bahanesiyle mahkemeye gelmedi. İfadesi mahkeme kararıyla avukatların olmadığı kapalı bir duruşmada alındı.
Davanın dördüncü duruşmasında başka bir gariplik daha yaşandı. Papuç’a ait olduğu belirtilen ve 12 sayfadan oluşması gereken ifadenin altı sayfası kayıptı. Mahkeme, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazarak ifadenin tamamını istedi ancak savcılık kendisinde böyle bir ifade olmadığını belirtti.
5-ALİ İSMAİL KORKMAZ’IN KATİLİ MAĞDUR OLARAK DAVAYA MÜDAHİL OLDU
Davanın iddianamesinde Gezi Parkı eylemlerinin devam ettiği dönemde Eskişehir’de bir ara sokakta faşistlerin ve sivil polislerin saldırısı sonucu hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’a ölümcül tekmeyi atan polis Mevlüt Saldoğan’ın ismi mağdur olarak eklenmişti. Saldoğan, eylemlerden zarar gördüğü gerekçesiyle mağdur sıfatıyla müdahillik talep ediyordu. Mahkeme, Saldoğan’ın bu talebini kabul etti.
Son duruşmada avukatların bütün itirazlarına rağmen mahkeme bu kararından geri adım atmazken, duruşma salonunda karara tepki gösteren Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz "Ali İsmail Korkmaz’ın annesiyim" diyerek isyan etti.
6- TANIK PAPUÇ, SANIK AVUKATLARINI TAKİBE ALDI
Can güvenliği olmadığı gerekçesiyle avukatlardan kaçırılarak ifadesi alınan Murat Papuç’un, sanık Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın avukatlarından Evren İşler ile sanık Yiğit Aksakoğlu’nun avukatı Aslı Kazan’a "Linkedin" isimli sosyal paylaşım ağından bağlantı isteği yolladı. İstanbul Barosu ve İzmir Barosu avukatları buna tepki gösterirken, 28 Ocak’ta yapılan beşinci duruşmada konuyla ilgili konuşan avukat Turgut Kazan "Hayati tehlike var diye gizli dinlediğiniz Papuç, sanık müdafilerine davet gönderiyor.
Sistemde birisine davet gönderince, sadece güvendiğiniz kişiye davet gönderin diye uyarı çıkıyor. Murat Papuç, avukat Aslı Kazan’a, Evren İşler’e davet gönderiyor. Murat Papuç izlediği birinci yolla mahkemeyi yanıltmıştır ve mahkeme de bu konuda yanlış karar almıştır. İkinci yolla ise, sanık müdafileri açısından tehdit oluşturmaya başlamıştır. Bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunmanız gerekir" dedi.
7-MURAT PAPUÇ SOYİSİMİNİ Mİ DEĞİŞTİRDİ? MURAT EREN KİM?
28 Ocak’taki son duruşmada ilginç bir detay daha ortaya çıktı. Avukat Hasan Fehmi Demir, Murat Papuç’un soyisminin değiştiğini iddia etti ve şunları söyledi:
"Murat Papuç'la ilgili olarak Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden (TEM) bir yazı geliyor. Sonraki gün bir başka yazı geliyor. Bu müzekkerelerde bu kişinin soyadını değiştirdiğini ve Eren olarak kaydettirdiği belirtiliyor. Ancak siz Murat Papuç olarak dinlemeye devam ediyorsunuz. Dinlediğiniz bu kişi ya size sahte kimlik ibraz etti, ya da Murat Eren olduğunu bildiğiniz halde Papuç diye tutanağa geçtiniz. İkisi de suçtur. Sahte bir kişiyi tanık olarak dinlemişsiniz."
8-MAHKEME REDDİ HAKİM TALEBİNİ REDDİNCE AVUKATLAR SALONU TERK ETTİ
Avukatlar, taleplerini dikkate almayan, tanık Murat Papuç’un gizlice ifadesine başvuran mahkemenin, Gezi davası dosyasına devam edemeyeceğini söyleyerek heyeti reddetti. Çünkü heyet, tarafsızlığını yitirmişti ve hukuka aykırı işlemler yapmıştı. Mahkeme de avukatların bu talebini reddetti. Avukatlar ise bu kararı protesto ederek duruşma salonunu terk etti. Mahkeme, avukatları alkışlayan izleyicileri de salondan çıkardı. Kısa bir aradan sonra duruşmaya devam eden mahkeme, Papuç’un beyanlarına karşı Osman Kavala’nın savunmasını almak istedi ancak Kavala avukatının salonda olmadığı için beyanda bulunmayacağını belirtti. Salonda bulunan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da heyetin yaptığının yasalara aykırı olduğunu belirterek tepki gösterince mahkeme, Tanrıkulu’nun jandarma eşliğinde dışarı çıkarılmasına karar verdi.
9- DELİL VE İDDİALARIN İNCELENMEDİĞİ, GİZLİCE TANIK DİNLENEN DAVADA SAVCI MÜTALAA VERECEK
Gezi Davası’nda gelinen noktada Fethullahçı yapıya mensup olduğu gerekçesiyle ihraç edilmiş iki polisin ve gizlice sorgulanan Murat Papuç’un ifadesinin alınmasından başka bir işlem yapılmadı. İddianamede bulunan suçlamalarla ilgili hiçbir araştırma yapılmadı. Kavala’nın avukatları, Gezi Parkı eylemlerinin finanse edilmesi suçlamasıyla ilgili mahkemeye mali işlemlere ilişkin deliller sundu. Ancak heyet bu lehe delilleri görmezden geldi ve avukatların soruşturmanın genişletilmesi taleplerini reddetti. Heyet, 28 Ocak’taki son duruşmada salonda avukatlar ve izleyiciler yokken verdiği ara kararda savcıya esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için süre verdi. Davanın bir sonraki duruşması 18 Şubat’ta yapılacak.