Binali Yıldırım çocuklarının şirketlerini kabul etti
Paradise Papers belgelerini kabul etmek zorunda kalan Yıldırım, oğullarının 'küresel' bir iş yaptığını iddia etti. Yıldırım vergi kaçırma iddiasına ise Türkiye'den bir belgeyle yanıt verdi.
HABER MERKEZİ- Başbakan Binali Yıldırım, iki oğlu ve akrabalarının Malta'da şirketleri olduğuna dair Paradise Papers belgelerini kabul etti. Bunun gizli saklı olmadığını iddia eden Yıldırım, "Beni yıpratmak istiyorlar" dedi. Çocuklarının vergi kaçırdığı iddiasının doğru olmadığını söyleyen Yıldırım, Türkiye'deki şirketlerinin en çok vergi veren şirketler arasında yer aldığını söyledi. Buna dair bir belge de gösteren Yıldırım'ın Malta'daki şirketlerin vergi ilişkilerine dair bir bilgi vermemesi dikkat çekti.
Başbakan Binali Yıldırım, ABD'ye hareketinden önce yaptığı basın toplantısında A haber'den Lamia Ayhan'ın sorusu üzerine isim vermeden söz konusu belgeleri açıklayan Cumhuriyet gazetesini suçladı. Soruya hazırlıklı olduğu görülen Yıldırım, şunları söyledi:
"Bir gazete şahsım ve ailem hakkımda yerli değli milli değil diye bir haber yapıyor. Vatandaşlarımızın gerçeği öğrenmesinde fayda var. Ben gemi inşa mühendisi, makina mühendisiyim, hayatım boyunca gemi işiyle uğraştım. Siyasete başlayınca işlerimi evlatlarıma bıraktım. Evlatlarımın en küçüküğü 33 en büyüğü 40 yaşında. Beş tane de torunum var. Onlar kendi işini yapıyor ben kendi işimi yapıyorum. Bu birincisi.
İkincisi siyasete başlarken çocuklarıma bir tavsiyem oldu; devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız, yakınına bile yaklaşmayacaksınız, devletin bankalarından kaynak kullanmayacaksınız.
Denizcilik küresel bir iştir, dünyanın her tarafında iş yapıyorlar, dünyanın her tarafında şirketleri, irtibatları var. Gizli saklı bir taraf yok. Burada gizli bir iş yapılıyormuş gibi algı oluşturmak istiyorlar.
Ticari faaliyetleri hakkında bilgi almak isterseniz ticaret sicilinin sitesine girer her türlü bilgiyi alırsınız. Olmadı Malta, Panama gidersiniz, gitmenize gerek yok yine internet üzerinden 2 dolar ödeyerek her türlü herkes hakkında bilgiyi alabliirsiniz. Bunun sır özelliği yok, bunlar açık seçik faaliyet gösteren şirketlerdir. Bunun böyle bilinmesi lazım.
Bu iddia yeni de değil bu gazete ilk defa 2008'de gündeme getirdi. 2014 seçimlerinde ben İzmir'den belediye başkanı adayıyken gündeme getirdi bu gazete. Olmadı 2017 Mayıs ayında tekrar bunu ısıtıp haber yaptılar. Şimdi de aynı haberi tekrar büyük bir iş, usulsüzlük yanlış bulmuş gibi servis ediyorlar. Olay bundan barettir.
Benim siyasetçi olmam dolayısıyla çocuklarımın faaliyetleri ile ilgilenmek de egzotik bir iş. Beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Benim dokunulmazlığım var ama çocuklarımın dokunulmazlığı yok. Her türlü soruşturma mali, hukuki yönden yapılabilir. Bunu özellikle de istiyorum. Kimsenin haksız yere itham edilmesi kabul edilemez.
En büyük servetimiz itibarımızdır. Para bugün var, yarın yoktur.
Bakın vergi verilmiyor diye itham ediyorlar. Benim çocuklarımın buradaki şirketi en fazla vergi veren şirketler arasında yer alıyor. Bu şekilde bir belge veriyorlar kendisine, bunlar ayıp şeyler. İnsanların kafasını karıştırmaya lüzumu yok. Bana yerli milli değil diyenlerin apar topar memleketten kaçanların olması lazım. Yerli milli iseniz gazetenizin başını bırakıp bu memleketten kaçıp gitmezsiniz."
'ABD'YE GÜVENCE VERMEDİK'
Başbakan Binali Yıldırım, ABD'nin "Türk hükümetinin ABD çalışanlarını tutuklamayacağına ilişkin güvence verdiği" yönündeki açıklamasına ilişkin olarak da, "İki ülke de hukuk devleti, ABD'ye güvence vermedik" dedi. Yıldırım, ABD ile vize işlemlerinin başlatılmasıyla ilgili de "İşlemlerin başlaması olumlu bir adım" diye konuştu. Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bugün heyetle beraber ABD'ye bir ziyarete çıkıyoruz. Amerika Başkan Yardımcısı Pence ile bir görüşme yapacağız. Birçok farklı görüşmelerimiz var. Gerek kongre, gerek yerli yabancı STK'lar ile Türkiye-Amerika ilişkileri konusunda kapsamlı, hem Washington'dan hem de New York'ta görüşmeler gerçekleştireceğiz.
Özellikle ABD Başkanı uzakdoğu ziyaretinde olduğu için sayın Pence ile, başkanvekili olarak, Türkiye-Amerika arasındaki bütün konuları ele alacağız. İkili ilişkiler başta olmak üzere bölgesel konularda yaşanan gelişmeleri de değerlendirme fırsatı bulacağız.
Türkiye-ABD arasındaki Suriye, Irak meseleleri, FETÖ konusundaki Amerika ile ilgili taleplerimiz ve bu konuda bundan sonraki aşama kapsamlı bir şekilde dile getirilecek. PYD-YPG ve DEAŞ'la mücadele konusunda da aramızda mevcut olan bazı sorunların açıklıkla ele almayı hedefliyoruz.
Ziyaretimiz öncesi ABD ile Türkiye arasında askıya alınan vize işlemlerinin sınırlı da olsa başlamış olması olumlu bir adım olarak mütalaa edilebilir. Bizim vazgeçemeyeceğimiz şey ülkemizin, milletimizin hassasiyetleridir. Bu hassasiyetlere karşı tarafın da gereken hassasiyeti gösteceğini ümit ediyoruz.
ABD elçiliğinin açıklaması üzerine Türk büyükelçiliği de karşı açıklamayı yapmıştır. Orada her şey açık seçik, herhangi bir yoruma ihtiyaç göstermeyecek şekilde izah edilmiştir. İki ülke arasında bazı yargılamalar var, tutuklama işlemleri var. Bu ABD'de de var, Türkiye'de de var. Her iki ülke de hukuk devleti. Hukuk devleti kurallarına göre işlem ifa edilmektedir. Bu bakımdan güvence vermek, güvence istemek gibi bir müzakere hukuk devleti ilkelerine uymaz. Bizim 15 Temmuz darbesi ile ilgili, darbenin arkasında Fetullah Gülen'in olduğu yönünde çok kuvvetli delillerimiz var. Bunun iade edilmesini istiyoruz. Bazı nedenlerle tutuklanmış olan vatandaşlarımızın davalarının görülmesinde de varolan endişelerimizin giderilmesini istiyoruz.