Boğaziçi Direnişi 775’inci gününde: Uzaktan eğitim kararında Senato devre dışı bırakıldı

Boğaziçi Direnişi 775’inci gününde: Uzaktan eğitim kararında Senato devre dışı bırakıldı
Boğaziçi Üniversitesi direnişinin 775’inci gününde akademisyenler uzaktan eğitim kararına tepki gösterdi. Açıklamada kararının Senato'nun devre dışı bırakılarak alındığı belirtildi.

Fotoğraf: Çiğdem Kafescioğlu

Artı Gerçek - Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Boğaziçi direnişinin 775’inci gününde 12:15’te “#KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz” diyerek arkalarını 528. kez rektörlük binasına döndü.

Boğaziçi Üniversitesi direnişinin 775’inci gününde akademisyenler uzaktan eğitim kararına tepki göstererek kararın senatonun devre dışı bırakılarak alındığı belirtti.

Açıklamada, "Bu önemli konu etraflıca tartışılmadan, uzman birimlerin görüşleri alınıp kapsamlı çözümler üretilmesine fırsat verilmeden alelacele Senatodan geçirildi. Böylelikle üniversite özerkliğini tanımlayan anayasa maddesi bir kez daha çiğnenmiş, Senato, karar verme yetkisi kendinde olan bir konuda devre dışı bırakılmış ve onay mercii konumuna indirgenmiş oldu" denildi.

Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite”, “Kabul Etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” yazan dövizler taşıdı.

Maraş'ta 9 saat arayla meydana ve 11 ilde yıkıma yol açan depremde yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar dileyen akademisyenler şu ifadeleri kullandı:

“Tüm üniversite bileşenleri olarak bölgede yaşayanlarla dayanışma gayreti içindeyiz. Geçtiğimiz hafta yaptığımız duyurularda da belirttiğimiz gibi, önümüzdeki süreçte depremin yol açtığı ağır psikolojik ve maddi yaraların sarılması için yurt çapında verilen dayanışmanın her safhasında yer alacağız."

'YAŞANAN FELAKETİN HASARLARINI AĞIRLAŞTIRAN KURUMSAL KRİZDİR'

Yaşanan felaketin hasarlarını ağırlaştıran önemli sebeplerden birinin kurumsal kriz olduğu vurgulanan açıklamada şöyle denildi:

“Bu kurumsal krizin etkilerini iki seneyi aşkın süredir Boğaziçi Üniversitesinde de yakından deneyimliyoruz. Kurumları tepeden inme yöntemlerle kontrol etme çabası ve içlerinin boşaltılarak liyakatsiz kadrolara teslim edilmesi deprem sonrası birçok alanda acilen yapılması gereken müdahaleleri geciktiriyor, mağduriyetleri çoğaltıyor. Merkeziyetçi, baskıcı, bilgiyi ve uzmanlığı göz ardı eden ve partizan kadrolaşmayı esas alan bu kurumsal anlayış yükseköğretimde de afet sonrası akılcı politikaların üretimine engel oluşturuyor.”

'SENATO ONAY MERCİİ KONUMUNA İNDİRGENDİ'

Cumhurbaşkanı ve YÖK’ün uzaktan eğitim hakkında yaptığı açıklamanın hemen ardından Boğaziçi Üniversitesi kayyım yönetiminin de 13 Şubat günü tüm öğretim personeline yaptığı duyuruyla Bahar dönemi derslerinin 20 Şubat 2023 tarihinde başlayacağını ve bu dönemde öğrencilerimizin dersleri çevrimiçi olarak takip edebileceğini ilan ettiğinin altı çizilen açıklamada; “Böylece, anayasaya göre, ülke çapında bir olağanüstü hâl uygulaması olmadığı sürece cumhurbaşkanının veya YÖK’ün yetkisinde bulunmayan uzaktan eğitim kararı kayyım yönetimince, üniversitenin yetkili kurulları haberdar edilmeden yürütmeye konulmuş oldu. Karar, ancak ilan edildikten sonra Üniversite Senatosu gündemine konuldu. Bu önemli konu etraflıca tartışılmadan, uzman birimlerin görüşleri alınıp kapsamlı çözümler üretilmesine fırsat verilmeden alelacele Senatodan geçirildi. Böylelikle üniversite özerkliğini tanımlayan anayasa maddesi bir kez daha çiğnenmiş, Senato, karar verme yetkisi kendinde olan bir konuda devre dışı bırakılmış ve onay mercii konumuna indirgenmiş oldu” denildi.

'YÖNETİMİN UYGULAMALARI SORUNLARA YOL AÇTI'

Sadece emirleri uygulama telaşıyla hayata geçirilen bu kararın, yönetimin ders başlangıç tarihini ertelemeyi reddetmesiyle birlikte kayıt döneminde tam bir kargaşa ortamı yarattığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Yönetim, öngörülen çevrimiçi eğitimin formatına dair hafta boyunca yetersiz ve birbiriyle çelişen çeşitli duyurular yaptı. Üniversitenin resmî kanalları aracılığıyla yalnızca Türkçe olarak yapılan bu açıklamalarla üniversitemizde görev yapan birçok yabancı meslektaşımız yok sayıldı. Tüm bu karmaşanın ortasında yapılan açıklamalardan çevrimiçi eğitimde kullandığımız uzaktan eğitim uygulamaları lisanslarının iptal edildiğini, yerine yeni uygulamalar kullanacağımızı ve bu uygulamalara dair eğitimlerin dersler başlamadan, yani bu hafta sonu verileceğini öğrendik. Tüm bu plansız ve üstünkörü uygulamalar aciliyet taşıyan sorunlara çözüm bulamadığı gibi var olan mağduriyetleri de misliyle artırıyor; ödün vermeden sürdürdüğümüz nitelikli ve eşitlikçi eğitim misyonumuzun karşısına mücadele etmemiz gereken yeni engeller çıkarıyor.”

'GAYRİMEŞRU YÖNETİM SONA ERMELİ'

Açıklamada son olarak şu talepler yeniden dile getirildi;

Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız ve enstitü müdürümüz bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm, fakülte ve enstitülerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır.

İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir.
Gayrimeşru yönetim tarafından gerekçesiz şekilde el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski işlevine kavuşturulmalı, yeniden araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz.

Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar