'Bu ülke ya Anıl ve Şilan'ın ya da Kürşatların ülkesi olacak'

'Bu ülke ya Anıl ve Şilan'ın ya da Kürşatların ülkesi olacak'
Üniversite öğrencileri, tutuklu yargılanan Anıl Akyüz ve Şilan Delipalta'nn serbest bırakılmasını istedi.

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- 2 Şubat'ta İstanbul Kadıköy'de Boğaziçi öğrencileriyle dayanışma eyleminde gözaltına alınan ve tutuklanan öğrenciler Şilan Delipalta ve Anıl Akyüz'ün yargılandığı davanın ilk duruşması bugün İstanbul Kartal Anadolu Adliyesi'nde görülüyor. 

Duruşma devam ederken, dışarıda toplanan öğrenciler, tutuklanan ve ev hapsi cezası verilen arkadaşlarının serbest bırakılması için basın açıklaması düzenledi. Kitle, açıklama öncesi ''YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek'' sloganları attı.  

Basın açıklamasının ardından söz alan tutuklu üniversite öğrencisi Şilan Delipalta'nın kardeşi, ''Bir yıldırma politikasıyla karşı karşıyayız. Ablam ve bizlerin mücadelesi devam edecektir. Bu baskı ve şiddet bitene dek mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinsin. Gençliğe baskı ve şiddetle geri adım attırmaya çalışıyorlar, bilsinler ki gözlerini kaçırdıkları her yerdeyiz. Bir senaryo oynanıyor, bizi içeride yargıladıklarını zannediyorlar. Bilsinler ki, kayyum gidecek, biz kalacağız" dedi.

Boğaziçi protestosunda gözaltına alınan ve ev hapsi verilen bir üniversite öğrencisi ise; devrimcilerin, ev hapsi, tutuklama, kaçırılma ile yıldırılamayacağını vurgulayarak, "Bir adım dahi geri adım atacağımızı düşünen varsa gözlerini sokaklara çevirsin" ifadelerini kullandı.

HÜDA KAYA, ADLİYE ÖNÜNDEKİ POLİS ABLUKASINA TEPKİ GÖSTERDİ

Açıklamada, HDP İstanbul milletvekili Hüda Kaya ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş da söz aldı. Duruşma salınunun kapısı kitlenerek içeri alınmadıklarını söyleyen Kaya, "Ama, biz, asla yasaklara, engellere boyun eğiciler değiliz. O kapıları açtırdık" dedi.

KAYA: BÜTÜN GENÇLERİMİZİN BOĞAZLARINA SARILMA OPERASYONU VAR

Yargılanan öğrencilerin direnişlerini yaptıkları savunmayla da sürdürdüklerini vurgulayan Kaya, adliye önündeki polis ablukasına da dikkat çekti. Kaya, "Dersiniz buraya ne olmuş? Sanki işgal edilmiş! Bu kadar güvenlik görevlisi bizim canlarımız, geleceğimiz, gençlerimizin üzerine barikatlar üzerine, barikatlar kurmuş. Tecavüzcülere, yolsuzluk edenleri, insanların ekmeğini çalanların, kadın katledenlerin tek bir tanesinin böylesine abluka altına alındığını, tutuklandığını, boğazlarına sarıldığını görmedik bu kadar. Bütün gençlerimizin boğazlarına sarılma operasyonu var" diye konuştu.

BAŞ: HALKA YABANCILAŞMIŞ, ÇÜRÜMÜŞ BİR HAYAT İNŞA EDİYORLAR

Kaya'nın ardından konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise, iktidarın elindeki polis ve medya gücünün yetmediğini en son milletvekillerini harekete geçirdiklerini söyledi. Baş, "Bütün amaçları, Boğaziçi direnişini, bu ülkenin milyonlarca insanın yüreğinde yarattığı sempatiyi ve haklılık duygusunu kırmak. Ama başaramıyorlar" dedi.

"Nasıl başarsınlar" diye soran Baş, geçtiğimiz günlerde araçta uyuşturucu kullandığı görüntüleri basına yansıyan AKP'li Kürşat Ayvatoğlu'nu işaret ederek iktidarın, gençlere bu yönde bir model oluşturduğunu ifade etti. İktidarın halkın vergilerini yandaş kişi ve kurumlara peşkeş çektiğini ifade eden Baş, "Halka yabancılaşmış, çürümüş bir hayat inşa ettiklerini hep beraber görüyoruz" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE İKİ SEÇENEK VAR'

Türkiye'nin önünde iki seçenek olduğunu vurgulayan Baş, "Türkiye ya Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin; Anıl, Şilan ve onların arkadaşlarının inşaa ettiği bir ülke olacak ya da Kürşatların ülkesi olacak" dedi.

ÖĞRENCİLER: ARKADAŞLARIMIZI ALMAYA GELDİK

Konuşmaların ardından basın açıklamasını öğrenciler adına Cihan Çiçek okudu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Bizler, 5 Şubat gecesi, Kadıköy’deki Boğaziçi Direnişine katıldıkları için tutuklanan Şilan ve Anıl'ın, ev hapsi ve imza şartıyla yaşamak zorunda bırakılan dostlarımızın duruşması için buradayız. Şilan ve Anıl'ı bugün buraya almaya geldik. 

Şilan ve Anıl yıllardır kendi üniversitelerinde de paralı eğitime, üniversitelerdeki anti-demokratik uygulamalara kadın düşmanlığına, homofobiye, gericiliğe ve her türlü faşizme karşı mücadele etmişlerdir. Hem kendi üniversitelerine atanan kayyum rektörlere karşı hem Boğaziçi Üniversitesine atanan kayyum Melih Bulu’ya karşı üniversitenin tüm bileşenlerinin yanında olmuşlar, özerk demokratik üniversite mücadelesini sahiplenmişlerdir. 

'MUHALEFETİN HER EYLEMİNE YASAK GETİRİLDİ'

İktidarın pandemi boyunca toplumsal muhalefetin her eylemine her etkinliğine yasaklamalar getirdiğini biliyoruz. 2 Şubat’ta ki yan yana gelişimiz de "Covid-19 pandemisi" bahanesiyle engellenmeye çalışılmıştı. Bu çabanın beyhude olduğunu gören AKP’nin polisleri durmaksızın bizlere saldırarak yüzlercemizi gözaltına aldı. Gözaltına alamadığı, eylemi ve direnişi sonlandıramadığı kitlenin üzerine de polis araçlarını ve motorlarını sürerek göz göre göre kitlenin canına kast etti. Ancak bizlerin canına ilk kez Kadıköy’de kast edilmedi. 

'İKTİDAR, HALK SAĞLIĞINI TEHDİT ETTİ'

"Salgın koşullarında yaptıkları kongrelerle halk sağlığını tehdit ettiler. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı ayrıldığını açıklayarak kadınların lgbtiq+’ların yaşam haklarına kast ettiler. Ölümcül salgın koşullarında işçilerin hayatını patronlara peşkeş çekerek emekçilere ya açlıktan ya virüsten öleceksiniz dediler.

"Şilan ve Anıl bu olanlar karşısında susmayıp ses çıkarttıkları için, Aşağı bakın diye telkin verenlere karşı Aşağıya bakmayacağız dedikleri için tam 57 gündür hukuksuzca tutuklu bir şekilde hapishanede tutuluyor. Bizler bugün Kartal Adliyesi Önü’nden, memleketin dört bir yanından, birçok üniversiteden sıra arkadaşları ve omuzdaşları olarak Anıl ve Şilan'ı almaya geldiğimizi haykırıyoruz.

'BİZLER ASLA YALNIZ DEĞİLİZ'

Şilan ve Anıl ne tutuklandıkları gün ne de bugün hiç yalnız değillerdi. Bugün burada üniversitelerine atanan kayyumlara karşı Özerk-demokratik üniversite mücadelesinden vazgeçmeyen üniversiteliler, İstanbul Sözleşmesine sahip çıkan ve kadın üniversiteleri açtırmayacağız diyen kadınlar, her türlü nefrete ve saldırıya karşı yaşasın hayat diyen LGBTİQ+’lar, hak gaspına karşı direnen Bimeks işçileri, Migros işçileri, PTT işçileri,  Ermenekli Madenciler ve direnen bütün emekçiler, belediyesine kayyum atanan, dilleri yasaklanan kürtler ve daha nice ezilenler bugün buradalar. Bizler asla yalnız değiliz ama atanan kayyumlar ve onları atayanlar yalnızlar."

Öğrencilerin adliye önünde bekleyişi devam ediyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar