Cumartesi Anneleri, Bedirhan Tüysüz içişin adalet istedi
Cumartesi Anneleri/İnsanları, 1036’ncı hafta açıklamalarında, 46 yıl önce Hilvan’da kaybedilen Bedirhan Tüysüz’ün akıbetini sorarak, etkin soruşturma talep etti...
Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin açığa çıkarılıp yargılanması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerinin 1036’ıncısını gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde 46 yıl önce Hilvan’da kaybedilen Bedirhan Tüysüz’ün akıbeti soruldu.
‘1979 YILINDA KÖYE BASKIN YAPARAK KAÇIRDILAR’
Polis bariyerleri ile kapatılan Galatasaray Meydanı’nda Ümit Efe tarafından yapılan açıklamada, Bedirhan Tüysüz’ün hikayesi ve adalet mücadeleleriyle ilgili şunlar paylaşıldı:
“6 Mayıs 1979’da yenilenen Hilvan seçiminde bağımsız belediye başkan adayı olarak giren Nadir Temel seçimi kazandı. Böylece Hilvan, Kürt siyasetinin kazandığı ilk belediye oldu. Seçimler sonrasında Hilvan’daki şiddet ortamı daha da ağırlaştı. Dönemin Adalet Partisi milletvekili Mehmet Celal Bucak, aynı zamanda yüzlerce silahlı adamı olan Bucak Aşireti’nin devlet ile işbirliği yapan kanadının ağasıydı. Kontrgerilla ve özel harekat ile yakın ilişki içinde olduğuna dair ciddi iddalar bulunmaktaydı.Kendisi ile işbirliği yapmayan Urfa’daki aşiretler, Bucak’ın hedefindeydi. Siverek ve Hilvan’da yerleşmiş bulunan Tüysüzler de bu aşiretlerden biriydi. 10 çocuk babası Bedirhan Tüysüz, Urfa Hilvan Kılıcın Köyü’ünde yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. 1979 yılının Kasım ayında, Bucak Aşiretine mensup Hakkı Bucak’ın yüzlerce silahlı adamı köye baskın yaptı. Bedirhan Tüysüz’ün 13 yaşındaki oğlu ve eşini rehin aldılar. Bedirhan Tüysüz’e, “ailen elimizde, gel konuşalım” diye haber gönderdiler. Bunun üzerine Bedirhan Tüysüz olay yerine geldi, ancak onu zorla araca bindirip kaçırdılar.
‘ETKİN SORUŞTURMA BAŞLATIN’
“Hemen Jandarma ve Kaymakamlığa başvuran aile, kaçırılan oğullarının bulunmasını talep etti. Bedirhan Tüysüz’ün Bucaklara ait Söyütlü Köyünde zorla alıkonulduğu başta olmak üzere, ailenin hiç bir iddiası araştırılmadı; savcılıklara yaptıkları suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı. Soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcılarına sesleniyoruz: Bedirhan Tüysüz’ün akıbetini açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma başlatın. Tüysüz Ailesi’nin “en azından bir mezarımız olsun” talebini karşılamak için harekete geçin. Kaç yıl geçerse geçsin Bedirhan Tüysüz için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten; devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
‘İHANETİ KABULLENİP BOYUN EĞMEDİ’
Basın açıklamasının ardından Bedirhan Tüysüz’ün oğlu Mehmet Emin Tüysüz’ün mektubu da meydan da okundu. Türker Demirci tarafından okunan mektupta şu ifadelere yer verildi:
“ 1979 yılında Hilvan - Siverek çatışmalı döneminde kaybettik. Suçu neydi diye sorulursa halkına, insanına karşı ihaneti kabullenmeyip boyun eğmeyişiydi. Bu yüzden devlet yanlısı çetelerin hedefinde idi... Bir gün büyük bir çete grubunun baskınıyla evinden alınarak götürüp kayıplara eklendi.
O günden bu güne hak, hukuk, adalet arayışımız bir sonuç vermedi ama yılmadık umudumuzu koruduk. Kayıplarımıza, halkımıza sözümüzdür; bu ülkeye, bu topraklara hak, hukuk ve adalet sağlanıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir.”