DEM Parti Sözcüsü Doğan: Hıza ihtiyacımız var, süreç hukukla güçlendirilmeli
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK'nin kongresine dair 'Bir dönem kapanıyor, yeni ve umut dolu bir dönemin kapısı hepimiz için aralanıyor' dedi. Doğan 'hıza ihtiyacımız var' diyerek de sürecin hukukla güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla PKK'nin 12. Kongresi'nde aldığı kararları değerlendirdi.
Parti olarak siyasi hayatlarının en önemli MYK toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Ayşegül Doğan, gündemlerinde Kürt sorunu bağlamında süren sürecin ve PKK’nin aldığı kararlar olduğunu kaydetti.
Ayşegül Doğan, "MYK toplantımız rutin bir toplantının ötesinde büyük bir anlam ve önem taşıyor. Uzun süreli çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anarak başladık" dedi.
'YENİ BİR SAYFA AÇILDI'
Kürt sorununun çözümsüzlüğünün 50 yılda derin toplumsal yaralar açtığının ve bu sorunun çözümünde yeni bir sayfanın açıldığını kaydeden Ayşegül Doğan, şunları söyledi:
"PKK kongre kararlarını açıkladı ve fesih kararını duyurdu. Aslında beklenen oldu. Çünkü ilk gün, yani 27 Şubat çağrısından hemen sonra PKK’li yöneticiler yaptıkları açıklamada bu çağrının gereklerini koşullar sağlandığı takdirde yerine getireceklerini duyurmuşlardı. Bu kararın tarihsel öneminin altını çiziyoruz. Bu sadece bir fesih kararı değil. Herkesi demokratik değişim ve dönüşüme davet eden yeni bir inşa süreci. Biz DEM Parti olarak; bu kararın bu yüzden de çok önemli bir karar olduğunun altını çiziyoruz. Bir dönem kapanıyor. Evet, yeni ve umut dolu bir dönemin kapıları aralanıyor. Yalnızca yeni bir tarihe tanıklık etmiyoruz, aynı zamanda yeni bir tarih yazımına da talibiz. Dolayısıyla bugün MYK’de alacağımız kararlar, çizeceğimiz yol haritası yalnızca bu anı değil, ülkenin geleceğini şekillendirecek bir ciddiyetle tartışılıyor. Bu değişim ve dönüşüm sürecindeki sorumluluğumuz farkındayız.
SORUMLULUĞUMUZUN FARKINDAYIZ
Bu sorumluluğun farkındayız. Hem buna hazırız hem de bunu pamuklara sarıp sarmalamamız gerektiğini defaatle buradan ifade ettik. Önümüzdeki dönemlerde yapacağımız tüm çalışmaların bir arada barışçı bir yaşam zeminini güçlendireceğine inanıyoruz. Bugün açıklanan kararların hepimize, özellikle de annelere, çocuklara, gençlere ve gelecek nesillere hayırlar getirmesini yürekten diliyoruz. Hayırlar getireceğine de uğur getireceğine de inanıyoruz. Düşünün bu gelişme yıllardır içimizi kanatan, her gün yüreğimizi burkan Kürt sorununa siyasetle çözüm kapısını ardına kadar açmış bulunuyor.
BU BÜYÜK FIRSATI HEBA EDEMEYİZ
Artık Kürt sorununun demokratik çözümünün önünde engel gibi gösterilen, her defasında bir gerekçe olarak masaya konulan her şey ortadan kalkmış görünüyor. Çünkü PKK bugün silahlara veda ettiğini duyurdu. Bu büyük fırsatı heba etmemeliyiz. Keşke dememeliyiz. İyi ki yaptık diyebilmeliyiz. İyi ki halkların yüzyılını birlikte inşa ettik diyebilmeliyiz. Bu, omuzlarımızdaki ağır ve çok kutsal bir sorumluluktur. O nedenle hepimiz buna itina ile yaklaşmalıyız.
ÖCALAN'IN ÇABALARI MEYVESİNİ VERDİ
Burada altını çizmek istediğimiz bir başka önemli konu; bıkmadan ve usanmadan, komplolara, suikast girişimlerine, sabotajlara, provokasyonlara ve yıllardır tutulduğu tecride rağmen Sayın Öcalan’ın onlarca yıldır yürüttüğü demokratik çözüm çabalarının bugün meyvesini verdiğini görüyoruz. Bu nedenle bunun öneminin ısrarla altını çiziyoruz. Koşulları, geçen dönemleri, akamete uğramış süreçleri, provokasyonları ve ardındaki tarihsel arka planı hatırladığımızda, tüm bu arka planla birlikte bunun başarılabilmiş olması ve bugün ortaya çıkmış olması herhangi bir karar olarak değerlendirilmemeli, bu şekilde yaklaşılmalıdır. Şu saatlere kadar iktidar kanadından bu konuya dair gelen açıklamaları memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek isteriz. Bu dakikalara kadar takip edebildiğimiz kadarıyla yapılan ilk açıklamalar olumlu açıklamalardır. Ancak tabii önümüzdeki günleri ve bundan sonrasını da birlikte izleyecek, göreceğiz.
BULUŞMAYA DAVET EDİYORUZ
Artık demokratik siyaset zemininde eşit yurttaşlığı, eşitlikçi bir kardeşlik hukukunu tesis etme sorumluluğuyla karşı karşıyayız. İşte o yüzden bundan sonrası iktidarından muhalefetine herkesi, hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü bu büyük bir sorumluluk. Tam 53 yıllık acı dolu bir tarihin ardından atılan bu adım, halkların birlikte yaşam isteğinin, Kürt halkının barışçıl çözüm özleminin ve eşit yurttaşlık talebinin çığlığıdır. Böyle değerlendirilmeli. Biz DEM Parti olarak bugünkü kararı barış, demokrasi ve özgürlük temelinde yepyeni bir olanak olarak görüyoruz. Bu olanakda buluşmaya davet ediyoruz herkesi. Bu çok tarihsel imkanı kalıcı hale getirmek için buluşmaya, güçlerimizi birleştirmeye ihtiyacımız var. Artık görevlerimiz de belli. Silahların değil, sözlerin konuştuğu bir dönemden bahsediyoruz.
MECLİS SORUMLULUK İLE KARŞI KARŞIYA
Hukukun ve siyasetin işlediği bir demokratik cumhuriyeti hep birlikte inşa edebilme göreviyle ve tarihsel sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bunun elbette en önemli adreslerinden biri Meclis. Bunu epey zamandır söylüyoruz. Çünkü TBMM yüzyılın en hayırlı çalışmasını yapma sorumluluğu ile karşı karşıya. Temennimiz Meclis'in bu sorumluluğu layıkıyla üstlenmesi ve bu şekilde yaklaşmasıdır. Başta siyaset kurumu olmak üzere toplumsal dinamikler için tarihsel bir vicdan borcuyla karşı karşıyayız. O yüzden yalnızca siyaset kurumu değil, toplumun tamamına çağrı yapıyoruz; hepimiz bu sürece katabilecekleri var. Eleştirimizle, önerilerimizle, yapıcı katkılarımızla bu süreçte hepimiz rol alabiliriz. Çünkü hep birlikte Demokratik Cumhuriyet inşa etmek istiyoruz.
BARIŞ ARTIK BİR DÜŞ DEĞİL
Barış artık bir düş değil. Barış artık yalnızca bir ihtimal değil. Barış artık yalnızca üzerine konuşabileceğimiz bir konu değil. Çok daha ötesine geçti. İstersek, yapabilirsek, güçlerimizi birleştirirsek büyük toplumsal barışı gerçekleştirebiliriz.
NE TAVİZ NE TESLİMİYET
Biz DEM Parti olarak herkesi ama herkesi aynı zamanda ezberlerini bozmaya davet ediyoruz. Bu fırsatın ciddiyetine uygun bir şekilde pozisyon almaya davet ediyoruz. Bu süreç ne taviz ne teslimiyet, ne yenme ne yenilme sürecidir. Bu süreç barış ve demokratik toplumu inşa etme sürecidir.
HIZA İHTİYACIMIZ VAR
Telaşa mahal yok ama hıza ihtiyacımız var. Niye hıza ihtiyacımız var, çünkü böylesi süreçler aynı zamanda kırılganlıkları bağrında taşır. Kırılgan olmaması için telaş yapmadan hızlı bir biçimde bunu hukukla güçlendirmemiz gerekiyor. Hukukla güçlendirebilmek için de çok çeşitli yerlerin ve toplumun görevlerini az önce hatırlattık. O yüzden bu süreci korumak zorundayız.
ÖCALAN AKTİF BİR ŞEKİLDE KATILMALI
Sayın Öcalan tecrit koşullarında. Sizler şu anda kendisine sorularınızı yöneltemiyorsunuz. Doğrudan bir irtibat ve temas kurulamıyor. Bu koşulların değişmesi gerektiğini biz buradan çok sık ifade ettik. Özgür çalışma koşullarının oluşması gerektiğini, bu sürece aktif bir biçimde katılması gerektiğini ifade etttik. Temennimiz önümüzdeki dönem bunun da gerçekleşmesi. Yine Kandil ile ilgili soracağınız soruların bizde yanıtları yok. Biz kamuoyuna açıklanan kararlar dışında herhangi bir detaya sahip değiliz. Bunun dışında da şu anda yol haritamıza ilişki şu ana kadar paylaştığımın dışında yeni bir şey yok." (MA)