Deprem tarımı da vurdu: İşgücü de ekipman da enkaz altında kaldı
Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR - Maraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan iki ayrı deprem 11 ili etkiledi. Resmi açıklamalara göre can kaybı 50 bine yaklaşırken, yıkımın ekonomik boyutu da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. 11 ayda ağır yıkıma neden olan deprem tarım ve hayvancılığı da vurdu.
HAYVANCILIK DURMA NOKTASINA GELDİ
Depremlerin meydana geldiği alan tarım ve hayvancılık açısından oldukça geniş bir coğrafyayı etkiledi. Kırsal kesimde bulunan köylerde hayvan barınakları yıkıldı, on binlerce hayvan enkaz altında can verdi. Kış için depolanan hayvan yemleri de enkaz altında kaldığı için binlerce çiftçi büyük ve küçükbaş hayvanlarını çok ucuz fiyatlarla elden çıkarmak zorunda kaldı. Deprem bölgesinde hayvancılık neredeyse durma noktasına geldi.
TRAKTÖRLER ENKAZ ALTINDA
Deprem sadece hayvancılığı değil, tarım alanını da vurdu. Depremin en yıkıcı olduğu iller Maraş, Adıyaman, Malatya ve Hatay oldu. Bu iller tarım açısından oldukça önemli bölgeler. Pamuk, hububat bitkileri ve meyvecilik açısından oldukça önemli olan bu bölgelerde çiftçiler gübre, ilaç yanı sıra tarımsal faaliyet için kullandıkları traktörler ile birlikte neredeyse tüm tarım ekipmanlarını kaybetti.
BÖLGENİN İŞ GÜCÜ YOK OLDU
İşgücü kaybı da depremin tarım ve hayvancılığa olumsuz etkilerinden. Maraş’tan Adıyaman’a, Osmaniye’den Malatya’ya kadar deprem tüm ovayı, geçimi tarıma dayalı olan köyleri yerle bir etti. Bu yerlerde yaşayan çiftçiler ailelerini, yakınlarını ve evlerini kaybetti. Yerle bir olan köylerde sadece arazi sahipleri kalırken, geçimini işçilik yaparak sağlayan yurttaşlar da ailelileri ile birlikte göç etmek zorunda kaldı. Bölgede ne ekim yapabilecek ekipman ne de tarlada çalışabilecek iş gücü kaldı.
KÖYLER YERLE BİR OLDU
Depremin vurduğu illerden olan Maraş’ın ova kesimlerinde bulunan tüm köyler yerle bir olmuş durumda. Maraş merkez ve ilçelerine bağlı olan Çiğli, Ördekbaba, Hanobası, Eğlen, Oruçlar, Yeniova, Karahasanlar, Demrici, Söğütlü, Tenekeli, Kocalar ve Zeynepışağı köyleri sadece bu köylerden bir kaçı. Bu köylerin temel geçim kaynağı tarım. 300’ü aşkın hanenin bulunduğu Ördekbaba köyü oldukça geniş sulak arazilere sahip ancak deprem sonrasında tarım durma noktasında geldi.
ÇİFTÇİ EKİM YAPAMIYOR
Sadece Ördekbaba köyünün 35 bin dönüm tapulu arazisi olduğunu hatırlatan Bektaş Ayık, bu arazinin yarısından fazlasında sulu ziraat yapıldığını söyledi. Sulu ziraatin yanı sıra buğday, arpa, yulaf ve mısır gibi hububat ekimi yaptıklarını anlatan Ayık depremin neden olduğu yıkımı şöyle anlattı:
“Buğday ekildi. Pamuk, pancar (şeker pancarı), mısır ekilecek. Tarlayı ekmek için traktör olması gerekiyor ancak traktörlerin hepsi enkaz altında. Sadece garajı olmayıp dışarıda olan birkaç traktör sağlam kaldı. Traktörler yanı sıra tarım ekipmanları da enkaz altında kaldı. Bunlar garajlarda, depolardaydı. Şimdi tarım zamanı geldi ve herhangi bir ekipman yok. Bu sezon kimse tarlasını ekemeyecek. Deprem şu anda bu bölgede tarımı da vurdu”
SULAMA KANALLARI DA DEPREMDEN ZARAR GÖRDÜ
Depremden sonra bölgenin göç vermesi ile birlikte çiftçinin iş gücünü de kaybettiği ifadelerini kullanan Ayıkşunları söyledi:
“Hem ekipmanlar gitti, hem de iş gücü yok oldu. Depremde gidenlerin sayısı daha net değil. Depremden kurtulanlarda ya göç etti, yada güvenli bölgelere gittiler. Deprem bölgesinde çiftçiye ekim aletleri yardımı da yapılmalı. Köylüler en azından kendi aralarında nöbetleşerek ekim işini yapabilirler. Bu şekilde ekim yapılamazsa hem topluma hem de devlete ekonomik zararı olacak. Fay hattı sulama kanallarında da tahribat yarattı. Su kanallarının çoğu çatlamış durumda. Tarım yapılması için o kanallarında tamir edilmesi gerekiyor. Tarım araçları gibi kanallarda onarılmalı”
ÜRETİCİLER HEM EVLERİNİ HEM HAYVANLARINI KAYBETTİ
Deprem bölgesine giden gönüllülerden olan KESK’e bağlı Tarım Orkam-Sen Denetleme Kurul Başkanı Hamit Kurt da depremin tarım ve hayvancılığa etkisini şöyle anlattı:
"Özelllkle Antep, Adıyaman, Malatya ve Maraş Türkiye’nin en fazla tarım ve hayvancılığın yapıldığı iller arasında. Bu dört ilde tarım ve hayvancılıkta deprem çok büyük sıkıntılar yaşanmasına neden oldu. Hayvan ahırları, barınaklar yerle bir oldu. Üreticiler hem evlerini hem de hayvanlarını kaybetti”
'EN AZ 60 BİN HAYVAN TELEF OLDU'
Tarım Bakanlığı’nın depremin ardından hayvan ölümleri ile ilgili bir rapor yayınladığını hatırlatan Kurt, raporun detayları hakkında şunları söyledi:
“Bu rapora göre 30 bin büyük ve küçükbaş hayvan depremde telef oldu. Oysa bizde küçük bir bölgede araştırma yaptık. En az ve az zararın olduğu iki bölgede bir örnekleme yaptık. Yaptığımız araştırmaya göre bu sayının 60 bin civarında olduğu ortaya çıkıyor. En az 60 bin hayvan telef oldu. Tabi telef olanların dışında olan, sağ olanlar yem bulamadılar, barınak bulamadılar. Çiftçi zaten can derdindeydi, elindeki hayvanları çok ucuz bir şekilde elden çıkardı. Hayvancılık boyutuyla durum böyleydi”
'DAHA AĞIR BİR FATURA TOPLUMUN ÖNÜNE ÇIKABİLİR'
Malatya kayısısından antep fıstığına kadar pek çok tarımsal üründe, deprem bölgesindeki illerin ülke ekonomisinde önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Kurt, ilerleyen dönemde tüm toplum için ekonomik faturanın ağır olabileceğine dikkat çekti.
“Bu dönemde deprem yaşandı. İnsanlar mazot, gübre ve tarımsal ekipman sıkıntısı yaşıyor. Tarımsal makineleri enkaz altında kaldı. Başka makine ve ekipman da bulamadılar. Bunun faturası ağır olacak. Zaten bir ekonomik kriz var. Önümüzdeki süreçte de tarımsal boyutuyla da daha ağır bir fatura toplumun önüne çıkabilir”
'ÇİFTÇİLERE KARŞILIKSIZ DESTEK VERİLMELİ'
Tüm bu olumsuzluklara rağmen hala geç olmadığını söyleyen Kurt, atılması gereken adımları da şöyle sıraladı:
“Tarımsal olarak Mart ayı sonuna kadar bu telafi edilebilir. Tarım Bakanlığı, hem tarım girdilerini, hem de hayvancılıktaki yem girdilerini hiçbir karşılık almaksızın bölgedeki çiftçilerimize, özellikle aile çiftçilerine, küçük işletmelere dağıtmalı. Dönem dönem basına biz yardım ediyoruz diyorlar ama sahada bunu görmüyoruz. Sadece bir köyde bir üretici bir gecede 100 koyun yavrusu, kuzuları soğuktan kaybetti. Şu anda tüm köylerde durum budur. Bu çok incitici bir durum. Bir an önce bu sorunların önüne geçilmesi ve adım atılması gerekiyor.”
Depremzede çiftçinin tarımsal kredi borçları bir yıl ertelendi
Hem kendini hem de hayvanlarını enkazdan çıkardı: 'İki haftadır hiçbir devlet yetkilisi uğramadı'