Devletin 'tutuklandı' açıklaması doğru çıkmadı: O IŞİD'li adliyeye evinden ailesiyle geldi

Hale GÖNÜLTAŞ

ANKARA - IŞİD tarafından kaçırılarak Türkiye’ye getirilen ve derin internette satışa çıkarıldıktan sonra polis operasyonuyla kurtarılan Kürt Ezidi kız çocuğa yaşatılanlar ve hukuki durumu son iki gündür Türkiye’nin gündeminde.

Kendisini kaçıran IŞİD'li aileye verildiği ortaya çıkan çocukla ilgili sürece dair Artı Gerçek'te yayınlanan haberlerin ardından şaşkınlık verici bir gelişme yaşandı.

Ezidi çocuk, 2021 yılında polis operasyonu ile IŞİD’lilerin evinden kurtarılmış ve devlet korumasına verilmişti. Fakat, iki gün önce yayınlanan haberimizle, çocuğun sessizce koruma kararının kaldırılarak, kendisini Türkiye’ye getiren IŞİD’li aileye geri verildiği ortaya çıkmıştı.

Kamuoyundan yükselen tepkiler üzerine de dün gece Ankara Valiliği, IŞİD’li Sabbah Ali Oruç'un tutuklandığını, Ezidi çocuğun da yeniden koruma altına alındığını kamuoyuna duyurdu.

Basın Açıklaması…
⤵️ pic.twitter.com/PZcGD1zPra
— T.C. Ankara Valiliği (@AnkaraValiligi) October 26, 2023

GÖZALTI DA TUTUKLAMA DA YOK

Fakat Ankara Valiliği’nin “IŞİD’linin tutuklandığına” dair kamuoyuna duyurduğu bilginin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı.

Ezidi çocuğu Türkiye’ye kaçak yollarla getiren ve hakkında 8 Mart 2021’de kabul edilen iddianamede “IŞİD’in üst düzey yöneticisi” olduğu belirtilen Sabbah Ali Oruç bugün Ankara’da ikamet ettiği evinden çıkarak, karısı ve yakınları ile birlikte Ankara Adliyesi’ne geldi.

İLK DURUŞMADA YAKALAMA KARARI ÇIKMIŞTI

Sabbah Ali Oruç’un Ankara Adliyesi’ne gelmesinin nedeni şuydu: Ankaralı bir grup kadın avukat Oruç’un Ezidi kız çocuğunu kaçak yollarla Türkiye’ye getirmesi nedeniyle “uluslararası insan ticaretinden” yargılanması için suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık da hazırladığı iddianamede çocuğun hürriyetinden yoksun bırakılması, çocuğun Irak yetkililerine teslim edilmeden Türkiye’ye kaçırılması gibi gerekçelerle Sabbah Ali Oruç’un “uluslararası insan ticaretinden” yargılanmasına hükmetmişti.

Ankara 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün davanın ilk duruşması vardı. Fakat Oruç duruşmaya katılmadı. Duruşma sonunda da mahkeme heyeti Oruç hakkında “yakalama kararı” çıkarılmasına hükmetti.

EŞİ VE AİLESİ İLE ANKARA ADLİYESİ’NE GELDİ

Bugün saat 14.15 sıralarında Sabbah Ali Oruç beraberinde avukatı, eşi ve diğer akrabaları ile “uluslararası insan ticareti” suçlamasına ilişkin ifade vermek üzere Ankara Adliyesi’ne geldi. Mahkeme heyetince duruşmanın “kapalı görülmesi” kararı alındı. Bu karardan dolayı Oruç’un duruşmadaki ifadelerine yer veremiyoruz. Duruşma 8 Ocak 2024 tarihine ertelendi.

SABBAH ALİ ORUÇ’UN EŞİ: EVE POLİS GELMEDİ

Duruşma iki saate yakın sürdü. Duruşma salonunun önünde beklerken; Artı Gerçek, Sabbah Ali Oruç’un eşine “Eşiniz dün gece göz altına alındı ve ardından da tutuklandı mı? Adliye’ye cezaevinden mi getirildi? Yoksa evden mi geldiniz?” sorusunu yöneltti. Eşi de “Yok. Hayır tutuklanmadı. Evimize dün akşam polis gelmedi” yanıtını verdi.

ÇOCUK ÖLEN IŞİD'LİNİN EVİNDEYDİ, POLİSLER ORADAN ALDI

Valilik açıklamasına dayanarak Sabbah Ali Oruç’un eşine “Kız çocuğu görevliler tarafından sizin evinizden mi alındı?” diye sorduğumuzda kadın şu cümlelerle yanıt verdi:

“Çocuk, eşimin ölen abisi Sabbar’ın karısının evindeydi. Polisler çocuğu oradan almışlar. Polisler geldiğinde yengem Saibe (Sabbar’ın eşi) eşimi cep telefonundan aradı. Çocuğun götürüldüğünden öyle haberimiz oldu. Biz de eşim ile karakola gittik.”

YAKALAMA KARARI VARKEN KARAKOL POLİSİ NEDEN BIRAKTI?

“Neden karakola gittiniz?” sorusunu yönelttiğimizde “Avukatla konuştuk ‘o da en yakın karakola gidin’, ifade vermeniz gerekiyor deyince karakola gittik" dedi.

Edindiğimiz bilgiye göre Sabbah Ali Oruç karakolda “uluslararası insan ticareti” suçlamasından dolayı ifade verdi. Fakat ortada hukuki bir sorun var ki, o da şu: Savcılık dün görülen duruşmada Sabbah Ali Oruç hakkında “yakalama kararı” çıkartmıştı. Bu karar gereği de söz konusu şahsın sabaha kadar nezarette tutulması yasal bir zorunluluktu.

AİLESİYLE BİRLİKTE ADLİYEDEN AYRILDI

Sabbah Ali Oruç’un eşine, “Eşinizi karakolda tuttular mı? Yoksa bıraktılar mı?”” sorusunu yönelttiğimde “Bize ‘yarın adliyeye gidin ağır ceza reisine ifadenizi verin’ dediler, Biz de eve geldik” bilgisini verdi.

Duruşma bitip kapılar açıldığında Sabbah Ali Oruç avukatı ile salona çıktı. Ailesi ve avukatı ile Adliye’den ayrıldı.

AİLE BAKANLIĞI DA “GÖZ ALTINA ALINDI” AÇIKLAMASI YAPMIŞTI

Dün gece Ankara Valiliği’nin açıklamasının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da yazılı bir açıklama yapmıştı. Bakanlık açıklamasında, Sabbah Ali Oruç’un göz altına alındığı bilgisi vardı. Bakanlık açıklamasında Ezidi kız çocuğu Türkiye’ye kaçak yollarla getirildiği ve getirenler onu satın alan şahıslar olduğu halde “çocuğun annesi” ifadesi kullanılması dikkat çekti.

BAKANLIĞIN “EZİDİ ÇOCUĞUN ANNESİ” İFADESİNİ KULLANMAKTAKİ ISRARI

HEDEP milletvekili Meral Danış Beştaş da akşam saatlerinde X hesabından bir açıklamayla, yaşanan skandallara dikkat çekti.

Beştaş, “Ezidî bir kız çocuğu IŞİD tarafından kaçırıldı, yıllarca Ankara’nın göbeğinde alıkonuldu, kimliğinden, köklerinden koparılıp yıllarca istismar edildi, satılığa çıkarılıp insanlık suçu işlendi” değerlendirmesinde bulundu.

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çocuğu kendi elleriyle IŞİD’e teslim etti. Bu skandal ortaya çıkınca da baştan sona yalan bir açıklama yaptı” İfadelerini kullanan Beştaş, Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’a şu soruları yöneltti:

“Bakanlık, Ezidi kız çocuğunu satılığa çıkaran S.O.’nun gözaltına alındığını, çocuğun ise ‘çocuğun üstün yararı düşünülerek’ örselenmemesi adına tedbir amaçlı korumaya alındığını söyledi. Ankara Valiliği ise zanlının tutuklandığını açıkladı. Açıklamaların sadece çelişkili olduğu değil gerçek dışı olduğu ortaya çıktı.

Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’a soruyorum, Çocuğu kendi elinizle teslim etmemiş gibi neden böyle bir açıklama yaptınız?
İki yıldır gözetmediğiniz çocuğun üstün yararı birden bire mi aklınıza geldi? Dün gece açıkladığınız gibi, zanlı S.O gözaltına alındı ise bugün ifade vermek için adliyeye kendi giden şahıs kimdir?
Dün gece zanlı gözaltına alınmadı ise neden alındığını söylediniz?
Çocuğu yıllardır alıkoyan kişiden bahsederken neden ‘annesi ’demeyi tercih ediyorsunuz?
Çocuğu kendi ellerinizle teslim etmemiş gibi hangi yüzle davaya katılım talebinde bulundunuz? İstifa edecek misiniz?”

Türkiye'de bir ilk: Ezidi çocuğu kaçıran IŞİD'li insan ticaretinden yargılanacak