Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Özdemir: Savcı açıkça suç işliyor

Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Özdemir: Savcı açıkça suç işliyor
Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, “Savcının hazırladığı dosyaya el koyması, bizlere keyfiyeti göstermekte, savcı açıkça suç işlemektedir” dedi.

Artı Gerçek - Diyarbakır merkezli 21 ilde gazeteci, sanatçı, siyasetçi, hukukçu ve sivil toplum örgütü yöneticilerine yönelik dün yapılan ev ve işyeri baskınlarında gözaltına alınanların arasında bulunan tutuklu gazetecilerin avukatı Resul Temur’un odasındaki tüm materyallere ve savunma dosyalarına el konuldu. Temur’un bürosunda yapılan 5 saatlik arama sonrası savcı, tutuklu gazeteciler aleyhine kendisinin hazırlamış olduğu iddianameyi de suç delili olarak el koyması dikkati çekti.

Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, bu durumun keyfi tutuma bir örnek olduğunu ifade etti.

'MESLEKİ FAALİYETLERİ ENGELLEME'

Avukatların dava dosyaları ve savunma notlarına el koyulmasının mesleki faaliyetleri engelleme olduğunu hatırlatan Özdemir, şu bilgileri verdi:

"Avukatlık 58. Maddesi ve Ceza muhakemesi kanunun 130. Maddesi kapsamında, suç nitelendirmesine bağlı olarak, arama işleminin yapılabileceği, savcı ve baro temsilcisinin hazır olması gerekliliği belirtilmiştir. Meslektaşlarımıza ilişkin soruşturma kapsamında, takip ettikleri dava dosyasının suçlama konusu yapılarak, delil mahiyetinde el konulması, avukatlık mesleki faaliyetinin açıkça engellenmesidir. Kaldı ki el konulan dava dosyalarından birisinin iddianamesinin aramayı gerçekleştiren savcı tarafından hazırlanması ve el konulması, keyfiyeti bizlere göstermekte, açıkça savcı suç işlemektedir."

‘HUKUK DIŞILIK OLAĞANLAŞTIRILIYOR'

Hukuk devleti ve yargıya duyulan güvenin her geçen gün zedelendiğini vurgulayan Özdemir, “Yargının bağımlı karakteri her gün yeni olaylarla karşımıza çıkıyor. Keyfiyet ve hukuk dışılık olağanlaştırılarak, temel haklar ihlal edilmektedir. Avukatlık kanunu ve ceza usul mevzuatı açık bir şekilde suç nitelendirmesine ve gerekçe oluşturacak delil kapsamında, yeterli şüphenin bulunması durumunda arama el koyma kararı verilebileceğini belirtmiş, üslü güvencelerle keyfi müdahalenin önüne geçme amaçlanmıştır. Ancak meslektaşlarımız açısından yargısal işlemlerin suç şüphesine dayanmadığı, keyfi arama işlemlerine maruz bırakılarak savunma dokümanlarına el konulduğu hukuksuz bir süreç yaşanmaktadır” diye belirtti.

‘YARGI TEHDİDİ İLE SİVİL ALANA BASKI'

Hak savunucularına yönelik baskıların ciddi bir şekilde arttığını belirten Özdemir, "Sivil alandaki hareketliliği kısıtlamak amacıyla, yargı tehdidi ile sivil alanın baskı altına alınmaya çalışıldığı, süreç yaşanmaktadır. Yargısal işlemlerin niteliği ve uygulanma şekli, keyfi tehdit unsurunu barındırdığı kadar, muhalif kesimleri sindirmeyi amaçladığı görülmektedir.” (MA)

Öne Çıkanlar