Eğitim İzleme Raporu: Salgın ve afet, eğitimi nasıl etkiledi?

Eğitim İzleme Raporu: Salgın ve afet, eğitimi nasıl etkiledi?
ERG, Eğitim İzleme Raporu’nu paylaştı. Araştırmacılar, bu yılki raporlarında Covid-19 salgının eğitime yansımalarını ve Maraş merkezli depremin öğretimi nasıl etkilediğine dair edindikleri verileri açıkladı.

Ezgi YILDIZ


İSTANBUL - Eğitim Reformu Girişimi, 2023 yılı Eğitim İzleme Raporu’nda öne çıkan bulgularını paylaştı.
Bu yıl 16’ncısı açıklanan raporu birçok sivil toplum örgütü ve eğitimci takip etti. Araştırmayı aktaran konuşmacılar arasında; Sinem Sefa Akay, Kayhan Nedim Kesbiç, Helin Su Kotan ve Özgenur Korlu yer aldı.

EĞİTİM DIŞINA ÇIKAN ÇOCUKLAR SORUNU: İSTİHDAM

Araştırmacılardan ilk olarak söz alan Özgenur Korlu, eğitimde yapılan yeni kanun düzenlemelerinin öğretmenlerde mesleği bırakmaya neden olduğunu belirtti. Korlu, söz konusu yasalarıyla birlikte sözleşmeli öğretmen sayısının azaldığı söyleyerek sunumuna devam etti.

Özgenur Korlu, 2023 yılında, 442 bin 643 çocuğun eğitimden ayrıldığını belirterek bu sayının yüzde 50,1’inin kız çocuğu, yüzde 49,9’u ise erkek çocuğu olduğunu söyledi. Bu çocuklardan erkek olanların istihdam için eğitim dışına çıkarıldığını ifade eden Özgenur Korlu, bu durumun 15 yaşından itibaren ‘zorunlu olarak’ açığa çıktığına dikkat çekti. Korlu, sunumunda elde ettikleri verileri şu şekilde paylaştı:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) politikaları birbirini desteklemiyor. Engelli çocukların eğitime erişimi kız çocuklarının daha düşük. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan kız çocukları bu hususta daha da dezavantajlı. 5-17 yaş grubunda yabancı uyruklu 1 milyon 448 bin 638 çocuk var. Bu çocukların da yüzde 31,4’ü okul dışında.”

UZAKTAN EĞİTİM ALMA DÖNEMİ: ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ BAŞ GÖSTERDİ

Özgenur Korlu’nun ardından Sinem Sefa Akay konuşmasına başladı. Akay ilk olarak, salgın dönemi ve sonrasındaki eğitimdeki değişikliklerden söz etti. Sinem Sefa Akay, “Ani ve zorunlu bir tedbir olarak uzaktan eğitim alma döneminden söz etmek istiyorum. Salgının kapsayıcılığı burada çok önemli. Bir grup çocuk bu hususta dezavantajlı konumdaydı. Salgında öğrenme kayıpları ve öğrenme yoksulluğu başladı. Basit bir metni dahi anlayamama sorunu baş gösterdi. Bu hususta devlet okulları ile özel okullar arasında bir eşitsizlik ortaya çıkmasını bekliyoruz. Fakat bu konudan dolayı en çok kırsaldaki ve ana dili Türkçe olmayan çocuklar zarar görecek” dedi.

Salgında derinleşen çocuk yoksulluğundan söz eden Sinem Sefa Akay, sosyoekonomik statünün velilerin eğitimdeki harcamalarına özellikle uzaktan eğitim döneminde teknolojik ürünlere ulaşmada eşitsizliği hissettirdiğine dikkat çekti. Akay, öğrencilerin beslenmelerindeki gıdaya yönelik erişiminin güçleştiğini söyleyerek ergenlik dönemindeki kız çocuklarında ise bir regl yoksulluğunun olduğunu söyledi. Akay, öğrencilerin ihtiyaç duydukları temel ürünlere ulaşamadığını ifade etti.

KESBİÇ: DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÖĞRETMENLERDEN BAZILARI OKULLARDA KONAKLIYOR

Sinem Sefa Akay’ın ardından Kayhan Nedim Kesbiç söz aldı. Kesbiç sunumunda depremin eğitime etkilerine dikkat çekti. Kesbiç’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde şöyle:

“Bu dönemde öğrencilere nakil hakkı tanındı, devam zorunluluğu ve sınıf tekrarları kaldırıldı. Burada altını çizmemiz gereken bir konu da bu haktan yabancı uyruklu öğrenciler faydalanmakta güçlük çektiğidir. Deprem bölgesi öğretmenler üçüncü hizmet bölgesi oldu. Bu bölgelerdeki öğretmenler buna göre hizmet puanları aldı. Öğretmenler de depremlerden zarar gördü. Onlar için barınma sorunu henüz çözülmüş değil. Okulun içinde konaklayan öğretmenler ve aile bütünlüğü bozulan birçok öğretmen gördük. Öğretmenlerin ulaşım sorunları da söz konusu. Birçoğu öğretmen ‘otostopla okula gittiğini’ söyledi. Deprem bölgesinde eğitime erişimdeki sorunları bölümünde ise kız çocukları, kırsalda eğitim ve mülteci çocuklar daha dezavantajlıydı.”

‘AFET RİSKLERİNİN AZALTILMAMASI İNSAN HAKLARI İHLALİDİR’

Raporun son kısmını anlatmak için Helin Su Kotan söz aldı. Kotan, küresel yüzey sıcaklığının aşırı artışına dikkat çekti. Kotan, “Afetlere karşı insan hakları temelli bir yaklaşım gösterilmeli. Afet risklerin azaltmaması bir insan hakları ihlalidir” dedi.

Öne Çıkanlar