Eğitim Sen'den Barış Akademisyenleri için çağrı: Hukuk garabeti artık son bulmalı

Eğitim Sen, Barış Akademisyenleri için bir video hazırladı. Yapılan çağrıda "Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen barış akademisyenleri ve bu hukuksuzluğa maruz bırakılan herkes görevlerine iade edilmelidir" denildi.

Artı Gerçek - Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Barış Akademisyenleri'nin maruz kaldığı hukuksuz uygulamalara dikkat çekmek için bir video yayınladı. 'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisine imza attıkları için ihraç edilen akademisyenlerin görevlerine iade edilmesi çağrısı yapan Eğitim Sen, "Hukukun en temel ilkelerinin yok sayıldığı ve yıllara yayılan bu eziyete son verilmelidir. Zaman geriye alınamasa da artık bu hukuk garabeti son bulmalıdır" dedi.

Eğitim-Sen açıklamasında barış akademisyenlerinin yaşadıkları süreç aktarılarak şu ifadelere yer verildi:

"11 Ocak 2016 tarihinde ‘Bu suça ortak olmayacağız’ diyerek barışı savunan akademisyenlere yaşatılan eziyet 8 yıl içerisinde katlanarak arttı. Devlet üniversitelerinde görev yapan 908 imzacıdan 320'si sendikamız üyesi olan toplam 398 akademisyen, vakıf üniversitelerindense 8 akademisyen haksız ve hukuksuz biçimde kamu görevlerinden ihraç edildi. Çeşitli vakıf üniversitelerindeki 68 akademisyense sözleşmesi yenilenmeyerek, sözleşmesi feshedilerek ya da emekliliğe zorlanarak üniversitelerden uzaklaştırıldı.

'AYM KARARLARINA RAĞMEN GÖREVE İADE EDİLMEDİ'

Bu süre içerisinde Barış Bildirisi imzacıları hakkında ceza davaları açıldı. Prof. Dr. Füsun Üstel hakkındaki mahkumiyet kararı kesinleşti ve kendisi 8 Mayıs 2019'da cezaevine gönderildi.

26 Temmuz 2019'da ise Füsun Üstel'in yaptığı bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesi, Barış Bildirisine imza atan akademisyenlerin cezalandırılmaları, ifade özgürlüklerinin ihlalidir, dedi. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi'nin imzacı akademisyenlerin lehine kararına rağmen akademisyenler üniversitelerindeki görevlerine iade edilmedi.

5 yıllık bekleyişin ardından 2021 yılı Ekim ayında OHAL Komisyonu, barış için akademisyenler bildirisi nedeniyle ihraç edilenlerin dosyaları hakkında karar vermeye başladı. Birbirinin benzeri olan kararlarda Anayasa Mahkemesi'nin ifade özgürlüğü kararı dikkate alınmadığı gibi hukukun en temel ilkeleri yok sayıldı. OHAL Komisyonu kararlarının ardından nihayet 5 yıl sonra mahkemeye başvurma hakkı ortaya çıktı. İhraç davalarını görüşmek üzere Ankara'da özel olarak yetkilendirilmiş idare mahkemelerinde davalar açıldı.

Nisan 2024 itibariyle idare mahkemesine başvurarak görevlerine iade edilmek isteyen 389 akademisyenin, 167'sinin başvurusu hakkında ret, 168'inin başvurusu hakkında kabul kararı verilirken, 54 akademisyen hakkında ise henüz karar verilmedi.
Başvurusu kabul edilerek göreve iade olan akademisyenler hakkında, üniversitelerce yapılan istinaf başvurusu sonucunda 71 akademisyen hakkında yeniden ret kararı verildi ve akademisyenler yeniden ihraç edildi.

Şu ana kadar istinafta iadesi onanan akademisyen sayısı ise 40 oldu. İstinaf süreci tamamlanan 111 akademisyenin dosyaları Danıştay 5. Dairesi'ne gönderildi. Mahkeme tarafından göreve iade edildiği halde 6 akademisyen arşiv araştırması ya da öğrenciliği sona erdiği gibi gerekçelerle hukuksuzca göreve başlatılmadı.

'AYM KARARLARININ İÇİ BOŞALTILDI'

Sonuç olarak mahkeme kararıyla görevine iade edilmesine rağmen fiilen görevinin başında olan sadece 74 akademisyen kaldı. Bugüne gelindiğinde özellikle Ankara 13. Bölge İdare Mahkemesi'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararlarında kopyala yapıştır gerekçeler bir kez daha karşımıza çıktı.

Anayasa Mahkemesi'nin kararının içi boşaltıldı ve akademisyenlerin ikinci kez ihraç edilmelerine neden olundu.

Rakamların soğukluğu ve akıp giden zaman kimseyi yanıltmamalı. Bu süreçte her bir imzacı akademisyene ve ailelerine ayrı ayrı ve çeşitli düzeylerde insanlığın ortak değerleriyle asla bağdaşmayacak acılar yaşatıldı. Çalışmaları, yurt dışına çıkışları, akademik faaliyetleri, kısacası sağlık hakkı başta olmak üzere en temel hak ve özgürlükleri engellendi. Aramızdan koparılan ve yaşam hakkı çalınanlar ise en acısı oldu.

Artık yeter!

Hukukun en temel ilkelerinin yok sayıldığı ve yıllara yayılan bu eziyete son verilmelidir. Zaman geriye alınamasa da artık bu hukuk garabeti son bulmalıdır. Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen barış akademisyenleri ve bu hukuksuzluğa maruz bırakılan herkes görevlerine iade edilmelidir. Üstelik bunca eziyet kendilerine yaşatılmamış gibi değil. Telafi mekanizmaları oluşturularak, hak ettikleri akademik yükselme sağlanarak ve itibarları iade edilerek görevlerine başlatılmalıdır.

Biliyoruz, geç kalmış adalet, adalet değildir. Ama emeğimiz, haklarımız ve geleceğimiz için mücadelemizi ısrarla sürdürüyoruz." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar