Erdoğan: Bizim de kabiliyetimiz askerliktir, savaştır

Subay adaylarına seslenen Erdoğan, 'Nasıl her milletin kabiliyetli olduğu bir alan varsa bizim öne çıktığımız alan da savaştır' dedi.

Erdoğan: Bizim de kabiliyetimiz askerliktir, savaştır

HABER MERKEZİ - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Komutanlığı'nda düzenlenen 855 Muvazzaf Subay Adayının Mezuniyet Töreni'nde konuştu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, darbecilerin tamamen tasfiye edildiğini söyleyen Erdoğan, "Nasıl her milletin kabiliyetli olduğu bir alan varsa bizim öne çıktığımız alan da askerliktir, savaştır" dedi. Erdoğan TSK için de "Bu ordu sadece ve sadece Türk milletinin ordusudur" dedi.

Erdoğan konuşmasında şunları söyledi;

'ESKİ SİSTEME DÖNMEK KESİNLİKLE SÖZ KONUSU DEĞİL'

"Milletimizle birlikte darbe girişimini engelledikten sonra bu şerefli kurumu kirleten darbecilerin tamamı tasfiye edildi. Ülkemizi ele geçirmek isteyenlerin işe harp okullarından başladığını görüyoruz. Bu okullarda son 10 yılda görev yapmış, tabur komutanı düzeyindeki yöneticilerin neredeyse tamamının darbecilerle birlikte olduğunun ortaya çıkması çok önemlidir. Kara Harp Okulumuz yeniden yapılandırılarak süratle eğitim öğretim faaliyetlerine başladı. Hem eğitim kadrosu hem öğrencileri yenilenen okulumuzun tek bir gayesi vardır. TSK'ya en kabiliyetli subayları yetiştirmektir. Harp okullarımıza bunun dışında bir misyon biçmeye kalkanlara kesinlikle izin vermeyeceğiz. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Biz de aynı tecrübeleri tekrar tekrar yaşama yanlışına düşemeyiz. Diğer harp okulları gibi, kara harp okulumuz da milletimizin evlatlarının tamamına kapıları açık olacak şekilde öğrenci kabulü yapıyor. Hiçbir kesimin, marjinal zihniyetin okullarımızı ele geçirmesine imkan vermeyecek, tamamen yerli ve milli yapıyı buralara hakim kıldığımızı inanıyorum. Bu okullarımızın eski sisteme dönmesi kesinlikle söz konusu değildir.

'BU ORDU SADECE TÜRK MİLLETİNİN ORDUSUDUR'

Tarih kitaplarını incelediğimizde Türk milleti için 'asker millet' tanımı yapıldığını görürüz. Nasıl her milletin kabiliyetli olduğu bir alan varsa, bizim öne çıktığımız alan da askerliktir, savaştır, yürekle ve bilekle yapılan mücadeledir. Askerlikle ilgili mesleklerin milletimizin gönlünde ayrı bir yeri olmuştur. Çocukluğumdan hatırlıyorum, akranlarımızın çoğumuzun hayali subay olup, o üniformayı giymek, o kılıcı taşımaktı. 15 Temmuz’un tüm olumsuzluğa rağmen, bu yıl 250 bin gencimizin müracaat etmesinin gerisinde de işte bu duygu yatıyor. Bu ordu, darbecilerin, cuntacıların, vesayetçilerin ordusu değildir. Bu ordu FETO'cuların ordusu hiç değildir. Bu ordu şu veya bu yabancı kurumun ordusu hiç değildir. Bu ordu sadece ve sadece Türkiye'nin ordusudur, Türk milletinin ordusudur.

'TSK'YA YAPILMIŞ HER SALDIRI ŞAHSIMA YAPILMIŞ DEMEKTİR'

Vatanımızın korunmasını emanet ettiğimiz ordusuna kimsenin musallat olmasına, tacize varan sataşmalarda bulunmasına izin vermeyiz. Bu ordunun anayasada teyit edilmiş başkomutanı olarak her bir subayımızın, her bir askerimizin şerefini onurunu haysiyetini korumak şahsımın en başta gelen görevidir. Türk silahlı Kuvvetleri’ne yapılmış her saldırı şahsıma yapılmış demektir. Açık konuşmak gerekirse, bugün Türkiye operasyonel kabiliyet ve tecrübe bakımından herhalde dünyanın en güçlü birkaç ordusundan birine sahiptir. Günün 24 saati, yılın 365 günü kesintisiz operasyon yürütebilecek böyle güçlü ordumuz olmasaydı, bizi bu coğrafyada bir gün yaşatmazdı. DEAŞ'ı birkaç ay içinde çökerten de, çukur eylemlerinde masum ile haini ayırıp, bölücü terör örgütünü açtığı çukurlara gömen de bizim ordumuzdur.

'KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ'

Suriye krizi sırasında bir kez daha gördük ki, başımız gerçekten belaya girdiğinde ülkemize elini uzatacak kendi kardeşlerimiz dışında bir toplum yoktur. Dost ve kardeş toplumların maalesef askeri olarak bize katkı sağlayacak güçlü bir durumları olmadığını da gayet iyi biliyoruz. Hani iyi gün dostu derler ya, üyesi bulunduğumuz uluslararası kurumların böyle olduğunu gördük, yaşıyoruz. Onun için kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.

'DEDE KORKUT DURURKEN, TÜRKÇEMİZ DURURKEN...'

Önce kendimize güvenmemiz, tarihimize, değerlerimize vakıf olmamız gerekiyor. Ana sınıfımızdan başlayarak, tüm eğitim müfredatımızı, gazetesinden televizyona internete kadar tüm medyamızı seferber etmeliyiz. Bizim çocuklarımız Dede Korkut kahramanları dururken, niye başka ülkenin kahramanlarıyla yatıp kalksınlar? Kendi medeniyet tarihimizin masalları dururken, niye başka bir kültürün örnekleriyle çocuklarımızı büyütelim. Kendi Türkçemiz dururken, niye başka dillerin kalıplarıyla konuşalım? İnşallah önümüzdeki dönemde tüm bu hususlarda gayret gösterecek, eksiklerimizi tamamlayacak, hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyeceğiz.

TSK Recep Tayyip Erdoğan Kara Harp Okulu