Ertuğrul Kürkçü: Trump çatışmayı tırmandıracak seçeneğe yöneldi
'Olasılıklara bakıldığı zaman Irak, İran, Suriye ve İsrail zemini bir anda ateş topu halini alabilir.'
ABD’nin Kasım Süleymani suikastını 3 ana neden bağlayan HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Şii eksenin cezalandırıldığını belirterek, "Olasılıklara bakıldığı zaman Irak, İran, Suriye ve İsrail zemini bir anda ateş topu halini alabilir. İran’ın vereceği açık ve sert yanıt bir anda dünya savaşı iklimi ortaya çıkartabilir" dedi.
ABD’nin İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis’i öldürmesi sonrası bölgede sıcak gelişmeler yaşanıyor. Yaşananlar sonrası İran’ın ABD’ye nasıl bir karşılık vereceği konuşulurken İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in askeri danışmanı Hüseyin Deghan, "askeri bir karşılığın" verileceğini açıkladı. Gelişmeleri değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Kürtlerin izlediği üçüncü yol çizgisinden taviz vermemesi gerektiğini söyledi.
Kasım Süleymani’nin hedef seçilmesinin üç nedene bağlanabileceğini dile getiren Kürkçü, ilk nedenin İran’ı provoke etmek olduğunu söyledi. İkinci nedenin Irak’taki ABD karşıtı Şii güçlerin yanı sıra ABD çıkarlarını korumakta acizlik gösterdiğini düşündükleri Irak hükümetini cezalandırmak olduğunu dile getirdi. Kürkçü, "ABD Süleymani’yi Irak’ta öldürerek İran ile Şii ekseni oluşturma eğilimini cezalandırmak istedi. Üçüncüsü yurtdışı operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü’nü vurarak aynı zamanda İsrail’e de bir güvence vermiş oldu. Trump bu hamleyle karşısına aldığı güçleri şiddetle cezalandırırken yandaşlarını da cesaretlendirecek bir hamle yapmayı gözetti. Bu hamlesinin Suudi Arabistan tarafından da onaylanacağını bekliyor. Böylece İsrail ve S. Arabistan’ı safları sıklaştırmaya sevk ederken İran’ı provoke etmeyi, Irak’a da İran’la iş birliğinin devamı halinde daha büyük saldırılara uğrayacağına dair tehdit yöneltmeyi hedefliyor" dedi.
‘İRAN VEKİL GÜÇLERLE ZARAR VERECEKTİR’
Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin arka planında Trump'ın savaşı kışkırtma amacının yattığını ifade eden Kürkçü, "Trump'ın bu hamlesinin ABD’nin güvenlik ve savunma öncelikleri bakımından bir emrivaki teşkil ettiği anlaşılıyor" diye belirtti.
BAŞKANLIK HESABI
Kürkçü, ABD'li yorumcuların, "Pentagon'un Trump'a sunduğu seçenekler arasında Kasım Süleymani'nin vurulması en olmayacak ihtimal olarak görünüyordu ancak, Trump'ın çatışmayı tırmandıracak olan bu seçeneğe yönelerek askerlere emrivaki yaptığı" saptamasını anımsattı. ABD'li savunma yorumcularına göre İran yönetimi Süleymani'ye yeni operasyonlar için işaret vermemişti ve Kudüs Gücü komutanının vurulmasının "acil ve yakın tehlike" ile gerekçelendirilmesinin sahadaki gerçeklerle ilgisi olmadığını ifade eden Kürkçü, Trump’ın bu hamleyle Kongre’de süre giden azil sürecini gündemden düşürmeyi ve önümüzdeki başkanlık seçimlerine İran’ı cezalandırmış bir başkan olarak gitmeyi hesapladığı düşüncesinde.
İran’ın ABD saldırısına nasıl karşılık vereceğinin en önemli konu olduğunu vurgulayan Kürkçü, "İran’ın yaşananları Trump’tan daha iyi analiz edeceğini ve Trump’a saldırılarını tırmandırmak için beklediği fırsatları vermeyeceğini düşünüyorum. Fakat öte yandan İran'ın ABD çıkarlarına erişebildiği her yerde zarar verecek ve daha çok vekil güçler eliyle gerçekleştirilecek bir stratejiyi benimseyeceğini tahmin ediyorum" diye konuştu.
‘SERT AÇIKLAMA YAPMAYA MECBUR’
İran kamuoyunda yapılan sert açıklamalara da değinen Kürkçü, şöyle devam etti: "İran hem kendi kamuoyunu hem de Irak Şii kamuoyunu tatmin edecek sert açıklamalar yapmaya mecbur. Ama pratikte ne yapacak? Birincisi, elbette öncelikle ABD’nin askeri varlığına zarar vermeye çalışacaktır. Ama bunun için ABD askerlerini öldürmesi şart değil. Örneğin, Irak’ı ABD askerlerini çekilmeye zorlama konusunda baskı altına alabilir. İran ile savaşın eşiğindeyken Irak’tan çekilmeye zorlanması ABD’nin askeri çıkarlarına verilmiş en büyük zararlardan birisi olacaktır. Bu takdirde sorumluluk da Trump'ın sırtında kalacaktır. İkinci olarak ABD’ye en azından kağıt üzerinde askeri müdahale fırsatı sunmayan uluslararası kamuoyunu da tartışmaya dahil eden daha geniş hamlelere başvurabilir. Bunun başında da İsrail çıkarlarına dönük hamleler geliyor. Bu çerçevede İran, ABD kuvvetleriyle doğrudan değil, dolaylı olarak karşı karşıya gelecektir."
‘BİR SAVAŞ İKLİMİNİ ORTAYA ÇIKARTABİLİR’
"Eğer İran, doğrudan ABD askeri güçlerini, askeri ve sivil personeli hedef alarak can kayıplarının artmasına yol açarsa bu Trump’a daha büyük çaplı ve yıkıcı misilleme fırsatı sunacaktır" diyen Kürkçü, gidişin nerede duracağının kestirilmesinin güç olduğunu söyledi. Sürece Rusya’nın müdahil olma ihtimalinin de bulunduğunu dile getiren Kürkçü, "Bu olasılıktan bakıldığı zaman Irak, İran, Suriye ve İsrail zemini bir anda ateş topu halini alabilir. İran’ın vereceği açık ve sert yanıt bir anda bir dünya savaşı iklimi ortaya çıkartabilir" dedi.
Kürkçü ancak, İran’ın ABD’nin itibarını yıpratmakla birlikte savaşı genişletmeyecek bir yol izleyeceğini, tersine bir tutumun ise ayakları üzerinde duramayan İran ekonomisine de çok büyük zararlar verebileceğini hatırlattı.
TÜRKİYE’NİN TUTUMU
Türkiye’nin tırmanan gerilim karşısındaki tutumunu "Zoru görünce yelkenleri suya indirmek" olarak tanımlayan Kürkçü, şöyle dedi: "Aslında Türkiye’nin şimdiye kadar verdiği tepki Irak’ta KDP’nin verdiği tepkiden daha kapsamlı ve büyük değil. Türkiye sipere yattı. Sürece mülaki olmaktan kaçınmaya çalışıyor."
‘KÜRTLER TERCİH YAPMAK ZORUNDA DEĞİL'
Yaşananlardan dolayı Kürtlerin konumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kürkçü, şunları söyledi: "Kürtlerin, hegemonyacı ve istilacı bütün kuvvetlerin tahakkümüne karşı Ortadoğu halklarını birliğe davet eden bir tutum takınması daha yerinde olacaktır. İran'da hak ve hukukları inkâr edilen, özgürlük mücadeleleri zindanlarda boğulan Kürtlerin, İran rejiminin bölgesel egemenlik kavgasında saf tutması için akla ve ahlaka uygun bir neden yok. Kürtler, zaten İran halkıyla özgürlük mücadelesinde aynı saftalar. ABD'nin saldırganlığını da kınadılar ama bu Molla diktatörlüğünü, ABD emperyalizmine tercih etmelerini gerektirmiyor. Kürtlerin kendi yürüyüşlerini 'üçüncü yol' çizgisinden şaşmaksızın sürdürmeleri, uluslararası güç dengesini kendileri ve bölge halklarının yararına uygun olarak şekillendirecektir." (Mezopotamya Ajansı - Ferhat Çelik)