Fehim Taştekin: Taliban, Türkiye'yle uzlaşır mı?
'En iyimser senaryoda Taliban, uluslararası diplomatik tecridin önlenmesine yardımcı olacaksa Türkiye üzerinden havaalanın açık ve güvenli bir şekilde işleyeceği güvencesini verebilir.'
Gazeteci Fehim Taştekin, BBC Türkçe için kaleme aldığı yazısında "Taliban Türkiye'yle uzlaşır mı, Afganistan'da Pakistan kartı işe yarar mı?" sorularına yanıt aradı.
Taştekin, "Erdoğan'ın Taliban ile aralarında dini inanç bakımdan farklılık olmadığı açıklaması zemini yumuşatma hamlesiydi. Fakat Taliban'ın stratejisi açık ve olası bir Türk rolünü dışlıyor. Hedefleri Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin çekip gitmesini ve Taliban'ın Kabil'de iktidarı ele almasını içeriyor. Taliban'ın dinsel paydaşlık ya da kardeşliğinin bu hedefin önünde bir engele dönüşmesine izin vermeye niyeti yok" diyerek "Kuşkusuz Taliban'ın belli şeylere ikna edilmesinde en kestirme yol Pakistan. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da İslamabad'da Pakistan Başbakanı İmran Han ile bu konuyu konuştu. Tam bu sırada Erdoğan'ın 'Taliban'la bazı görüşmelere varıncaya kadar şu anda ilgili kurumlarımız çalışıyor. Hatta belki ben bile onların lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir' demesi yankı uyandırdı" ifadelerini kullandı.
"Pakistan sayesinde Taliban'la yüz yüze ve üst düzey temas kurulursa bunun belli sonuçları olabilir" diyen Taştekin, şöyle devam etti:
"Taliban lideri Hibetullah Ahundzade'nin Pakistan Başbakanı dışında yabancı bir liderle görüştüğüne dair bir bilgi yok. Aleni temasları siyasi heyet başkanı Molla Abdülgani Berader yürütüyor. 28 Temmuz'da Pekin'de Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile görüşen de Berader'di. Diğer ülkelerle Ahundzade arasındaki mesajlaşmanın Pakistan üzerinden yürüdüğü de biliniyor.
Han'ın 'Türkiye ve Taliban için en iyisi yüz yüze diyalog' sözleri de İslamabad'ın etki kapasitesinin garanti olmadığına işaret ediyor. Elbette Han'ın ağırlığı Türkiye'nin Taliban'la görüşmesi için yeterli olabilir. Han'ın Afganistan'da çatışmalara son verecek bir siyasi çözüm konusunda umutlu olmadığına dair sözleri de Taliban'ın kendi yolunda ilerlediğine dair durumu teyit ediyor. Han birkaç ay önce İslamabad'da görüştüğü Taliban liderlerinin sergilediği tutumu da şöyle aktarıyor: Eşref Gani görevde olduğu sürece bir siyasi çözüm olmayacak ve müzakere masasına oturulmayacak.
Üç ay içinde Taliban bu sözü daha kararlılıkla söyleyecek saha üstünlüğü elde etti. Bu ayrıca Türkiye'nin Taliban ile Afgan hükümeti arasındaki barış görüşmeleri için arabuluculuk arayışını da sakatlayan yeni saha gerçekliği."
Bu noktada, "Taliban pragmatik davranabilir mi?" diye soran Taştekin, şu görüşleri ileri sürdü:
Taliban, başta komşular olmak üzere uluslararası aktörlere güvenceler vererek 1996-2000 döneminde karşılaştıkları dışlanmışlık ve tecridin tekrarlanmasını önleme amacını da içeriyor. Bu çerçevede İran, Rusya, Çin ve Hindistan'a iyi komşuluk, 'terör örgütlerine himaye sunmama' ve sınırları koruma gibi güvenceler verdiler. Bu bakımdan eğer askerlerini çekmezse Türkiye'yi de işgalci güç olarak göreceklerini belirten Taliban yeni bir parantez açabilir mi? Sanırım Taliban'la pazarlık arayanlar meselenin bu boyutuna bakmasını istiyor."
Taliban sözcüsü Muhammed Naim'in, Erdoğan ile görüşme olasılığına dair "Herkes liderimizle görüşmek istiyor. Evet, biz de bunun isteriz, ama doğru koşullarda. Doha'daki Türk büyükelçiliği ile aramızda iletişim var. Ve tüm ülkelerle ilişki kurmayı seviyoruz." dediğini hatırlatan Taştekin, Naim'im "Türkiye'ye Kabil Havalimanı'nın güvenliği konusunda tüm samimiyet ve açıklıkla sözümüzü söyledik. Tüm yabancı güçler ülkemizi terk etmelidir." sözlerini hatırlatarak Taliban'ın "Kabil misyonunu" reddettiğini hatırlatıyor.
"Geriye bir soru kalıyor: Bu tutum liderler düzeyinde bir görüşmeyle değişebilir mi?" diyen Taştekin, yazısını şöyle noktaladı:
"Afgan hükümetinden konuştuğum bir kaynak, 'Muhtemelen tüm taraflar, yeni bir siyasi anlaşma gerçekleşene kadar Kabil Havaalanı'nı korumak için Türkiye ile hemfikir olacaktır.' dedi. Aynı kaynak, Taliban'ın da bu misyona rıza gösterme ihtimaline dair olarak da 'Türk yetkililerin doğrudan Taliban temsilcileriyle görüşmesi ve Taliban'ın şartlarına göre bir anlaşmaya varması ihtimali var' diyor.
Taliban açısından Türkiye ile uzlaşmanın muhtemel iki şartı olabilir:
Birincisi, Türkiye havalimanında kalabilir ama bunun Kabil'in ele geçirilmesini zorlaştıran bir misyona dönüşmesine izin verilmez. Bunun kırmızı çizgi olduğu net olarak görülüyor.
İkincisi bu misyon havaalanının açık kalması amacıyla askeri değil "teknik destek" olarak çerçevelenebilir. Havalanın teknik olarak işletilmesinde Afganistan hala yetersiz.
En iyimser senaryodan gidilirse şu söylenebilir: Taliban uluslararası diplomatik tecridin önlenmesine yardımcı olacaksa Türkiye üzerinden havaalanın açık ve güvenli bir şekilde işleyeceği güvencesini verebilir. Bu esnemeyi gösterip göstermeyeceğini kestirmek güç.
Taliban'la hâlihazırda diyalog içinde olan Çin, Rusya ve İran'ın Kabil'de Türkiye'nin rolünü büyütmesine sıcak bakmadığı da biliniyor. Bu, Taliban'ın da dikkate alabileceği bir diğer faktör olabilir mi, olabilir. Bütün olasılık hesaplarını çöpe atacak şey ise iç savaş senaryosunun kontrolden çıkmış vaziyette ilerlemesi."