Ferhat Encu: Til Rifat’ı yapanlar, Roboski Katliamı’nı yapanlardır
Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) unsurlarının 2 Aralık günü Şehba’nın Til Rifat ilçesine dönük gerçekleştirdiği saldırılarda, yaşları 3 ile 15 arasında değişen 8’i çocuk 10 sivil hayatını kaybetti. En az 10 sivilin de yaralandığı saldırıda hayatını kaybedenlerin kamuoyuna yansıyan görüntüleri, Şırnak’ın Uludere ilçesinde 28 Aralık 2011’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının hava saldırısıyla gerçekleşen Roboski Katliamı’nı hatırlattı. Roboski Katliamı’nda birçok yakınını kaybeden ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili Ferhat Encu, bu görüntüleri değerlendirdi.
SORUMLULAR AYNI
Rojava şahsında bir halka yönelik soykırım politikasının geliştirildiğini ifade eden Encu, "Bu politika, herhangi bir hukuku, insan hakkını, hak ve özgürlükleri esas almayan, tamamen oranın demografisini ortadan kaldırmaya yöneliktir. Aynı zamanda oradaki halkı yerlerinden göç ettirmeye yönelik bir politikadır" dedi. Til Rifat’ta yaşanan saldırının ardından yaşamını yitiren çocukların basına yansıyan fotoğraf ve görüntülerinin ikinci bir Roboski Katliamı olduğunu dile getiren Encu, "Til Rifat’ı yapanlar, Roboski Katliamı’nı yapanlardır. Onların beslediği çetelerin saldırısı sonucunda böyle bir katliam yaşandı. Roboski’deki katliamdan sorumlu olanlar, Til Rifat’taki katliamdan sorumludurlar" diye vurguladı.
ANNELERİN ÇIĞLIĞI
Görüntülerin toplumun büyük bir kesiminde aynı hissi uyandırdığını dile getiren Encu, "Bu acıyı 2011’de bizzat yaşamıştım. Oradaki annelerin feryatları, çığlığı Roboski annelerinin feryatları, çığlığı gibi kulağıma geldi. Orada düşen her beden kendi kardeşim, kendi akrabalarımdaki gibi bir his uyandırdı bende. Özellikle Roboski’nin yıldönümüne yakın bir tarihte olması acıyı daha da pekiştiren bir tablo oldu. Aralık ayında sadece Roboski gerçekleşmedi. Birçok katliam bu ayda gerçekleşti. Aralık ayı Kürtlerin en büyük acılarını yaşadığı bir ay olarak duruyor. Bundan dolayı bir matem ayı olarak nitelendirmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLERE KARŞI BİR KATLİAM’
Til Rifat’ta yaşananların Roboski gibi insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunun altını çizen Encu, "Bugün, Roboski Katliamı bütün kurum ve mekanizmalarla sümen altı yapılmış olabilir. Siyasi iktidar bunu kapatmış olabilir, fakat bu suçu işleyenler toplumun vicdanında mahkum olmuşlardır. Toplumun iktidar olduğu bir dönemde, bunları yargılayacak bir güce kavuştuğumuzda, bunların hesabını soracağız. Til Rifat da hesapsız kalmayacaktır. Bu sadece Til Rifat’ta değil, bütün Rojava’da Kürtlere karşı bir katliam girişimidir. Kürtlerin statüsüne yönelik bir saldırıdır. Kürdün iradesine, varlığına yönelik bir saldırıdır. Toplum bunu bilmeli ve buna karşı bir duruş sergilemelidir" diye konuştu.
HESABI SORULMADIĞINDA...
"Bir daha asla" sloganıyla hareket edilmesi ve buna göre adım atılması gerektiğini vurgulayan Encu, "Her bir katliamı boşladığımızda, karşı durmadığımızda, hesabını sormadığımızda yeni bir katliamla karşılaşma ihtimalimiz daha fazla oluyor" dedi. Roboski Katliamı’nın ardından ortaya çıkan cezasızlık uygulamaları nedeniyle birçok acının yaşandığını sözlerine ekleyen Encu, şunları söyledi: "Cizre, Silopi, Hezex, Şırnak ve Sur’da yaşananlar, bir bütün olarak Kuzey Kürdistan’da yaşananlar, cezasızlık politikalarının bir etkisiydi. Yüzyıldır bize yaşatılanlardan hesap sormadığımızdan kaynaklanıyor. Bize bu acıları yaşatanlardan toplumsal bir refleksle hesap sorma noktasına gelmeliyiz. Hukuki yollardan olsun, demokratik yollardan olsun hesap sorabildiğimizde, onların bu katliamlarla yüzleşmelerini sağlayabildiğimizde katliamların önünü alabiliriz. Siyasal anlamda sahipleniyoruz, ses çıkarıyoruz, söz söylüyoruz ama bunu pratik zemine indirgeyemiyoruz maalesef. Bunu bir disiplin içerisinde yürütemiyoruz. Cezasızlık politikası sürdükçe maalesef yeni Roboskiler, yeni Til Rifatlar ihtimal olarak önümüzde durmaktadır. Roboski Katliamı yaşandığında bizim ailelerimizin tek talebi bir daha böyle bir katliam, böyle bir acının yaşatılmaması mücadelesiydi."
"Ya bu acıları yaşamaya devam edeceğiz ya da önüne geçeceğiz" diyen Encu, "Toplumsal taleplerle, toplumsal uyanışla, toplumsal bilinçle ancak bunların önüne geçebiliriz. Toplumun tepkileri bilinçlenip, örgütlendiğinde bunlara karşı durduğunda, ‘Sen bir halkı katledemezsin, katledersen senden hesap sorarız’ noktasına geldiğimizde frenlenecektir" dedi.
TOPLUMUN İTİRAZINI YANSITMAK
"Şu anda sadece fiziksel olarak bir soykırım söz konusu değil. İrade olarak da bir soykırımla kaşı karşıyayız" diyen Encu, atanan kayyumların da soykırım politikasının bir ayağı olduğunu kaydetti ve ekledi: "Bunun sonraki adımı, fiziksel bir soykırıma ve yok etmeye yönelik bir adım olacaktır. Bu saldırılara karşı toplumsal muhalefeti oluşturarak, demokrasiyi savunarak, toplumun itirazını yansıtmamız gerekiyor."
MA / Ahmet Kanbal – Müjdat Can