Hayvan hakları aktivistlerine tehdit: Sizi kevgire çeviririz

Canlı hayvan ticaretiyle ilgili basın toplantısı düzenleyen hayvan hakları aktivistleri en fazla şarbon bildiriminin Türkiye'den geldiğini açıkladı.

Hayvan hakları aktivistlerine tehdit: Sizi kevgire çeviririz

Rıfat DOĞAN

ARTI GERÇEK - Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) ve Bağımsız Hayvan Hakları Topluluğu Beyoğlu’nda bulunan İnsan Hakları Derneği’nin İstanbul Şubesi’nde son günlerde çok konuşulan şarbon ve canlı hayvan ticaretiyle ilgili basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya HAKİM Sözcüsü Veteriner Burak Özgüner, Dahiliye Doktoru Oğuzcan Kınıkoğlu ve aktivist/gazeteci Zülal Kalkandelen katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Kalkandelen "Biz canlı hayvan ticaretine, sömürüsüne her türlü karşıyız. Daha iyi koşullar sağlanırsa yapılsın demiyoruz. Böyle bir söylemimiz asla olmadı. Bizi böyle itham edenler oldu, bunu reddediyoruz" dedi.

HAYVAN HAKLARI AKTİVİSTLERİNE SOSYAL MEDYADAN TEHDİT

"Bu basın toplantısını duyurduğumuzda sosyal medyada ‘sizi elek gibi eleyeceğiz, sizi kevgire çevireceğiz’ gibi bazı paylaşım ve tehditlerle karşılaştık" diyen Kalkandelen, "Böye bir ortamda basın toplantısı düzenleniyor. Canlı hayvan ticareti doğrudan hükümetin ucuz et politikasıyla bağlantılı. Bu konu dolayısıyla yandaş medyada kendine yer bulamıyor. O yüzden size çok iş düşüyor. Doğruları yansıtırsanız halka karşı da sorumluluğunuzu yerinize getirmiş olacaksınız" ifadelerini kullandı.

HAKİM’in hazırladığı açıklamayı Burak Özgüner okudu. 7 ay önce yaptıkları açıklamadan "Türkiye’nin 'ucuz et' politikası hayvanlara işkence insanlara hastalık ve çevreye felaket olarak dönüyor" cümlesini hatırlatan Özgüner, "Türkiye’nin de taraf olduğu Hayvanların Uluslararası Nakliyat Sırasında Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne açıkça aykırı olan bu ticaret, 21. yüzyılda hayvan köleliğini devam ettirip, insan sağlığını hiçe saymakta, ekolojik felaketlere de yol açmaktadır" dedi.

YAŞANAN SKANDALIN SORUMLULARI İSTİFAYA ÇAĞIRILDI

Özgüner açıklamada "Biz hayvan özgürlüğünü savunan aktivistler olarak hayvanların herhangi bir şekilde insan kullanımı için sömürülmesine kesinlikle karşıyız. İsteğimiz hayvanların iyi koşullarda nakliye edilmesi değil, hayvan haklarının tanınması ve özgür bırakılmalarıdır" ifadelerine yer verdi. Özgüner şöyle dedi: "Bunun altını çizerek 7 ay önceki açıklamamızda yazdığımız gibi yeniden vurgulamak istiyoruz: Bu gemiler ölüm gemileridir. Ölümden, işkenceden, hastalıklardan başka bir şeyde getirmeyecektir. 2018 yılı sonuna kadar 975 bin canlı hayvanın Türkiye’ye ithal edileceği bilgisi medyaya yansımıştır. Hayvanlara dehşet verici işkenceler yaşatan canlı hayvan ticaretinin derhal sonlandırılmasını talep ediyor ve yaşanan skandalın sorumlularını istifaya davet ediyoruz."

Hayvan hakları aktivistlerine tehdit: Sizi kevgire çeviririz - Resim : 1HAKİM şarbon ve canlı hayvan ticaretiyle ilgili basın toplantısı düzenledi.

AVUSTURULYA SENATOSU CANLI HAYVAN TİCARETİNİN YASAKLANMASI TEKLİFİNİ KABUL ETTİ

Açıklamadan sonra Özgüner, Kınıkoğlu ve Kalkandelen basının sorularını yanıtladı. Kalkandelen, toplantıda bugün yaşanan yeni bir gelişmeyi de paylaşarak "Bu sabah Avustralya senatosunda canlı hayvan ticaretinin yasaklanması kararı alındı, bu karar temsilciler meclisinde de onaylandıktan sonra o ülkede bu ticaret tamamen yasaklanmış olacak" dedi.

ERKEN TEDAVİ EDİLMEZSE ÖLÜME YOL AÇABİLİR

Kınıkoğlu da bugün Türkiye’de görülen şarbon vakalarının 2001’de görülen şarbon vakasından farklı olduğunu ve deri şarbonu olduğunu belirtti. Hayvanlardan bulaşan bir bakterinin derinin içerisine girmesiyle deri üstünde siyah bir lezyon ve etrafında kırmızı bir lezyon oluşturmasıyla karakterize olan bir hastalık olduğunu ifade eden Kınıkoğlu "Eğer tedavi edilmezse çok ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Erkenden antibiyotik tedavisine başlanması lazım. Hayvan ticaretiyle gelen hastalıklar sadece şarbonla sınırlı değil, bunun dışında enfeksiyon hastalıkları gibi başka hastalıklar da bize bulaşabilir" diye konuştu.

İNSAN BİYOLOJİSİ OTÇUL BİR YAPIYA SAHİP, HAYVANSAL ÜRÜN TÜKETMESEK DE OLUR

"Hayvan eti ve hayvansal ürünleri tüketmemiz gerekmiyor. Et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünleri tüketmeyerek daha sağlıklı olabiliriz" ifadelerini kullanan Kınıkoğlu insan biyolojisinin evrimsel olarak daha otçul bir yapıya sahip olduğunu, et ve hayvansal ürünlerin tüketilmesinin gerekmediği gibi tüketildiği takdirde insan sağlığı için de zararlı olabileceğini söyledi.

Veteriner Burak Özgüner de Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldıkları resmi verilerine göre 2017 yılında Türkiye’de şap hastalığının 315, mavi dil hastalığının 2, pipiarın 100, sığır brusellosunun 478, koyun keçi brusellosunun 128, şarbonun 114, koyun keçi çiçek hastalığının 166 olduğunu belirtti.

ŞARBON BİLDİRİMİ EN FAZLA TÜRKİYE’DEN GELİYOR

"Bakanlık ve il müdürlüğü yetkilileri ‘merak etmeyin, hastalık kontrol altında’ açıklaması yaptı ancak bu mümkün değil" diyen Özgüner sözlerine şöyle devam etti:

"Hayvan ölümlerinden haberdarız. Hastanelere intikal eden insanlar var. Tehdit devam ediyor. Şarbon hastalığı son 20 yıldır batıda azalmış, resmi verilere göre Baltık ve Akdeniz ülkelerinden en fazla Türkiye’den bildirim geldiği belirtiliyor."

ŞARBON KRİZİNİN BİRİNCİ DERECE SORUMLUSU HÜKÜMET

Özgüner yolculuk sırasında yaşananlara dikkat çekerek "Deniz seyahati sırasında yanan gemiler olduğunu biliyoruz. Hayvanların cayır cayır yandığını biliyoruz. Batan gemiler var. Can pazarı yaşandığını biliyoruz ama ısrarla bu ticaret sermaye, devlet ve ülkelerin teşviğiyle sürüyor. Zor bir mücadele, bu ticaret kolay kolay bitecek gibi görünmüyor ancak biz mücadelemize devam edeceğiz. Türkiye’nin hayvan ithalatındaki vergiyi sıfırlamasıyla bu furya başladı. O zamandan beri şunu söylüyoruz: Bu zulmün bitmesi gerekiyor. Normal bir şey değil. Okyanus ötesi bir yolculuk. Hayvan sağlığı açısından bir sürü risk barındırıyor. Bu hayvanlara moloz muamelesi yapılıyor. Bunun çok büyük sıkıntısını yaşayacağız. Yıllardan beri bunları söylüyoruz ancak kamu otoriteleri tarafından ne yazık ki ciddiye alınmıyoruz. Bugün şarbon kriziyle karşı karşıyayız ve bunun birinci dereceden sorumlusu hükümettir."

Son sözü alan Kalkandelen de "birilerine ters gelse de biz mücadelemize devam edeceğiz."

HAYVAN HAKLARI İnsan Hakları Derneği