Deprem bölgesinde personel, barınma ve ulaşım sorunları sürüyor: 'Hemşireler olarak artık tükendik'
Yusuf DURDU
MALATYA - SES Malatya Şubesi, kentte sağlık alanında yaşanan sorunlara dikkat çekmek için basın açıklaması yaptı. Sendikanın faaliyetlerini sürdürdüğü konteynerin önünde yapılan açıklamaya SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey de katıldı.
'MALATYA 18 AYDIR KADERİNE TERK EDİLMİŞ DURUMDA'
6 Şubat depremlerinde büyük can kaybı ve yıkımın yaşandığı Malatya'da sağlık emekçilerinin sorunlarının çözülemediğine dikkat çeken Karacabey, "Malatya, depremden sonra 18 aydır gerçekten kaderine terk edilmiş durumda. Bir şeyler yapılmaya çalışılıyorsa da gözle görülür bir düzenleme yok. Kaygımız bu süreçlerin şeffaf yönetilmediği konusunda. Hastanelerimizin, hizmet ürettiğimiz sağlık birimlerinin canlarımıza mal olmayacak şekilde güvenlikli binalar olmasını istiyoruz” diye konuştu.
'SAĞLIKÇILAR BARINMA SORUNU NEDENİYLE KENTTEN UZAKLAŞIYOR'
Malatya'daki barınma sorununa dikkat çeken Karacabey, "200 bin kişinin buradan göç ettiğini biliyoruz. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri özellikle barınma sorunundan dolayı hem güvenli barınma evleri bulamadıkları için hem de fahiş fiyatlardan dolayı Malatya’dan uzaklaşmaktadır” dedi.
'ENKAZDAN ÇIKAN SAĞLIKÇILAR HASTANELERE KOŞTU'
SES Malatya Şubesi Eş Başkanı Cansu Kaplan da, "Depremlerde ilimizde 12, toplamda 448 sağlık emekçisi hayatını kaybetti. Arkadaşlarımızın bir kısmı görevlerinin başında vefat etti. Enkaz altından sağ çıkanlarımız, yakınlarımızı ve ailemizi güvenli yerlere bıraktıktan sonra hiç tereddüt etmeden hastanelere koştu” diye konuştu.
'SAĞLIK EMEKÇİLERİ HAFTADA 56 SAATE VARAN NÖBETLER TUTUYOR'
Sağlık emekçilerinin sesinin kamuoyu ve yetkililer tarafından duyulmadığını dile getiren Kaplan, "Üniversite hastanesinde yaptığımız anket çalışması sonucunda gördük ki birçok arkadaşımız en az haftalık 48-56 saat arasında nöbetler tutmakta. Sebebini de personel yetersizliği olarak belirttiler. Şehrimizde barınma halen ciddi bir sorun. Yıkımların devam ettiği sokaklarda suların temiz akmaması, ulaşım yetersizliği nedeniyle sağlık emekçilerinin başka illeri tercih etmesinden dolayı kalan arkadaşlarımızın iş yükü ve uzun mesai saatleri devam ediyor" dedi.
'TIP MERKEZİNDE 18 AYDA SADECE 16 HEMŞİRE GÖREVE BAŞLADI'
6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen 18 aylık sürede İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde sadece 16 hemşirenin göreve başladığına dikkat çeken Kaplan, "Gerek şehrin gerek kurumların mevcut koşulların iyileştirilmemesi, şehrimizin sağlık emekçileri tarafından tercih edilmemesine neden oluyor. 14 Temmuz’da 52 hemşire alımı için resmi gazeteye verilen ilan, 18 Temmuz’da gerekçesiz iptal edildi. Malatya’ya gelip çalışmak isteyen arkadaşlarımız da alımın gerekçesiz iptal edilmesi nedeniyle mağdur edilmiş oldu" diye konuştu.
'20 YATAKLI SERVİSLERDE 1-2 HEMŞİRE ÇALIŞIYOR'
Hemşirelerin çalışma şartlarına değinen Kaplan, "24 saat boyunca en az 20 yataklı servislerde 1-2 hemşire çalışıyor. En az 10 yataklı yoğun bakımlarda 2-3 hemşire çalışıyor. Yataklı sağlık tesislerinde yoğun bakım hizmetlerinin uygulama usul ve esasları hakkında tebliğe göre üçüncü basamak yoğun bakımlarda iki yatağa bir hemşire bakması gerekirken hemşire yetersizliğinden yoğun bakımlarımızda 3-4 hastaya bir hemşire bakıyor" dedi.
'YOĞUN ÇALIŞMAKTAN DÜŞÜK RİSKİ YAŞAYAN ARKADAŞLARIMIZ OLDU'
Servislerde ve yoğun bakımlarda gün aşırı nöbet tutmak zorunda kalan hemsireler olduğunu anlatan Kaplan, "Henüz yıllık izin kullanamayan meslektaşlarımız var. Servislerde gece saat 12.00’den sonra tek kalan hemşire arkadaşlarımız mevcut. Bazı gebe arkadaşlarımız bu yoğun çalışmalardan dolayı düşük riski yaşadı. Yoğun çalışmak her şeyden önce dikkat dağınıklığına sebep oluyor" diye konuştu.
'GEÇİNEMİYORUZ, EŞİT VE ADİL ÜCRET TALEP EDİYORUZ'
Hemşirelerin taleplerini sıralayan Kaplan, "Tuttuğumuz gün aşırı nöbetler ve olağan dışı iş yükümüz nedeniyle yorgun argın eve geldiğimizde ihmal edilen çocuklar, eşler, anne ve babalarımız oluyor. Bu durumda aile içi huzursuzluğa, düzensizliğe neden oluyor. Performans, teşvik ödeme ve ek ödemeler çok yetersiz. Geçinemiyoruz. Kurumlar arası, kadrolar arası bir adaletsizlik mevcut. Tek kalemde emekliliğe yansıyan, adil, eşit işe eşit ücret talep ediyoruz" dedi.
'ARTIK TÜKENDİK'
"Deprem bölgesinde çalışan hemşireler olarak artık tükendik" diyen Kaplan, şunları söyledi:
"İnsanca çalışmak insanca yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Deprem bölgesine hemşire alımının olmasını istiyoruz. Üniversite hastanelerinde çalışan hemşireler olarak YÖK’e bağlı üniversiteler bünyesinde çalıştığımız için ekstra hak kayıplarına maruz kalıyoruz. Sağlığın tek elde yönetilmesi belki bu adaletsizliğin düzeltilmesinde bir çözüm olabilir. Şartlarımızın hafifletilmesini istiyoruz. Ayrıca, meslek tanımımızın yeniden bir an önce yapılmasını ve yetki ve sorumluluklarımızın net olarak sınırlarının çizilmesini istiyoruz. Sosyo-psikolojik destek talep ediyoruz. Sağlık emekçilerinin koşullarının düzeltilmesi sağlık hizmetlerini, sağlık hizmetlerinin de koşullarının düzeltilmesi hastalara faydası olacağı bir gerçektir. Bu konuda sesimizin duyulmasını istiyoruz." (HABER MERKEZİ)
TTB: Deprem bölgelerinde sağlık hakkına erişim sağlanamadı