İHD: Adalet ve hakikat için Ermeni Soykırımı ile yüzleşin

İHD, DTK ve HDP Ermeni Soykırımı’nın 103’üncü yılı dolayısıyla birer yazılı açıklama yayınladı.

İHD: Adalet ve hakikat için Ermeni Soykırımı ile yüzleşin

GÜNCEL - İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ermeni Soykırımı’nın 103’üncü yılı dolayısıyla birer yazılı açıklama yayınladı.

"Ermeni Soykırımı 103 yıldır inkâr ediliyor" denen İHD imzalı açıklamada, "İnkâr; en kapsamlı, en etkili, en kalıcı, en yaygın insan hakları ihlalidir. Çünkü çarpan etkisiyle çoğalan sayısız insan hakları ihlaline kaynaklık ve teşvik etmenin yanı sıra bunları cesaretlendirir" vurguları yapıldı. Açıklamada ayrıca "Artık yeter! Adalet ve hakikat için Ermeni Soykırımı ile yüzleşin" çağrısı dile getirildi.

İHD'nin açıklamasında şunlara yer verildi:

Ermeni tehcirine niçin "soykırım" diyoruz. Elbette bu kavramı, BM Roma Statüsü ve TCK 76. Maddedeki soykırım suçunun tanımını bilerek kullanıyoruz. 1915 yılında böyle bir tanım yoktu, ancak yapılan tehcirin günümüzdeki anlamı soykırımdır. Ayrıca AİHM’in Perinçek-İsviçre kararında belirttiği husus soykırımı inkâr da soykırımı kabul etmek de ifade özgürlüğüdür. Bu karar soykırım olmadığı veya olduğu anlamına gelmemektedir.

1915’te başlayan süreçte Anadolu’nun diğer Hıristiyan halkları, Süryaniler, Nasuriler, Ezidiler, Keldaniler ve Rumlar da soykırıma uğratıldı. 20. yüzyılın başında bugünkü Türkiye sınırları içinde her beş kişiden biri, yani nüfusun % 20’si Hıristiyan, Yahudi ya da Êzidi gibi farklı dinsel inançlara sahipti. Bugün bu oran binde birin altında. Doğal nüfus artışı yaşansa ve Hıristiyan halklar imha edilmeseydi bugünün nüfusuna oranlarsak, Hıristiyan ve Yahudiler’in toplam nüfusunun 17 milyon kadar olması gerekiyordu. Aslında imhanın boyutlarını anlamak için bu basit matematiksel hesap yeterli.

Soykırım yalnızca tüyler ürperten katliamlardan, nehirlerden cesetlerin akmasından ve vadilerin parçalanmış insan bedenleriyle dolmasından ibaret değil. Soykırım; ölümün tercih edildiği, ölümün kurtuluş olduğu, insanın insanlıktan çıkarıldığı korkunç bir sürgünden; yollarda saldırıya uğrama, açlık, hastalık ve tecavüzden; kuşaktan kuşağa aktarılan derin bir yaradan, tarif edilemez, telafi edilemez ve bağışlanamaz bir zulümden de ibaret değildir. Soykırım, aynı zamanda soygun, talan, yağma, muazzam bir hırsızlık demektir. Hırsızlık, soykırım kurbanlarının değeri hesaplanamayacak boyutlardaki taşınmaz mallarıyla işlikler, bağlar, bahçeler, tarlalar, konaklar, evler, hastaneler, manastır ve kilise arazileriyle de sınırlı değil.

Bu en bilinen boyutuna ek olarak hırsızlık, üzerinde az konuşulan ve az bilinen, düpedüz katledilen Ermeniler’in bankalardaki hesaplarına ve değerli eşya kasalarına el konulmasını da içeriyordu. Soygunun bu boyutunun tutarı 1915 yılının parasıyla 22 milyon dolar olarak hesaplanıyor. Ayrıca 20. yüzyılın başından itibaren Amerikan ve Fransız hayat sigortası şirketleri on binlerce Hıristiyan’a hayat sigortası yapmışlar, bunların değerinin de o zamanın parasıyla 20 milyon ABD dolarını aştığı tahmin ediliyor. İttihatçılar, bu hayat sigortası tazminatlarına da resmi yazılarında "Sahipleri öldü, mirasçıları da kalmadı; Osmanlı hazinesine devredilmelidir" diyerek göz koydular.

Ermeni Soykırımı 103 yıldır inkâr ediliyor. İnkârın, insanlığa karşı işlenmiş bu akla hayale sığmaz suçun gizlenmesinde bu büyük hırsızlığın da payı var.

İnkâr; en kapsamlı, en etkili, en kalıcı, en yaygın insan hakları ihlalidir. Çünkü çarpan etkisiyle çoğalan sayısız insan hakları ihlaline kaynaklık ve teşvik etmenin yanı sıra bunları cesaretlendirir.

Ermeni Soykırımı’nın 103. yıldönümü olan 24 Nisan 2018 günü, İnsan Hakları Derneği’nin tüm şube ve temsilciliklerinde aynı anda bir kez daha var gücümüzle haykırıyoruz: ARTIK YETER! ADALET VE HAKİKAT İÇİN ERMENİ SOYKIRIMI İLE YÜZLEŞİN!

"TARİHTE ERMENİ HALKINA UYGULANAN SOYKIRIM BUGÜN KÜRT HALKINA UYGULANMAKTADIR"

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Ermeni Soykırımı'nın 103'üncü yıldönümü vesilesiyle yayınladığı mesajda, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nden başlayarak "Türkleştirme" adı altında geliştirilen tek devlet, tek millet, tek dil oluşturma politikalarının sonucu olarak tüm Anadolu ve Mezopotamya halklarının büyük soykırım ve asimilasyon politikalarına tabi tutulduğu ve bu politikanın halen de sürdürüldüğü vurgulandı.

"Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Êzidîler, Çerkesler vb. birçok halk ve inanç kesimleri bu soykırımcı uygulamaları yaşadı" denilen mesajda, "Bu soykırım uygulamalarının en kapsamlı, tahrip edici ve sonuçlarının da telafisi mümkün olmayanı hiç şüphesiz ki, 1915 Ermeni Soykırımı’dır. 1,5 milyon civarında Ermeni bu soykırımda katledildi. Bir o kadarı da yerlerinden ve yurtlarından sürüldü, binlerce yıllık tarihi birikim üzerinde oluşan tüm toplumsal dinamikler yok edildi" ifadelerine yer verildi.k istiyoruz."

"103 YILLIK ACILARI VE YASI PAYLAŞIYORUZ"

Konuyla ilgili bir açıkalma da HDP'den geldi. "Planlı bir etnik kimlik ve inanç soykırımı olan Büyük Felaket’in (Metz Yeğern) üzerinden 103 yıl geçti" diye başlayan HDP açıklamasında şunlara yer verildi:

Coğrafyamızı çoraklaştıran suçlarla yüzleşmek noktasında ne yazık ki Türkiye halkları çok geç kalmıştır ve bunun bedeli hepimiz için ağır olmuştur. Hedefinde tek ırk, tek din ve tek dil olan tekçi anlayış, homojen bir toplum yaratmak adına Ermenilerden sonra bölgedeki diğer halklara da saldırmıştır. Dersim, Koçgiri, Çorum, Maraş, Sivas, Roboski, Cizre, Sur, Şırnak, Nusaybin, İdil, Kızıltepe, Yüksekova, Silvan, Silopi ve daha nice katliamlar adeta cezasızlığın ve yüzleşememiş olmanın ağır bedelleri olarak omuzlarımızdadır.

Bu topraklarda eşitlik, adalet ve özgürlük talebine hem batıda hem doğuda zulümle cevap verilmiştir. 103 sene önceki stratejisi ve taktikler bugüne kadar süregelmiştir. İskan politikaları ile demografik yapının değiştirilmeye çalışılması, eşitlik ve özgürlük talebini yükselten halklara ve kentlere saldırılması, insanların göçe zorlanması hep bu anlayışın devamı ve bugüne yansımalarıdır.

Bizler bugün tüm bu katliamları planlayanları ve faillerini lanetle anıyoruz. İnsanlığa karşı işlenen tüm suçlarla yüzleşilmesi ortak ve eşit bir geleceği, toplumsal barışı kurmanın da önemli bir adımı olacaktır. Halklar merhamet değil, adalet ve eşitlik istemektedir.

Anadolu’nun kadim halklarının torunları olarak, 103 yıllık acıları paylaşıyor, yaşanmış olan utancı ve insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor, o süreçte yaşamını yitirenleri bir kez daha hüzün ve saygıyla anıyoruz.

İHD DTK Ermeni Soykırımı