İmralı’da görüşmenin detayları: Öcalan Suriye’de Alevi katliamı ve süreç ile ilgili ne dedi?

DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, bayram vesilesiyle amcası Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmenin detaylarını anlattı. Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın süreç ile ilgili ‘Umudumu koruyorum' sözlerini ve Suriye'de Alevilere yönelik katliama ilişkin tepkilerini aktardı.

İmralı’da görüşmenin detayları: Öcalan Suriye’de Alevi katliamı ve süreç ile ilgili ne dedi?

Artı Gerçek - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çıkışıyla başlayan ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’a açıkladığı ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı ile devam eden sürece ilişkin devlet cenahı bir süredir sessizliğini koruyor.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı heyeti iktidarı ve devleti ‘somut adım atmamakla’ eleştirirken, Öcalan ile en son 31 Mart günü, aynı zamanda yeğeni olan DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan bayram görüşü gerçekleştirdi.

Ömer Öcalan son görüşmede Abdullah Öcalan’ın sürece dair uyarılarını ve değerlendirmelerini Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a değerlendirdi.

Ömer Öcalan ile yapılan röportajdan bazı bölümler şöyle:

FOTOĞRAFI İLE GÖRÜŞÜNÜ ARASINDA FARK VAR

*Babanız Mehmet Öcalan uzun bir süreden sonra ağabeyi ile görüştü, duygu yoğunluğu nasıldı? Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın aileleri de sizinle geldiler, onlar ne hissetti?

Kardeşi Mehmet Öcalan, 5 yılı aşkın bir süreden sonra görüşmeye gitti. Diğer tutsak arkadaşların aileleri için ise bu süre daha uzun. Babam (Mehmet Öcalan) 27 Şubat çağrısı için yayınlanan Başkanın fotoğrafını gördüğünde etkilenmişti. Şunu belirtebilirim ki; canlı gördüğümüz Abdullah Öcalan ile çağrı fotoğrafında yer alan arasında farklar var. Fotoğraf iyi çekilmemiş. Fotoğraftaki kendisidir ama canlı halinin o fotoğraftan daha dinç, daha iyi olduğunu tüm kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Kardeşi de bu fotoğraftan etkilenmişti. Onu İmralı’da gördükten sonra durumunun fotoğraftan daha iyi olduğunu belirtti...

GÖRÜŞMEDE EN ÇOK KONUŞULAN KONULAR

*Görüşmeniz boyunca en fazla hangi konuda konuştu, nelere dikkat çekti?

Görüşmenin ilk 40 dakikasında Suriye, Rojava, Federe Kürdistan Bölgesi, İran, Rojhilat ile ilgili yoğun değerlendirmeleri oldu. DEM Parti ile ilgili değerlendirmeleri oldu. İstanbul ile ilgili değerlendirmeleri oldu.

‘AZERİLER BİZİM DOSTUMUZ’

*27 Şubat’ta yapılan Asrın Çağrısı’nın sonuçlarına dair size bir şey aktardı mı, sonuçları hakkında bilgi sahibi mi?

27 Şubat çağrısı ile ilgili bize aktarımlarda bulundu. Bende çağrının yapıldığı salondaydım. Ulusal ve uluslararası basının yoğun ilgisini aktardım. “Ne kadar ilgi vardı?” diye sordu. Ben 300 civarında ulusal ve uluslararası basının çağrıyı takip ettiğini, yoğun bir ilginin olduğunu aktardım. 27 Şubat ve sonrasında halkta duygusal bir durum oluştuğunu, partimizin Kürdistan’ın hemen hemen bütün il ve ilçelerinde ve Türkiye’nin metropollerinde 101 merkezde toplantılar yaptığını anlattım. Bu çağrının Newroz ile güçlü bir şekilde sahiplenildiğini aktardık. Rojava ve Rojhilat’taki Newrozları sordu. Rojava’da Newrozların iyi geçtiğini anlattık. Rojhilat’ta ise Urmiye’de rekor katılım olmasının yanı sıra Azeriler üzerinden provokasyon çıkarılmaya çalışıldığını söyledik. Başkan araya girdi ve “Azeriler bizim dostlarımızdır. İlişkilerimiz o dönemlerden beri vardı. Azeriler düşünce ve fikriyatımıza yakın insanlardır” dedi. Zaten çok gerilim alanına yer bırakılmadığını söyledik. 29 Mart’taki Frankfurt Newrozunun final olduğunu ve çok görkemli geçtiğini söyledik. Başkan "Evet bizim çağrımız halkımız tarafından sahiplenildi. Bu konuda da Newroz’a katılan ve sahiplenen herkese selamlarımı iletiyorum. Newroz ve Ramazan bayramlarını kutluyorum" dedi. Biz BM, Almanya, Amerika, Rusya ve Çin’in Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na olumlu anlamda yanıt verdiğini, olumlu karşıladıklarını aktardık. Kendisi bu konuda da değerlendirmelerde bulundu.

‘ALEVİ KATLİAMINA BÜYÜK ÖFKE DUYDU’

*Abdullah Öcalan, Suriye merkezli dönen uluslararası politikalar, Kürtlerin orada elde ettiği statünün korunması, geliştirilmesi noktasında neler söyledi?

Bazı aktarımlarda bulunduk. Kendisi Rojava’ya hakim. Nusayri Alevilerin katledilmesine büyük bir öfke duyduğunu söyledi. "Bunu kabul etmiyoruz, böyle bir şey olamaz, Alevilere dönük katliamı doğru bulmuyoruz. Kaç kişi katledildi?" diye sordu. 2 binden fazla insanın katledildiğini söyledim. “Çoluk, çocuk, kadın… Önüne gelene kıyım yapıyorlar. Bu IŞİD’vari bir yöntemdir. Bunu kabul etmiyoruz. Nusayri Alevilerin hakkı, hukuku korunmalıdır. Dürzilerin hakkı ve hukuku korunmalıdır. Kürtlerin oluşturduğu sistemlere benzer sistemler oluşturabilirler. Birbirleri ile bağlantı kurabilirler ve bu IŞİD’vari yöntemleri kabul etmemeleri gerekiyor” yönünde değerlendirmeleri oldu. Şuan Suriye’deki merkezi yönetimi eleştirdiğini de belirtebilirim.

*AKP, yapılan çağrıdan sonra oyalayan, çözüm adımlarını atmayan bir noktadan yaklaşıyor. Abdullah Öcalan bu konuda sizlerle bir şey paylaştı mı?

Bazı durumların konuşulduğunu buradan belirtebilirim. Görüşmemizin odak noktası bu oldu. PKK’nin durumunu, PKK’nin gerçekleştireceği kongreyi, yol yönteme dönük bazı konular değerlendirildi. Güvenlik konusu ile ilgili şunu belirtebilirim; güvenlik konusunda herkesin kendi güvenliğini alması gerektiğini belirti. Lakin birçok eleştirisi olmasına rağmen, koşulların çok ileriye gitmemesine rağmen, Sayın Öcalan en sonunda “Ben umudumu koruyorum, bu süreci de sonuna kadar götüreceğim” diyerek kararlılığını belirtti. Bazı ihtiyaç ve taleplerin karşılanmadığını biz görebildik. Sayın Öcalan bu süreci yönetmekte kararlı olduğunu, umutlu olduğunu, sonuca götürmek için elinden geleni yapacağını belirti. Sayın Öcalan’a “Halkın size inancı tam, sizin ortaya koyduğunuz çağrının arkasındadır, sizin düşüncelerinize, size inanıyorlar. Ama 2015 çözüm süreci sonunda, 2019 ve 1993 yıllarında yaşananlardan kaynaklı kuşku ve şüpheleri var" diye aktardık. Başkan “Halk haklıdır, doğru noktadadır, doğru düşünüyor. Ama ben bu süreci yürütmekte ve bu süreci sonuca götürmekte kararlıyım. Umudum da vardır ve bunun için çalışıyorum” dedi.

*Abdullah Öcalan "Çağrının en önemli ayağı toplum üzerinden örülmeli" demişti ve bu noktada partinize önemli görev ve misyon biçmişti. Partinize yönelik süreç bağlamında yürütülecek politikalar konusunda bir değerlendirmesi oldu mu?

DEM Parti ile ilgili öneri ve eleştirileri vardı. İlk yaptığım görüşmede de Türkiye siyasal sisteminin üç blok üzerinde oluştuğunu söylemişti. Birinin kendini siyasal İslam referansı ile örgütlediğini, bir diğerinin ise kendisini batı ve sosyal demokratlık ile ifade ettiğini, diğerinin ise bizim temsil ettiğimiz DEM Parti öncülüğündeki siyaset olduğunu dile getirmişti. Bu üç yapının birbirine denk olduğuna vurgu yaptı. DEM Parti’nin oy oranını sordu, bende yüzde 13’te görülmekte olduğunu söyledim. “Nasıl yüzde 13, bu oranın yüzde 20’ye çıkması lazım. Potansiyel yüzde 20’nin üstüdür. Çalışmak lazım. Çalışmıyorsunuz. Konuşmaktan ziyade çalışmak lazım. Halk içinde örgütlenmek lazımdır. Bu partinin potansiyeli var. Konuşmaktan ziyade ev ev, sokak sokak örgütlenmek lazım. Ben çocukluktan beri örgütleniyorum. Benim bir tane namaz grubum vardı, okula giderken bir arkadaş grubum vardı. Bu noktada çalışmalısınız. Emek vermeniz gerek” diye belirti. Urfa ile ilgili sıçrama yapması gerektiğini söyledi. “Urfa’nın potansiyelinin yüzde 50 üzeri olduğunu, uygun politikalar ile geliştirilmesi gerekiyor. Bunun ile ilgili çalışmak gerek” dedi. Bu noktada eleştiri ve önerileri vardı. Halkçı bir şekilde örgütlenmek gerektiğini kaydetti.

*Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, 8 Mart, Newroz ve son olarak 4 Nisan’da halklar tarafından sahiplenildi. Bunun yanında İmralı’da da tecrit devam ediyor. Buna dair neler söylemek istersiniz?

Yapılan görüşme bir aile görüşmesi kapsamında yapıldı. Heyetler var, süreci yönetenler var. Avukatların gitmesi gerek. akademisyenler, gazeteciler gitmeli. Bunu sizin aracılığınız ile vurgulamak istiyoruz. Türkiye’deki infaz kanunlarından, doğan haklarımızdan yararlanmak istiyoruz ve bu görüşmelerin devam etmesini talep ediyoruz. Bu görüşme bir aile görüşmesiydi. Böyle tanımlanması bizim için esaslı bir durumdur. Bu yürütülen süreci aşamalı değerlendiriyoruz. Önce bir temas, sonra konuşulması, tüm kamuoyunun buna destek vermesi gerekiyor. Kürtler barışa, demokrasiye dört el ile sarılmışlar. Onun için 8 Mart, 21 Mart ve 4 Nisan’da sahiplenme oldu. 4 Nisan’da birçok yerden insanlar Amara’ya akın etti. Bu çağrının sahiplenildiğini gösteriyor. İnsanlar kendini Amara’da görüyor. Türkiye halkları bu süreci sahiplenmelidir. İnkar, asimilasyon çözüm değildir. İnsanların doğuştan gelen hakları var. Kürtler bir halktır, Türkiye için bir tehdit değiller. Doğuştan gelen halklarının koruma altına alınması herkese yarar sağlar. Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Herkesin bu sürece dört elle sarılması gerek. İnşa etmek emek ister, bozmak ise iki cümleyle de olur. Bunun için hassas yaklaşıyoruz. İktidar da atması gereken adımları geç kalmadan atmalı. Halk barışa, çözüme, istikrara susamıştır. Herkesin buna destek vermesi gerek. Bunun için yapılması gerekenler var. Biz şart, koşul demiyoruz ama ihtiyaç ve talepler var. Bunlar toplumsaldır. Bunların altyapısı olan şeyler, yapılabilir. Toplumsal bir sözleşme ile bu çözülebilir. Birileri bazı kavramlardan rahatsız olmamalı. Kürtlerin de ihtiyaçları vardır. Bu talepleri görülmeli. Umudumuzu koruyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için elimizden geleni yapacağız. Önemli olan herkesin bu süreci sahiplenmesidir. Halk bu sürece sahip çıktı. Büyük, onurlu barışı inşa etmek için halkımız ile birlikte elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. İmralı Adası’nda büyük bir fedakarlık, büyük bir emek, mücadele verilmekte. Onurlu bir barış için halkımız bu sürece destek veriyor. Halkımızın daha fazla destek vermesi, sahiplenmesi gerek. Bu sahiplenmeyi Türkiye metropollerine taşıyarak, herkesin yetkilileri adım atmaya zorlaması gerekiyor. (HABER MERKEZİ)

*Röportajın tamamı için: https://mezopotamyaajansi43.com/tum-haberler/content/view/272594

PKK Lideri Abdullah Öcalan imralı süreç Ömer Öcalan